Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 23 Kasım 2024 Cumartesi
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  İçecek  »  BASINDAN MAKALELER » 
facebook
Twitter
  ANA SAYFA   
 Tüketici köşesi
 Meyve suyu, şuruplar
 Kola, gazlı içecekler
 Su, Soda, Maden suyu
 Alkolü İçkiler
 Çay, Kahve
 Süt, Süt Ürünleri
 Şalgam
 Diğer içecekler

 
Melis ALPHAN
[email protected]

18 Nisan 2013



Bak ben yiyorum, içiyorum; sen de ye, sen de iç

Çernobil patladığında bizim topraklar buram buram radyasyon kokuyordu.


Şeffaflıkla aramız yok, malum...
Memleketteki radyasyon ölçüm sonuçları halka açıklanmadı.
Kazadan 8 gün sonra İstanbul’da havadaki radyasyon normalin bin katına çıkmıştı.

* * *

Çay-Kur depolarında bir yıl öncesinden kalma 50 bin ton radyasyonsuz çay, o yılın ürünü radyasyonlu çaylarla harmanladı.
Çok yüksek radyasyonlu 58 bin ton çay ise imha edilmek üzere depolandı.
Erk sahipleri bu çayların, tel örgülerle çevrili tahta bantlarla kapatılmış ve girişi yasak, 44 depoda saklandığını söyledi.
Sonradan, bunların çuvallarla arabalara yüklenerek çalındığını ve tüketildiği de duyduk.

* * *

Dünyada kıyamet kopuyor, insanlık tarihinin en büyük felaketlerinden biri yaşanmış, radyasyon kuzey yarımküreyi kaplamış.
Bizim erk sahipleri ne dedi buyurursunuz...
Dönemin Endüstri ve Ticaret Bakanı Cahit Aral patlattı:
“Dininize, imanınıza inandığınız gibi biliniz ki Türkiye’de kesinlikle radyasyon tehlikesi mevcut değildir!”
Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) Başkanı Özemre “Ne bulursanız yiyebilirsiniz” diye coşkuyu verdi.

* * *

Aradan birkaç ay geçti.
TAEK Başkanı “Çayda tehlike yok ama dış satımı yasaklıyoruz” dedi.
Millet işkillenince Bakan Aral destek attı; art arda “Çaydaki radyasyon tehlikesiz”, “Çayda tehlike yok ki imha edelim” açıklamalarını yaptı.

* * *

Çok sonradan, yıl olmuş 1993, o dönem Çay-Kur’un genel müdürü olan Tuncer Ergüven’den bomba itiraf geldi.
Meğer Çernobil faciası sonrasında bütün Karadeniz kirliymiş, bazı bölgeleri çok kirliymiş.
Ve Bakan bu durumu o dönem “turizm sekteye uğramasın” diye Karadeniz’de açıklattırmamış.
Bu bakanımız vaktiyle kameraların önünde afiyetle çay içmesiyle de hâlâ hatırlarımızdaki yerini korur.

* * *

Buraya nereden geldik...
Malum, bir GDO’lu pirinç derdimiz var.
Siyasiler de konu üzerine arada kelam ediyor.
GDO skandalının patlak vermesinin ardından “Ben bulgurcuyum” diyen Gümrük Bakanı Hayati Yazıcı en son, gazetecilere bademli pirinç pilavı tarifi vermiş.
Rahmetli Cahit Aral’ı hatırladım.
Allah taksiratını affetsin!

Çevre paneli

Cumartesi 13.00-17.00 saatleri arasında Kadir Has Üniversitesi’nde Çağdaş Yaşam ve Çevre Politikaları Paneli düzenleniyor.
Dilovası örneği üzerinden sanayi, çevre ve sağlık konuları ele alınacak. Ülkemizde çevre koruma mücadelesi ve örgütlenme süreci anlatılacak. Çevre politikaları ve medya ilişkisi, sivil toplumun direnişi tartışılacak.
Haberiniz olsun.









http://www.hurriyet.com.tr/

Ekleme Tarihi
18.04.2013
Ekleyen Kişi
gidatarim2

Etiketler: Melis ALPHAN
Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız