Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 21 Aralık 2024 Cumartesi
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  Gıda »  BASINDAN MAKALELER » 
facebook
Twitter
  ANA SAYFA   
 Gıda Güvenliği
 Tüketici Köşesi
 Un, Unlu Ürünler
 Makarna
 KuruTahıl,Bakliyat
 Yemeklik Yağlar
 Kırmızı Et, Ürünleri
 Fast Food
 Dondurma
 Beyaz Et, Ürünleri
 Yumurta, ürünleri
 Süt, Süt Ürünleri
 DondurulmuşGıda
 Sebze,Meyve
 Bal, Reçel
 Zeytin, Ürünleri
 Konserve,Turşular
 Hazır Yemek
 Kuru Yemiş,Çerez
 KurutulmuşGıda
 Organik Gıdalar
 Diyet Gıdalar
 Baharatlar
 Salça, Ketçap
 Tatlı, Şekerleme
 GDO Gıdalar
 Marketler, Haller
 Toptancı, Bakkal
 Restoranlar
 Diğer Gıdalar
 Ambalaj
 Seminer,Kongre

200 çiftçiyle çalışıyor defneden elmaya her şeyin organiğini ihraç ediyor



E-Posta: [email protected]
Elif Ergu

 
 
 
Mustafa Bükey, Türkiye’de organik ürün ihracatını başlatan ilk isimlerden... Bükey’in çiftliğinde 500 yıllık zeytin ağacı var. Anadolu’nun çeşitli bölgelerinden 200’e yakın çiftçiyle çalışıyor. Bükaş markalı ürünleri İzmir’de 11 bin metrekare büyüklükteki 7 tesiste işlenerek ambalajlı hale geliyor. Almanya, Amerika ve Japonya’ya organik ürün gönderen Bükey, “Yaklaşık 12 bin dönüm alandan ürün alıyoruz. Yılda 5-7 milyon euro arası ihracatımız var” dedi.


Türkiye’de organik ürün ihracatını ilk başlatanlardan biri Mustafa Bükey. Almanya’nın en önde gelen organik ürün markalarının tedarikçisi. Yalnızca Almanya’ya değil Amerika ve Japonya’ya da organik ürün gönderiyor Necdet Bükey Tarım Ürünleri A.Ş’nin sahibi Mustafa Bükey. Kendisi Batıçim Batı Anadolu Çimento’nun Yönetim Kurulu Üyesi aynı zamanda. Bundan yıllar önce aslına bakarsanız yaşam biçimiyle ilgili bir karar almış. Ve babası Necdet Bükey’in kurduğu Bükey çiftliğini farklı bir bakışla yenilemiş, “Her şey organik olsun çiftliğimizde” demiş. Eşi, çocukları, yeğenleri çiftlikte yaşıyorlar. Kiraz, zeytin ağaçlarının ortasında, onlarca hayvanla birlikte ‘organik’ bir hayatın içindeler...

Biz Mustaf Bükey’le İzmir’de buluşup Kemalpaşa-Ulucak’a doğru yola çıktık. Kemalpaşa çok değişmiş. 18 yaşına kadar İzmir’de yaşadığım için İzmir ve çevresini biliyorum. Kemalpaşa İzmir’in en verimli topraklarının olduğu en sulak yeriydi. Meşhur Kiraz Festivali’ni belki duymuşsunuzdur. Şimdilerde yolda en çok dikkatimi çeken sanayi tesisleri oldu. Neyse ki hala verimli toprakların kıymetini bilenler var. Necdet Bükey Caddesi üzerinde Bükey Ailesi’nin çiftliğine adım atıyoruz. ‘Doğadan geleni doğallığını koruyarak işlemek’ sloganları. Bu bakış açısıyla yapılanlar ise örnek olacak nitelikte. Şirketin Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Bükey. Markalarının adı Bükaş. Almanya’da okumuş bir mühendis kendisi. Ve organik ürünlerle de ilk kez Almanya’da tanışmış. Şimdilerde Almanya’nın en büyük organik ürün markalarının tedarikçisi. Hikayesini birazdan röportajda okuyacaksınız. Röportaja geçmeden önce biraz çiftliği anlatmak isterim. Altını çizmekte de yarar var, Bükey Ailesi’nin yaptıkları bu çiftlikle sınırlı değil. Anadolu’nun farklı köşelerinde organik tarım yapanlarla çalışıyorlar. Benim gezdiğim çiftlik ise ailenin yaşadığı ve üretim yaptığı bir yer.

500 yıllık zeytin ağaçları

Çiftliğin merkezinde 500 yıllık zeytin ağaçları var. 8 adet ağacı Mustafa Bükey korumuş. Hatta birinin altından zeytinlerin korunduğu bir küp çıkmış. Bu zeytin ağaçlarının dışında Bükey ailesi araziye yüzlerce zeytin ağacı dikmiş. Nar, şeftali, elma, kiraz ağaçları arasında geziyoruz. Bahçede biberiyeler var. Bahçe peyzajı için olduğu izlenimi veren biberiyelerin de ihraç ürünü olduğunu öğrenip şaşırıyorum. Biz gezerken Mustafa Bey yabani kaparileri gösteriyor. Onlar da toplanıyor bahçeden. Kümes hayvanları organik ortama uygun yani serbest dolaşıyor çiftlikte. Keçiler, inekler, bıldırcınlar, keklikler, tavus kuşları, deve kuşları, eşek ve at da var çiftlikte... Mustafa Bükey Türkiye’nin ilk fonksiyonel (nütrasötik) gıdalar üreticisi ve ihracatçısı. Kurutulmuş meyve, aromatik bitkiler, bitki tohumları ve kökleri, bitkisel çaylar, karışık bitki ve meyve çayları, doğal bitkisel yağlar ile bitkisel kaynaklı proteinler üretiyorlar. Asla boya maddesi kullanmıyorlar. Bükaş’ın hiçbir ürününde katkı maddesi yok.

- Organik tarım işine nasıl girdiniz. Siz Batıçim Batı Anadolu Çimento’nun yönetimindesiniz aynı zamanda...

Almanya’da makine mühendisliği okudum. Kağıt makineleri üzerine master yaptım. Türkiye’ye döndüm Yaşar Holding’te çalıştım. Almanya’da tanıdığım biri sayesinde bu işi öğrendim. Bilirsiniz Almanlar 1910 yılında başlamış organik tarıma. Alman arkadaşım susam işi yapmak istiyordu. Farklı koşullarda üretimden bahsediyordu. Bu arada bizim aile işimizdi Bükey. Çiftliği babam kurmuştu. Bu Alman arkadaşım sayesinde dedelerimizin atalarımızın yaptığı tarıma döndük. Organik tarım demek, kimyasal bir girdi olmadan yapılan tarım demek. Biz bu arkadaşımla Almanya’ya büyük ihracat yapmaya başladık.

- İlk ne ihraç ediyordunuz?

Kuru meyve, pamuk, baklagillerle başladık. Bizim aile işimizin ana konusu baharatlar, şifalı bitkiler ve meyve çaylarıydı. Ben “Bunu da birlikte yapalım” dedim. O arkadaşımın ana konusu incir, kuru kayısı filandı. O istemedi. Biz de şirketi kendimiz değişime soktuk.

- Bükey çiftliği kaç yılında kuruldu?

Bükey babam tarafından 1965 yılında kurulmuştu. 1980’lerde aktif oldu. Biz de o yıllarda organik tarımı öğrendik. 330 dönümlük çiftliğimiz var. Bu çiftlikte çiftçilerimize fide yetiştiriyoruz. Yaşam biçimimizi değiştirdik. Organik yaşam tarzımız var. Tükettiğimiz meyve ve sebzenin hepsi organik. Çiftliğimizde sizin de gördüğünüz gibi çok hayvanımız da var. Organik tarım için hayvan gübresi şart.



- Bu çiftlik dışında da kontrol altında tuttuğunuz arazileriniz var değil mi?

Bizim değil araziler. Anlaşmalı çiftçilerimiz var. 200’e yakın anlaşmalı çiftçimiz var. Anadolu’nun farklı yerlerinde bunlar.

- Hepsi organik tarım mı yapıyor?

Evet. Bizim ana işimiz bu. Sağlıkla ilgili işlerimiz var.

- Ne gibi?

Şifalı bölüm diyorum. Bitki ve meyve çayları, bitkisel proteinler yapıyoruz. Bitkisel proteinler ve soğuk sıkma yağlar insanın dışarıdan alamadığı şeyler. Bunların hepsini bir dönem yurtdışına gönderiyorduk. Şimdilerde eczanelerde de satılıyor Türkiye’de. Ama ihracat olmasa bu işi yapamayız. Kozmetik kullanılan ürünlerimiz de var. Soğuk pres yağlarımız var. Bunlar kullanılıyor. Soğuk pres dediğimiz şey tohum yağını çıkarmaktır.

- Bu çalışmaları tamamen kendi ekibinizle mi yapıyorsunuz?

Ekibimiz de var, Ege Üniversitesi’yle de çalışıyoruz.

- Siz neredeyse her şeyin yağını çıkarmışsınız...

Çok var evet. Mesela kayısı çekirdeği yağı makyaj temizleyici ve kırışıklıklara iyi geliyor. Isırgan otu hücre yeniliyor. Gençleştirici. Bu yağların hiçbiri ısıtılmaz. Altın susam kullanıyoruz.

- Çok sayıda çiftçiyle çalışıyorsunuz. Ürünleri organik ürün koşullarına uygun üretip üretmediklerini nasıl kontrol ediyorsunuz?

Türkiye’de çok kuruluş var. Biz İsviçre kuruluşuyla çalışıyoruz. Kendi bünyemizde de ziraat mühendislerimiz var. Hepsi çiftçilere eğitim verdi, veriyor. Denetimlerimizi İsviçreli kuruluş yapıyor.

Altın susamdan şİfalı yağ çıkardık

BÜKAŞ markalı ürünler İzmir’de 11 bin metrekare büyüklükteki 7 ayrı tesiste işlenerek ambalajlı hale geliyor. Çiftlikte farklı sebze ve meyveler var. Çilek ıspanağı gibi. Hem yaprakları hem meyvesi yeniliyor. Mehmet Bükey, “İlaçlarda kullanılan bitkisel yağlara çok talep alıyoruz. Anasonu Türkiye’de ilaç hammaddesi olarak ilk üreten bizdik. Altın susamdan şifalı yağı ilk çıkaran da biz olduk. Bildiğimiz susamdan farklı. Aslında bize özgü ama değer bilmiyoruz. Türkiye’de maalesef ölmekte altın susam, ekmiyorlar. Oysa bu susam yağında lesitin oranı çok yüksek. Bunun tek alıcısı Japonlar. Türkiye’ye Afrika susamları kilosu 500 liraya gelirken bizim susamın ihraç fiyatı 2 bin 500 doların altına inmez.Bükaş’ın soğuk pres yağları; soya, keten, susam, ısırganotu tohumu, kabak çekirdeği, kayısı çekirdeği, üzüm çekirdeği, defne tohumu gibi yağlar. Ayrıca granül ve toz formda protein ve lif açısından zengin, yağ içeriği düşük soya fasulyesi, keten tohumu, üzüm çekirdeği ve ısırganotu tohumlarımız da var” diyor.

Doğu Anadolu’dan yabani elma Antalya’dan kekik, defne alıyoruz

- Hangi bölgelerden ne alıyorsunuz?

Ege Bölgesi’nde şifalı otlar çok. Menemen’den Karaburun, Tire’ye... Doğu Anadolu’dan daha çok yabani elma alıyoruz. Van’da çok projemiz var. Yabani elma çok oluyor. Ekimle organik elma yapmak çok zor. Elma organizasyonumuz çok büyük. 650 ton yarı kurutulmuş elma topluyoruz. Avrupa’da parça kesim tercih ediliyor. Avrupa sallama istemiyor. Antalya’dan defne ve kekik, Maraş’tan defne alıyoruz. Tarsus’tan biberiye geliyor.

- Ne kadar alandan söz konusu?

Tahmini 12 bin dönüm alandan ürün alıyoruz. Ürünlerin bir kısmı direkt ihraç, bir kısmı da organikçilerden. Üretimimizin yüzde 90’ı organik, yüzde 10’u konvansiyonel. İç piyasada kendi üretimimiz yüzde 1 kadardır.

- Zeytinyağınız da var değil mi?

Zeytinyağ işine soğuk presle birlikte girdik. Çiftlikte ana ürün kiraz ve zeytin. t Ne kadarlık ihracatınız var?

Yılda 5-7 milyon euro arası...
 
 
 
 
 
 
 

Ekleme Tarihi
17.09.2012
Ekleyen Kişi
gidatarim2

Etiketler: 200 çiftçiyle çalışıyor defneden elmaya her şeyin organiğini ihraç ediyor,Elif Ergu
Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız