Gila BENMAYOR [email protected]
10 Mayıs 2013
Altın bileziğimiz: Gastronomi
GASTRONOMİ festivali nihayet hayata geçti.
TURYİD (Turizm Restoran Yatırımcıları ve İşletmecileri Derneği)nin ev sahipliğinde buluştuğumuz eski Turizm ve Kültür Bakanı Ertuğrul Günay’ın haberi vermesinin üzerinden tam tamamına iki yıl geçti. 2 yıl öncesinden “Taste Turkey” sloganıyla hazırlıklara başlayan dDf, TURYİD, yeni kurulan Türk Mutfağı Derneği, ana sponsor Arçelik ve yıllardan beri Türk mutfağına emek veren sayısız isim festivalin kahramanları. Tam adıyla “Arçelik Gastro İstanbul” festivalinin önceki geceki açılışına gittim. Panayır tadında bir festival. TURYİD’e üye 40 kadar ünlü işletme “tezgah açmış”, 5 ila 20 lira arasında değişen fiyatlarla lezzetlerini sunuyor. TURYİD Başkanı Kaya Demirer “ Birbiriyle rekabet halinde olan işletmeler burada yan yana. Sokaktaki insan “çok pahalı” diye girmekten çekindiği ünlü lokantalarda neler piştiğini görebilecek, tadabilecek” diyor. Demirer’in verdiği rakama göre, Türkiye’de “dışarıda yemeye” harcanan para kişi başı 1 dolar. Avrupa’da bu rakam 4-5 dolar, ABD’de 7-8 dolar, Japonya’da ise 10-12 dolar. Türk Mutfağı’nın dünyada hak ettiği yerde olmamasıyla bu “dışarıda yemek yememe” alışkanlığı arasında bir ilinti var. Mutfak Dostları Derneği Başkanı Ahmet Örs’e göre, talep olmayınca “yeme-içme kültürünün” yaygınlaşması imkânsız. “Yeme-içme kültürü” yaygınlaşmamış, zengin tatlarına sahip çıkmamış bir ülke kendi mutfağını yurt dışında nasıl tanıtacak? Tabii bu sorunun bir boyutu. Gastronomi festivaline dönersek tam da bu sözünü ettiğim “yeme-içme, mutfak kültürüyle” ilgili sayısız panel var dört gün boyunca. Hem de konularının en uzmanları tartışıyor. Mesela dün, Osman Serim moderatörlüğünde, Hülya Ekşigil, Defne Koryürek, Levent Erden gibi isimler “Türk Mutfağı”nın güçlü ve güçsüz yanlarıyla masaya yatırdılar. Türk Mutfağı’nın dünyada nasıl algılandığı, Türk Şarapcılığı’nın Rönesansı’nın yanı sıra İtalyan Mutfağı’nın başarısı, İskandinav Mutfağı’nın sürpriz çıkışı da tartışılacak. Bu arada festivalin en önemli bölümünü atlamayalım. Dünyanın en önemli yeme-içme yazarları İstanbul’a davet edilmiş. Yıllardan beri Fransa’da Türk Mutfağı’nın “gönüllü” tanıtımını yapan gastronomi yazarı Sevim Gökyıldız Fransa’nın en ünlü yazarlarını çağırmış. Yemek kültürü yazarı ve araştırmacısı Aylin Öney Tan Amerikalılarla, İngilizleri, ünlü şef Mehmet Gürs ile İskandinav yazarları ağırlıyor. Ben bu festivalın “Türk Mutfağı”nın çıkışı için önemli bir kilometre taşı olacağına inanıyorum. Elimizde “gastronomi” gibi bir altın bilezik var, yararlanalım.
/_np/3807/20103807.jpg
Türk kahvesi Avrupa turunda
Dr.MEHMET Öz’ün “Yunan Kahvesi” ne açıklamasını televizyondan dinledim. Öz, özetle “Programda Türk Kahvesi de dedik, kültürümüze sahip çıktığımız için gurur duyuyoruz” gibi çok yuvarlak bir açıklama yapmış. Bir kere “Türk Kahvesi” vurgusunu yapan kendisi değil, program arkadaşı. Öz’ün babası da oğlunu savunmuş “ABD’de bu kahve Yunan olarak tanınıyor, bizden önce davranıp patentini almışlar” demiş. Doğru... Patent konusunda ağır davranmamızın bedelini ödüyoruz. Daha önce de yazmıştım. Kahve, yoğurt, baklava bir yana kayıt altındaki 2 bine yakın yöresel yemek çeşidinin pek azı tescillendi. Ancak diğer yanda milyonlarca kişinin izlediği Dr. Mehmet Öz’un ağzından “Yunan Kahvesi” sözlerini duymak da canımızı sıkıyor. Türk kimliğini ön plana çıkartarak Türkiye’de medyanın her kanalı kullanmayı çok iyi bilen Dr. Öz’den daha çok duyarlılık beklemek hakkımız. Dr. Öz’e karşı sosyal medyada açılan kampanyanın öncüleri arasında ABD’de kamyonuyla Türk Kahvesini tanıtan Gizem Salcıgil White var. Vedat Dalokay’ın torunu olan Gizem Salcığil, iğneyle kuyu kazar gibi, “gönüllü” olarak Türk Kahvesi’nin tanıtımı için uğraşıyor. Kiraladığı bir kamyonla ABD’nin eyaletlerini geziyor. 18 Mayıs’tan itibaren Avrupa’da Hollanda, Belçika ve Fransa’da kamyonuyla gezerek tanıtım çabalarını sürdürecek. İki hafta boyunca Brüksel’de Avrupa Parlamentosu dahil, 10 kadar şehirde etkinliğini sürdürecek olan Salcıgil, 10 bine yakın kahve ikramı yapacak. Şimdi her türlü kapıyı çalarak, sponsor peşinde koşarak böyle bir gayret içersinde olan genç kadının Dr. Öz’ün sözlerine üzülmesi doğal değil mi?
http://www.hurriyet.com.tr
|