"Zeytin sineği, zeytin güvesi, zeytin kara koşnili, zeytin kabuklu biti, zeytin pamuklu biti..." Başka düşmanları da var fakat azılı olanlar bunlar. Peki en azılı düşman kim? Elbette etinden, yağından, kabuğundan, odunundan, özetle her zerresinden fayda sağlamasına rağmen canına kasteden insan... Zeytin ağaçlarının 2 bin yıl yaşadığına bile rastlanıyor. Antikçağlardan bu yana kutsal kabul edilen, bereketine şükredilen (mesela Kuran 7 ayrı yerde anıyor adını) zeytinin tarihinde Türkiye'nin şu anki ihaneti bir iğneli yaprak kadar yer tutmayacaktır. Fakat ibretliktir, anlatılması gerekir...
*
Önce yasal zemin hazırlandı. Enerji Bakanlığı istedi, kanun değişti, 25 dönümden ufak zeytinliklerin kesilip biçilmesine ve enerji/maden yatırımı yapılabilmesine yol açıldı. Ekonomi sayfamızda belirtildiği üzere, Türkiye'deki zeytinliklerin yüzde 50'si ortalama 10 dönüm... Sonra, yangından mal kaçırır gibi Bakanlar Kurulu'nun "acil kararnamesi" ile Soma'da Kolin Termik Santralı'nın yapımı için kamulaştırma izni çıktı. Santralın kurulacağı Soma'nın Yırca Mahallesi'ndeki köylüler yürütmeyi durdurmak için dava açtı. Ancak özel güvenlik korumasındaki dozerler zeytinliklere daldı ve katliam başladı. Köylüler engel olmak istedi. Yere yatırıldılar. Dövüldüler. Özel güvenlik tarafından kelepçelendiler. Yerde yatarken yüzlerine biber gazı sıkıldı. Jandarma gelip kelepçeleri çıkardı. Anahtar bulunamayınca bileklerinde kelepçeyle kalakaldı bazı köylüler, fotoğraflarını gördük. Enerji Bakanı Taner Yıldız "Orada ne kadar zeytin ağacı kesti, bunu bir kayıp olarak görmüyoruz, yerine yüz katını, bin katını diksin o yatırımcı. Ama oraya 1.3 milyar dolarlık yatırım yapacaksın, oradaki kesilecek 100-200 tane zeytin ağacının Türkiye'nin gelişmesine de mani olmaması lazım" dedi.
*
Köylülerin isyanlarına rağmen yapılan HES'lerin, mühendislik harikası duble yolların zararlarını gördük, görüyoruz. Bir yağmur yetiyor öfkesini göstermeye doğanın; gasp edileni muhakkak geri alıyor. 2 bin yılı, 200 yılı geçtim; 20 yıl sonra hükmü kalacak mı belli değil bu katliamlara kapı aralayanların. İşlerine gelince İslami referans bulmakta pek mahir olanların ahirette gölgesine sığınacak bir zeytin ağacı bulabilmeleri mümkün olacak mı kimse bilemez. Ben bildiğim ve çok sevdiğim bir Cemal Süreya notuyla bağlayayım konuyu Yırcalı köylüleri selamlamak için. Cemal Süreya'nın "Kısa Türkiye Tarihi"ndendir dizeler: "Şelaleye Düşmüştür Zeytini dali; Celaliyim Celalisin Celali."