Akdeniz Sinekli Mandalina Kimlere Yedirildi
Eskiden Ankara’nın iki alışveriş merkezi vardı. Yüksek gelirlilerin alışveriş ettiği Kızılay diğeri ise yoksul kesimin Ulus semti idi. Kızılay semti protokolün gözünün gördüğü yer olduğu için burada olmasa da Ulus’ta bayram arifelerinde yere serilen sergenin üzerine pantolon, gömlek veya çoraplar yığılır, satıcılarının adına işportacı denilenler başında bas bas bağırır: ihraç malları, yetişin kalmıyor.. Ucuzluğuna da diyecek olmazdı.. İnsanlar da alışveriş etmeden önce sanırdı ki firmanın biri bunu ihraç gayesi ile üretmiş ve satamayıp zor durumda kalınca maliyetinden işporta piyasasına satmış.. O satılan gömleklerden, çoraplardan bir tane alayım deseniz ancak bir giyimlik olup ihraç malı değil ıskarta malı.!
Şimdi AVM’ler çıktı. Merkezler çoğaldı. Yoksulu da varlıklısı da pahalı AVM’lerin renkli, cicili bicili ortamından alışveriş ediyor. Tüketiciler AVM’lerin pahalı kiralarını finanse ediyor. Sadece giyim değil yiyecek, içecek, meyve ve sebze tedarikleri de buralardan sağlanıyor. Giyim de hazır yiyecek de marka sevdası, markalaşma var ama sebze ve meyvede markalaşma var mı? AVM’lere, Süpermarketlere, manavlara sevk edilen sebze ve meyvelerin yenilir olduğuna dair bir güvence var mı? Bu güvenceyi kim verebilir?
Türkiye sebze ve meyvede kendi ikliminin verdiği avantaj ile Avrupa Birliği ülkelerine, Rusya Federasyonuna meyve ve sebze ihraç eden bir ülke. Meyve ve sebze de markalaşmanın birinci ölçüsü tarım ilacı ve hastalık kalıntısı olmamasıdır. Bu olumsuz durum önlenmediği için zaman zaman meyve ve sebzelerimiz iade ediliyor.
Peki ihraç edilip de yurt dışından iade edilen sebze ve meyveler ne yapılıyor?
Afiyetle bizlere yediriyorlar. Nasıl mı?
Türkiye’de bir firma gıdanın her türlüsünü ihraç etmeye (yurt dışına satış) kalkıştığında o gıda için Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından sağlık sertifikası almak zorundadır. O gıda bir ambalajlı gıda olup bir gıda üretim sertifikası var ise bile..
Yaş meyve ve sebzenin önceden gıda üretim sertifikası zaten olamaz. İhracatçı firma yaş meyve ve sebzeyi ihraç etmek için kamyona yükler . Firmaya en yakın gümrük dairesine sevk eder. O ilin Gıda Tarım Hayvancılık İl Müdürlüğündeki Gıda kontrol Uzmanlarına başvurarak sağlık sertifikası düzenlenmesini ister. Resmi uzmanlar gümrük dairesinde bekleyen gümrük beyannamesi açılmış sebze veya meyveden numune alıp resmi laboratuarda tarım ilacı kalıntısı meyve sebze böcek ve sineklerinin mevcut olup olmadığını analizlerinde belirler. Bir buluntu çıkmaz ise Türkiye Cumhuriyeti Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı adına sağlık sertifikası düzenlerler ve firmaya verirler. Firma da diğer belgeler ile bu belgeyi kamyoncunun eline verir. Kamyoncu malı satın alacak ülkenin gümrük kapısına gelince bu belgeleri ilgililere sunar. Artık hiçbir ülke bir diğer ülkenin sebze ve meyvede bir diğer ülkenin verdiği sağlık sertifikasına itimat etmeyip kendi resmi laboratuarlarında da analiz etmeden ülkesine sokmuyor .
İşte 2012 yılı başından bu yana Rusya’ya ihraç ettiğimiz 10 partide gönderilen 260 ton mandalina iade edildi. Rusya Federasyonu Federal Bitki Koruma ve Karantina Servisi (Rosselhoznadzor) yetkilileri, son parti 23 ton mandalina üzerinde de sağlık taraması yaptığını ve Türkiye’ye iade ettiğini açıkladı.
Gıda Tarım Hayvancılık Bakanlığı Ulusal Gıda Yönetmeliğine göre Türkiye’ye iade edilen her türlü gıda ilk giriş kapısında imha edilmek zorundadır. Peki, Rusya Federasyonunun sağlıksız, Avrupa’nın tarım ilacı kalıntısı bulunduğu gerekçesi ile iade ettiği sebze ve meyvelerin iade edilenlerinin gümrükte imha edildiğini hiç işittiniz mi?
İşitmiyorsunuz çünkü o mallar Türkiye’ye sokulup iç piyasaya işportaya sunulan mallar gibi yerlerde değil AVM’lerin reyonlarında satılıyor. Veya hallere sokulup vilayetlerin diğer hallerine tüketicilerin midesine girmesi için gönderiliyor. Afiyetle yediriliyor…
Peki yurt dışından iade edilen sebze ve meyvenin ilk ihracı esnasında ona sağlıklıdır sertifikası verenlerin yakasına devletimiz yapışıyor mu? İşitmedik!
Peki ihracata sunulmayıp da bahçelerden, tarlalardan hallere, hallerden diğer illerin hallerine oradan da manavlara, AVM’lerin, süpermarketlerin manav reyonlarına getirilen sebze ve meyvelerin iç kontrollerinin GTH Bakanlığınca yapıldığını işitiyor musunuz.? Peki, işitiyoruz diyor iseniz iç kontrollerin güvenilir bir şekilde yapıldığına inanmak mümkün mü? Dış satımdaki resmi kontrollerin güvenilmez olduğunu Rusya, AB gözümüzün içine sokar iken iç kontrollerin güvenilir olduğuna nasıl inanalım?
Evet. Avrupa Birliği ülkelerinin tarım ilacı bulduğu, Rusya Federasyonunun da Akdeniz Sineği Bulup iade ettiği sebze ve meyveleri toplum olarak bizlere tükettirildi.
Tükenen meyve sebze değil bizler olacağız..!
|