Buğdaydan yapılan geleneksel bir Anadolu yiyeceği olan bulgur, beslenme açısından en önemli gıda hüviyetinde bulunuyor. Sağlık açısından da önemli ve ucuz bir şifa deposu olan bulgur buğdaydan yapılıyor.
Buğday da öz, kepek ve endosperm olarak adlandırılan 3 bölümden oluşuyor. Faydalı besin öğelerinin birçoğu öz ve kepek bölümü içinde yer alıyor. (Çinko, magnezyum, krom gibi mineraller, diyet posası, bazı fenoller, fitatlar ve selenyum; ayrıca B-12 dışındaki bütün B vitamini maddeleri.) Bulgur, kandaki yağları düşürücü yönü olduğu bilinen ve posa/lif bakımından da oldukça zengin bir gıda. Bulgurun karbonhidrat değeri düşük, protein değeri ise yüksek. Bulgurda bulunan B1 vitaminleri, sinir ve sindirim sisteminde önemli rol oynuyor. İçerdiği folik asitten dolayı çocuk ve hamile kadınlar için çok önemli bir gıda maddesi olan bulgur, doymamış yağa sahip ve toplam yağ oranı düşük olduğu için sağlıklı bir besin maddesi. Kolesterol içermeyen bulgurda, hububat ürünlerinin en büyük dezavantajı olan fitik asit de pişirme ve kurutma işlemlerinden geçmesinden dolayı bulunmuyor. Bulgur, yüksek mineral ve selülozdan dolayı besin emilimini hızlandırıyor, kabızlığı engelliyor ve bağırsak kanserini önlüyor. Bakliyatlarla birlikte pişirildiğinde dünyadaki en önemli besin kaynağı durumuna gelen bulgur, radyasyona karşı da dayanıklı. Besin değeri ekmek ve makarnadan daha yüksek olan bulgur, pişirme-kurutma işlemlerinden dolayı küf oluşumuna karşı dayanıklı. Liflerin tok tutucu bir özelliğe sahip olması, bulgura kilo kontrolünde de önemli bir rol yüklüyor. Dünya Sağlık Örgütü raporlarına göre günde 25–30 gr civarında lif ihtiyacımız var. Bu ihtiyacımızı 1 tabak bulgurla çok rahat şekilde karşılayabiliyoruz. Glisemik endeksi düşük olduğu için bulgur uzun süre tok tutuyor, kana yavaş karıştığı için de diyetlerde kullanılabiliyor. Pirinç ve kuskustan daha besleyici olan bulgur, şeker hastalarına alternatif yiyecek olarak tavsiye ediliyor.
kaynak.zaman |