Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 22 Aralık 2024 Pazar
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  Gıda »  BASINDAN MAKALELER » 
facebook
Twitter
  ANA SAYFA   
 Gıda Güvenliği
 Tüketici Köşesi
 Un, Unlu Ürünler
 Makarna
 KuruTahıl,Bakliyat
 Yemeklik Yağlar
 Kırmızı Et, Ürünleri
 Fast Food
 Dondurma
 Beyaz Et, Ürünleri
 Yumurta, ürünleri
 Süt, Süt Ürünleri
 DondurulmuşGıda
 Sebze,Meyve
 Bal, Reçel
 Zeytin, Ürünleri
 Konserve,Turşular
 Hazır Yemek
 Kuru Yemiş,Çerez
 KurutulmuşGıda
 Organik Gıdalar
 Diyet Gıdalar
 Baharatlar
 Salça, Ketçap
 Tatlı, Şekerleme
 GDO Gıdalar
 Marketler, Haller
 Toptancı, Bakkal
 Restoranlar
 Diğer Gıdalar
 Ambalaj
 Seminer,Kongre

 
 Osman MÜFTÜOĞLU
 [email protected]

 21 Haziran 2013






Hamburger mi kuru fasulye mi

Geleneksel pek çok şeyimiz gibi beslenme alışkanlıklarımızı da değiştirip “batı tipi beslenme” denen sağlıksız bir beslenme modelinin esiri haline geldik!


Çocuklarımız ve gençler kuru fasulye ve nohudu tanımıyorlar, mercimek ve bezelyenin ise farkında bile değiller. Çünkü gazete ve televizyonlarda kıymalı veya pastırmalı kuru fasulyenin, kuşbaşı et ve soğanla hazırlanmış nohut yahnisi ya da “patlıcanlı-domatesli bulgur pilavının yanında zeytinyağı eklenmiş cacığın” reklâmı yok!
Varsa yoksa vıcık vıcık trans yağ, sağlıksız et, kızarmış patates, yanmış un kaynayan pizzalar ve hamburgerler, patlamış mısır, browni, fruktoz şurubunda yüzen şekerleme ve tatlılar...
Özetle gelişmeler beslenme alışkanlıklarımızın kökünden değişme yolunda olduğuna işaret ediyor. Fast food beslenme kültürü yayılıp, çocuk ve gençlerimiz hamburger, kızarmış patates ve kola üçlüsü veya pizza-kola mönüsüne alıştıkça geleceğin obezleri, diyabetlileri, tansiyon, kalp hastaları haline geliyorlar, buna çok dikkat edin.

FAKİR DEĞİL, FİKİR GIDASI

Baklagil grubundaki besinlerin her biri sağlık mucizesidir. Şöhreti her yıl biraz daha artan “Akdeniz mutfağı” hikâyesinin temel oyuncularından biri de baklagil ailesidir. Bu mucize besinlerin bitkisel proteinlerden, vitaminler ve minerallerden, polifenoller ve liflerden zengin yapıları sebebiyle vücuda çok değerli besin öğelerini kazandırdıkları malum.
Ayrıca kolesterolü düşürerek kalp hastalıklarıyla mücadeleyi kolaylaştırdıkları, kan şekerini dengeledikleri, kilo almayı zorlaştırdıkları, kan basıncı kontrolüne yardımcı oldukları, kabızlığı engelledikleri, kalın bağırsak divertikülü ve kanseri gibi iki önemli sorunda riski azalttıkları da biliniyor.
Baklagillerin olmadığı bir mutfak hiçbir zaman sağlıklı olamaz.
Kalori bakımından dengeli, vitamin, mineral, antioksidan, polifenoller ve posa bakımından güçlü, bitkisel proteinlerden zengin olan bu besinleri yemeden büyüyen çocukların sağlıklı kalmaları zordur.
Ne fasulye ve nohuttan ne de barbunya ve mercimekten vazgeçin.
Mutfağınızda bu besinleri daha sık kullanmanın, sofranızda onlara daha çok yer vermenin çocuklarınız ve sizin için daha çok sağlık anlamına geldiğini unutmayın.
Bana sorarsanız yalnızca etli kuru fasulye, kuşbaşılı nohut veya mercimek çorbasıyla da yetinmeyin. Bu besinleri salatalarınıza, makarnalarınıza sebze yemeklerinize de ekleyin. Fırında fasulye, nohutlu, mercimekli ya da fasulyeli salata ve tabii ki humusu sofralarınızdan eksik etmeyin.


UNUTMAYIN
Posa kaynağıdır


Çocuk ve yetişkinlerin ulaşabilecekleri en güçlü posa kaynakları olan bakliyat grubu yiyeceklerin 100 gramında ortalama 6-8 gram civarında posa bulunuyor. Posa tüketimini artırmanın kabızlık, divertikülit, kalın bağırsak kanseri gibi hastalıklar, kolesterol, şeker yüksekliği gibi sorunlarla mücadeleyi kolaylaştırdığı ise iyi bilinen bir sağlık gerçeği.
Düzenli olarak fasulye, nohut yiyenlerde bu yiyeceklerin yüksek sterol ve posa içeriği kolesterol sorununun kontrolünü de kolaylaştırıyor.
Kalp damar hastalıklarına yakalanma riskini azaltıyor. Fasulye başta niyasin olmak üzere B grubu vitaminler ve folik asitten zengin bir besindir. Yapısındaki proteinler vücuttan kalsiyum kaybına da yol açmıyor. Bu özellik önemli bir fayda sağlıyor.
Ayrıca siyah ve kırmızı fasulye zengin birer antioksidan kaynağı. Sarı ve bej renkli fasulyede de bol miktarda polifenol yapısında antioksidan var.

ÖNEMLİ
Protein deposudur


Kuru fasulye, nohut, mercimek ve barbunya en güçlü bitkisel protein kaynakları arasında gösteriliyor. Hatta ihtiva ettikleri protein miktarı onların neredeyse etle bile mukayeselerine sebep oluyor. Mesela bir su bardağı dolusu mercimek ile 60 gramlık tam yağsız sığır filetosunda hemen hemen aynı miktarda (17-18 gram) protein var.
Ayrıca bu miktar kuru fasulyeden bir gramdan daha az yağ kazanırken, sığır etinden en az 5 gramdan çok doymuş yağ kazanıyorsunuz. Eğer bu besinleri protein bakımından daha da zenginleştirmek istiyorsanız onları et (etli nohut, etli kuru fasulye), pilav, yoğurt ile birlikte yiyebilirsiniz.


AKLINIZDA OLSUN
Kilo kontrolüne yardımcı olur


Son zamanlarda fasulye ve diğer bakliyatın kilo kontrolünde önemli yararlar sağladığı anlaşılmıştır. Kolay tokluk sağlaması, kan şekerini dengelemesi, yüksek lif içermesi ve hatta yapısındaki bazı maddelerin şekerin emilimini engellemesi bu ucuz, bol ama mucize yiyeceğe önemli bir özellik daha kazandırmış oluyor. Fasulye, nohut ve mercimek kan şekeri üzerindeki bu olumlu etkisinden dolayı şeker hastalarına da tavsiye ediliyor.











http://www.hurriyet.com.tr

Ekleme Tarihi
21.06.2013
Ekleyen Kişi
gidatarim2

Etiketler: Osman MÜFTÜOĞLU ,Hamburger mi kuru fasulye mi
Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız