Gıda, su ve enerji: Bir kez daha düşünmek
İlknur Menlik [email protected]
Gıda, su ve enerji, 21. Yüzyılın yeni küresel strateji alanlarını oluşturuyor. İşin aslı, kuraklık, enerji ve gıda güvenliği gibi sorunların kendi ülkelerinden çok uzaktaki ülkelerde olduğunu düşünenler, bir kez daha oturup düşünmeli. Evet, iklim değişiyor ve gıda üretimi bundan etkileniyor. Örneğin; Türkiye kısa bir süre önce son yılların en kurak dönemini geçirdi. Pek çok tarımsal üründe rekolte kaybı tahminleri yapılıyor. Kayıp tahminleri yapılan ürünlerde fiyat artışları gözleniyor. Benzer şekilde, bundan birkaç yıl önce ABD, Rusya, Kazakistan ve Ukrayna gibi ülkeler de kuraklığın etkilerini çok yakından hissetmişlerdi. ABD'de tarlalarda kuruyup giden mısır koçanlarının fotoğrafları halen hafızalarımızda.
Suyun tarımsal üretim için ne denli önemli olduğu ortada. Ama bundan etkilenen sadece gıda mı? Mart ayında kutlanan Dünya Su Günü'nde "Su ve Enerji" konusu dünya gündemindeydi. Su, enerji üretimi için de vazgeçilmezler arasında. Yani kuraklık sadece gıda üretimini vurmuyor. Bu nedenle enerji konusu giderek önem kazanıyor. Öyle ki, Çin ile Japonya arasında küçük, kimsenin yaşamadığı adalar bile iki ülke arasında sorun yaratmaya devam ediyor. Asya'yı sıcak tutan bu adaların önemli olmalarının nedeni, hiç el değmemiş petrol kaynaklarının üzerinde yer aldıklarının düşünülmesi. Enerji güvenliği tüm ülkeler için önemli. Ama fosil yakıt ihtiyacının güvenceye alınması ile su ve gıda sorunu çözüme kavuşur mu?
Ülkeler, enerji güvenliklerini sağlayabilmek için alternatif enerji kaynaklarına yöneliyorlar; tıpkı ABD'deki kaya gazı örneğinde olduğu gibi. Tahminlere göre birkaç yıl içinde ABD, en büyük gaz üreticisi olacak. Hatta kendi ihtiyacından fazla üretileceği hesaplanan kaya gazını ihraç edecek. Enerji güvenliği, Avrupa'da da Ukrayna krizinin ardından sıkça tartışılan bir konu olmaya başladı. Kaya gazı, heyecanlandıran bir seçenek olarak AB'nin de önünde duruyor. Ama endişeler de beraberinde geliyor. Endişelerin kaynağı, gazı çıkarmak için kullanılan bugünkü teknolojide kullanılan tonlarca su. Üstelik içine çeşitli kimyasallar katılan bu suyun, temiz yeraltı sularını kirletme riski olduğu belirtiliyor.
Kısacası, birini çözseniz diğerinin etkilendiği bir durum var ortada. Bunlar önemli, birbiriyle bağlantısı olan kalıcı sorunlar. Gıda, enerji ve su, bu dünyanın 3 vazgeçilmezi, ama aynı zamanda da global dünyanın en karmaşık sorunu. Bu nedenle küresel gelişmeleri doğru bir düzleme oturtmak lazım.
Dünya Ekonomik Forumu'nun anket yöntemiyle hazırladığı "Küresel Riskler 2014" Raporunda, "2014'te En Büyük Endişe Kaynağı Olan 10 Küresel Risk" arasında; İklim değişikliğinin hafifletilmesi ve adaptasyon sağlamada başarısızlık; seller, fırtınalar, kuraklık gibi aşırı hava olaylarının etki alanının büyümesi; su krizi; gıda krizi ve şiddetli siyasi ve sosyal istikrarsızlık gibi ciddi riskler sıralanıyor.
Kalıcı çözümün anahtarı ise küresel bütüncül politikalar uygulanmasında. Eğer dünya liderleri gerekli önlemleri almakta gecikirlerse, açlık çeken 875 milyon ve temiz suya erişimi olmayan 768 milyon insana yenileri katılacak. Bunun doğuracağı siyasi ve sosyal istikrarsızlıkların maliyeti ise çözümden daha pahalıya mal olacak.
|