Organik çay Karadeniz’in kaderini değiştirecek
Güngör Uras Olayların içinden [email protected]
Hergün bardak bardak çay içiyoruz. Bu çaylar nerede nasıl üretiliyor? Kalitesi iyi mi kötü mü? Rize’ye gittim. Çay bahçelerini gezdim. Çaykur çalışanlarından bilgi aldım. Bana anlatıldığına göre, bizim çayımız dünyanın en makbul çayı. Başka ülkelerde yetişen çaylar sıcak ve rutubetli bölgelerde yetişiyor. Sıcak ve rutubet zararlı yaratıkların üremesine yol açıyor. Bu nedenle çay bahçelerini yılda 13-15 defa ilaçlama zorunluluğu var. Bizim çay fidanlarımız ise kar görüyor. Bizim çay fidanlarında haşere olmadığından ilaçlamaya ihtiyaç yok. Karadeniz’de 758 bin dekarda çay üretiliyor. Çay 600 metre yüksekliğe kadar yetiştirilebiliyor. Japonya’da 100 yaşını aşan bitkiler var. Ama şimdilerde Japonlar çaylıklarının yüzde 90’ını ”klon” adı verilen kalitesi ve verimi yüksek çay fidanları ile yenilemiş durumda. Çaykur’da Türkiye için 6 verimli fidan türü belirlemiş. Araştırma Enstitüsü deneme parsellerinde bunlar deneniyor. Yakında doku kültürü laboratuarı devreye girecek. Böylece bizde de çay fidanlarını gençleştirmek ve çay kalitesini yükseltmek mümkün olabilecek. Bizim Karadeniz ikliminde ilaçlamaya gerek yok. Bizim tek sorunumuz çayda kullanılan kimyasal gübre. Çay bahçelerinde dönüme yılda 60-70 kg. azot gübresi atılıyor. Şimdi Çaykur azot gübresi yerine organik gübre kullanımı ile organik çay üretimine başladı.
Karadeniz organik bölge olacak Hemşin’de 3.500 dekarda dört yıldır organik çay üretiliyor. Bu yıl sonunda 13.500 dekar çay bahçesi daha organik üretime geçiyor. Tüm çaycılar organik gübreye döndüklerinde sadece çaylarımız organik olmayacak, tüm Karadeniz bölgesi organik bölge üretim sertifikası alabilecek. Karadeniz’de yetişen her ürün organik sayılacak. Günümüzde organik ürünler çok önemli. Organik çay normal çaydan yüzde 50 daha pahalı ve yurtdışında daha büyük pazara sahip. Çaykur Genel Müdürü İmdat Sütlüoğlu, Çaykur’un 2 yıl sonra yılda 6 bin ton organik çay üretmeyi, 2023 yılına kadar yılda 50 bin ton organik çay ihraç edecek kapasiteye ulaşmayı hedef aldığını söylüyor. Bütün sorun “çay bitkisinde azotun yerine geçecek organik gübrenin üretilmesi”. Bunun için araştırma, geliştirme çalışmaları var. Çay fabrikalarında çay üretimi sonu kalan artıklar organik gübreye dönüştürülüyor ama bu yetersiz.
Yeşil çay da üretiliyor Çaykur fabrikalarında dikkati çeken gıda mühendisi hanımların üretimin her kademesi ile ilgilenmeleri. Yüksek lisansını “yeşil çay üretimi” konusunda yapmış olan Şaziye Ilgaz, Türk damak tadına uygun kaliteli “Yeşil Çay” ürettiklerini, gerek siyah ve gerekse yeşil Çaykur çaylarının gıda güvenliği açısından dünyanın en güvenli çayları olduğunu anlatıyor. Yeşil ve siyah çay çeşidini birbirinden ayıran en önemli fark, oksidasyon farkı. Yeşil yaprak oksidasyona tabi tutulursa siyah çay oluyor. Oksidasyon işlemine tabi tutulmaz ise yaprak işlenirken ve işlendikten sonra yeşil kalıyor. Aslında yeşil çay daha makbul, daha doğal bir çay.
Çaykur tesislerinde 7 tür siyah çay üretiliyor. Yaş çay sürgününün tazeliğine, hasat biçimine ve işleme tekniğine bağlı olarak bu farklı türlerde üretim miktarı değişiyor Türlerin en makbulü ilk sürgün döneminde (mayıs ayında) üretilen çaylar. Hasat edilen sürgünlerin tepe tomurcuğu ve ilk yaprağı çok taze olduğundan iyi kıvrılıyor. Çok iyi kıvrıldığı için hacmi küçük olan bu çaylar ince çay görünümünde olsalar da yüksek aroma ve güçlü dem veriyor. Bu şekilde işlenmiş çayların bir kısmı çok küçük tanecikli. Aslında tanecik büyüklüğünden dolayı toz çay diye adlandırılan bu çaylar en kaliteli ve en iyi dem veren çaylar. |