Esen Evran Jaguar'ıyla un dağıtan kadın Çırağan'a özel reçel üretiyor İnsana hayal kurmaktan vazgeçmemesi gerektiğini bir kez daha hatırlatan bir kadınla çakıştı yolum. Koç Üniversitesi'ni bitirip İtalya'da, Politecnico di Milano'da Stratejik Yönetim Tasarımı okumuş, İtalya'da yaşarken, 'iyi yemek' kavramıyla tanışıp hangi şefler, nasıl ürünler arıyorlar onu keşfetmiş.
Mezun olunca Avrupa'daki farklı şirketlere iş geliştirme danışmanlığı verirken, iyi de paralar kazanmış. Sonrasında yoluna çıkan insanlar ve Çırağan Oteli'nin şefinin "Türkiye'de iyi reçel bulamıyoruz" serzenişi, onu bugün geldiği noktaya taşımış.
Gülçin Erdeniz Kenar, 31 yaşında. Avrupa'da şirketlere danışmanlık verirken o kadar iyi kazanmış ki, 24 yaşında Jaguar'ıyla müşterilerine un taşıyormuş. Ama şirket kurmaya karar vermesi babasının zoruyla olmuş. Erkek arkadaşıyla evlenmek isteğinde babası "Ben bir maaşlıya kız vermem, kendi işinin patronu olsun" dediğinde de "Hadi bir şirket kuralım" demişler.
Şimdi ne yapıyorlar? Beni onlarla konuşmaya götüren de bugün yaptıkları iş aslında, İstanbul'daki pek çok beş yıldızlı otelin yabancı şefleri, doğal ürünlerin, farklı lezzetlerin peşinde. Bunları piyasada bulmak zor ya da imkânsız. İşte Gülçin Erdeniz Kenar ve eşi Taner Kenar uluslararası şefler için otantik ürünleri arayıp buluyor, belli standartlarda üretilmesinin koşullarını yaratıyorlar. 27 farklı restoran ve otele, 200'ün üzerinde ürün sağlıyor, bunu 12 üreticiyle ortak çalışarak yapıyorlar.
Örneğin Türkiye'nin tek gezen tavuğunun tedarikçisi onlar, organik değil, 'gezen tavuk' onların ürününün adı. Adapazarı ve Ankara çevresinde kümesler kurdurmuşlar, oradan lüks restoranlara tavuk geliyor. Muş'tan bal, Bolu'dan çömlek patlatan pirinci, Kuşadası'ndan meyve sızmaları, Aydın'dan incir sirkesi, armut sızması, koruk ekşisi, şevketi bostan.
Uluslararası şefler, doğal lezzetlerin peşinde olunca soslar bakır kazan ve odun ateşinde pişiriliyor. Gaziantep, Antakya, Adıyaman, İzmir, Manisa, Aydın, Balıkesir, Samsun, İstanbul Silivri, Tokat, Muş, Bolu, ürünlerin tedarik edildiği yerler.
Şefler ne istiyor? Merak ediyor insan... Örneğin The Marmara'nın şefi levreğin üzerine dut sızması gezdirip öyle fırınlıyor. Meyvenin pekmeze dönüşmeden bir aşama önceki haline 'sızma' deniyor. İşte o sızmaları Nora Fine Foods sağlıyor şefe, daha da akla gelmeyecek pek çok şeyi.
BİZ NASIL BULURUZ?
Şirketin adı Nora Fine Foods, henüz hiç kimse bilmiyor. Duymamamız normal, çünkü o ürünler sadece lüks restoranların mutfağında. Ama onlarTürkiye'deki organik ürün cirosunun yarısını tek başına yaptıklarını söylüyor. "Peki biz nasıl ulaşacağız bu ürünlere?" diye sorunca da iki yeni projenin haberini de alıyorum. Kenar çifti, şimdi "İyi şeyler yemek herkesin hakkıdır" mottosuyla bu ürünlerin satışa sunulacağı mağazalar açmaya hazırlanıyor. Bunun için iki yabancı fonla görüşülüyor. Diğer proje de piyasada kuşkuyla bakılan sosis konusunda herkesin kafasını netleştirecek bir üretim tesisi. Almanya'dan bir sosis ustası kasap olan Dirk Proffen'i transfer etmişler, yüzde 100 dana , etinden sosis üretecek bir tesisi hayata geçirmeye hazırlanıyorlar.
BU FEDERASYON HERKESİ KUCAKLAMAZ
Perakende sektörünü temsil eden dernekler üç yıl önce bir konfederasyon çatısı altında buluşma kararı aldı. Ancak bu süreçte yaşanan bir sıkıntı var, Türkiye'deki 50 şirket, 130 markayı temsil eden Tescilli Markalar Derneği'nin (TMD) bu federasyonun içinde nasıl konumlanacağı. Önceki gün TMD Başkanı Füsun Çevikel Kuran ile sohbet ettik. Dün de Kuran bu sohbette anlattığı şeyleri bir resmi açıklamayla herkese duyurdu.
Kuran'ın anlattığına göre sorun özetle şu:
Federasyon kurulurken perakende sektörünün derneklerinin isimleri de .değişiyor ve 5 ayrı dernek oluyor. Birleşmiş Markalar Derneği, Zincir Mağazalar Derneği oluyor. Alışveriş Merkezleri Yatırımcıları Derneği'nin adı Alışveriş Merkezleri Derneği olarak değişiyor. Teknoloji marketleri Elektronikçiler Derneği, marketler Gıda Perakendecileri Derneği ve büyük mağazalar da Büyük Mağazacılar Derneği adı altında toplanıyor.
'KOMİSYON İYİ ÇÖZÜM DEĞİL'
TMD'ye deniyormuş ki: "Herkes adını, şeklini değiştirip geliyor. TMD bu derneklerden birinin içinde Taklit Komisyonu olarak faaliyet göstersin."
TMD Başkanı Kuran da buna şu noktada itiraz ediyor. Diyor ki: "Beş derneğin yanına biz de altıncı dernek olarak, yeni bir isimle dahil olabiliriz. Ama komisyon olarak hangi derneğin içinde olursak olalım, bizim üyelerimizin sorunlarıyla mücadele edemeyiz."
Ve de önemli bir noktayı vurguluyor: "Bize 'Acaba bu dernekler sizin faaliyetlerinizi kendi içlerinde gerçekleştiremezler mi?, diye soruluyor. Hayır. Çünkü bu derneklerde taklit ve tescil problemlerini yaşayanlar ile yaşatanlar birlikteler veya bu konu ile hiç ilgileri yok. Biz ise kurulduğumuz ilk günden bu yana taklit konusu ile ilgileniyoruz ve tek ihtisas sahibiyiz."
Federasyon konusundaki çalışmalar önümüzdeki birkaç ay içinde tamamlanacak. Ama TMD'nin durumu ne olacak, merakla bekliyoruz.
haberturk.com |