Domuz gribi ile yumurta fiyatı arasında ne paralellik var diyenleriniz çıkabilir.
Biz de bilmiyorduk. Ama hocalarla konuşurken satır arasında, domuz gribi aşısının yumurta içinde geliştirildiğini öğrendik. Yani her bir aşı için 1.2 yumurta gerekiyormuş. Üretim sürecinin bu kadar hızlı olmaması da yumurta üretimine de bağlıymış. Bu yüzden pek çok ülkedeki yumurtaların tümü bu işe tahsis edilmeye başlanmış. Yani yakında fiyatlar patlarmış. Yine kesemizi ilgilendiren bir başka gelişme ise tavuk fiyatlarında yaşanacakmış. Onun domuz gribiyle ilgisi yok. O da önceki gün yayımlanan Tarım Bakanlığı yönetmeliğiyle ilişkili. Tarım Bakanlığı önceki gün yayımladığı yönetmelikle, GDO’ların ithal edilmesine izin verdi. Yani genetiği değiştirilmiş gıdalar artık rahatlıkla ülkemize girebilecek. Ama tek şartla, çocuk mamalarında kullanılmayacak. İşte getirilen bu düzenleme, tavuk yemi konusunda bir kaos yaratacak deniliyor. Bu da mısır fiyatlarını artıracak, o da tavuk fiyatlarına yansıyacakmış... Domuz gribi, genetiği değiştirilmiş gıdalar ve etkilerini, ilgili profesörlerle konuştukça kafamız karmakarışık oldu. Örneğin aşı yapısın mı yapılmasın mı? Dahası kimyasal katkılı aşılar neden bazı ülkelerde yasak da biz de değil? Öylesine senaryolar anlatıldı ki, pek çoğu tıbbi değil, ticari. Zaten yakında dünyada olduğu gibi Türkiye’de de tartışılmaya başlar. Peki katkılı ya da katkısız aşılar yapılsın mı yapılmasın mı? Kesinlikle yapılması gerekir deniliyor. En azından bu konuda kafanız rahat olsun. Yaşlıların neden risk grubundan uzak olduğu ise virüslere karşı bağışıklık kazanmalarıyla bağdaştırılıyor. Ve son bir anekdot ise ABD’de tıbbi hatalar nedeniyle yaşamını yitirenlerin sayısı, diğer tüm etkenlerden çok daha yüksekmiş. Ve bunu söyleyenler de zaten tıp profesörleri. Kanserle ilgili olarak omega 3 takviyesi için aşırıya kaçmayacak şekilde balık yiyelim, bunun yok edilmemesi için de omega 6 yağ asitlerinden zengin mısır özü ve ayçiçeği yağı gibi yağlardan uzak durulması gerektiği söylendi... Merada otlayan hayvanlardan üretilen tereyağın da zengin omega 3 içerdiğini göz önünde bulundurun...
GDO’lar Genç Bakış’ta Genetiği değiştirilmiş ürünlerin Türkiye’de yasal olarak kullanılmasını sağlayacak yönetmelik önceki gün Resmi Gazete’de yayımlandı. Kamuoyunun “Frankeştayn Ürünler” adını verdiği GDO (Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar) artık yasal olarak ithal edilip, bebek mamaları hariç tüm ürünlerde kullanılabilecek. Daha önce kullanılmıyor muydu? Kullanılıyordu ama yasal değildi. Şimdi yasal bir zemine oturtulmuş oldu. Bu yeni gelişmeye destek verenler kadar karşı çıkanlar da var. Muhalefet, neden yasa değil de yönetmelik çıkarıldığını sorgularken, bilim adamları GDO’ların kısırlıktan kansere, Alzheimer’dan böbrek ve karaciğer yetmezliğine kadar pek çok hastalığa davetiye çıkaracağını iddia ediyorlar. GDO’lar ve hormonlar nedeniyle A’dan Z’ye yediğimiz her şeyin bozulduğunu ve tadını kaybettiğini de öne sürenlere, diğer bilim adamlarının cevabı ise çok daha ilginç: “7 milyarlık dünya nasıl beslenecek? Yoksa açlıktan ölürüz.” “Genetiği bozulmuş ya da hormonlanmış gıdalar, başta domuz gribi olmak üzere diğer hastalıkları nasıl tetikliyor? Ya da tedavilerinde çare olabiliyor mu?” sorularına cevap aranacak. İncir çekirdeğini doldurmayan konularda fırtınaların koptuğu bir ortamda sağlığımızı ve geleceğimizi derinden etkileyen bu konuya umarız duyarsız kalmazsınız. En azından çocuklarınız için!.. Peki ya yurtdışından geri gönderilen meyve ve sebzelerimiz ne oluyor? Çöpe mi atılıyor? İç piyasaya mı sürülüyor? GDO’lar, hormon, hibrit tohumlar ve ilaçlamalar konusunda dünya standartları ne? Bizdeki uygulamaları nasıl? Organik gıdaların ne kadarı organik?.. Evet, tüm bu tartışmalar bu gece Genç Bakış’ta tartışılacak. Genç Bakış, Kanal D, 00.30 Özetin özeti: Sadece Türkiye değil dünya da önemli bir süreçten geçiyor. Ve bir onların gündemine bakın, bir de bizim!..
Abbas Güçlü
http://www.milliyet.com.tr/ |