Dünya Su Günü
ANKARA (İHA) - Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, kullanılabilir 112 milyar metreküp suyu bulunan Türkiye’nin su zengini bir ülke olmadığını belirterek, suyu ekonomik kullanmak zorunda olduğumuzu söyledi. Bayraktar, 22 Mart Dünya Su Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, Türkiye’nin kullanılabilir su potansiyelinin 112 milyar metreküp olduğunu, bunun yaklaşık 7 milyar metreküpünün içme kullanmada, 5 milyar metreküpünün sanayide, 32 milyar metreküpünün de tarımsal amaçlı kullanıldığını belirtti. Türkiye’de kişi başına düşen kullanılabilir su miktarının, son nüfus rakamlarına göre 1461 metreküp olduğunu, bu rakamın 2023 yılında 1329 metreküpe ineceğini vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti: “Kişi başına düşen kullanılabilir su miktarı Türkiye’de bir yılda 20 metreküp azaldı. 2012’de 1481 metreküp olan kişi başına kullanılabilir su miktarı, 2013 yılında 1461 metreküpe indi. Türkiye su zengini bir ülke değildir. ‘Az miktarda su kıtlığı çeken ülkeler’ arasında yer almaktadır. Fakat nüfus artışı nedeniyle kişi başına kullanılabilir su miktarı yıllar itibarıyla gerilemiş, 1500 metreküpün altına inmiştir. Hızlı nüfus artışı, kirlenmenin yanı sıra kentlerdeki şebekelerde su kaybı vardır. Tarım, sanayi ve evsel su kullanım oranları, belli bir strateji doğrultusunda dağıtılmamaktadır. Ülkemizde yıllık yağış ortalaması, dünya ortalamasından düşüktür. Bu durumlar mevcut kaynakların daha dikkatli kullanılması ve kirlenmeye karşı gerekli tedbirlerin bir an önce alınması gerekliliğini ortaya koymaktadır. Gelecek nesillere yeterli suyun bırakılabilmesi için birtakım tedbirlerin alınmasını gerektirmektedir. Su kaynaklarımızın yetersizliği, başka amaçlarla su kullanımına olan talep, tarımsal sulamada da suyun ekonomik kullanılması gerektiğini ortaya koymaktadır. Şu anda kullanılabilir suyun yaklaşık 32 milyar metreküpü sulama amacıyla kullanılmaktadır. Tarım arazilerimizin yaklaşık 8,5 milyon hektarı teknik ve ekonomik olarak yer altı ve yer üstü sularla sulanabilir özelliktedir. Hala sulamaya açılmamış arazi miktarı 2,77 milyon hektar düzeyindedir. Sulamaya açılan 5,73 milyon hektar alanın da çoğunda salma sulama dediğimiz vahşi sulama yapılmaktadır. Ülkemizde tarımsal sulamada bilinçlenme artsa da hala yanlış zamanda, yanlış miktarda sulama hala yaygın.” KURAKLIK RİSKİNİ AZALTMAK İÇİN ÖNLEMLER Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP), Konya Ovası Projesi (KOP) ve Doğu Karadeniz Projesi (DOKAP) gibi büyük projeler en kısa zamanda tamamlanması, tarımsal sulamada damla, yağmurlama gibi modern, tasarruflu basınçlı sulama sistemlerine geçilmesi gerektiğini vurgulayan Bayraktar, kıt olan suları verimli bir şekilde kullanmak ve kuraklık riskini azaltmak için önlemler alınması gerektiğini vurguladı. Bayraktar, suyla ilgili önerilerini şöyle sıraladı: “Tarımda suyun ekonomik kullanımı için, tarla içi hizmetlerin geliştirilmesi paralelinde arazi ve bitkinin çeşidine göre damlama sulama veya yağmurlama sulama sistemleri hızla devreye sokulmalı ve bu sistemleri yaygınlaştırmak için gerekli çalışmalara ağırlık verilmelidir. Karık sulama yöntemine oranla, damla sulama yüzde 60, yağmurlama sulama sistemi yüzde 30 civarında su tasarrufu sağlıyor. Teknik ve ekonomik olarak sulanabilir 8,5 milyon hektar alanın tamamının sulanmaya başlaması halinde, tasarruflu sistemlere geçilmemesi halinde milyarlarca metreküp daha fazla suya ihtiyaç olacaktır. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığınca damlama ve yağmurlama gibi basınçlı sulama projelerine verilmekte olan sıfır faizli krediler artırılarak devam etmelidir. Modern sulama sistemlerine geçilmesi tarımsal üretimde girdi masraflarını da azaltacaktır. Basınçlı sulama sistemleri için verilen hibelerle ilgili bazı suiistimalleri önlemek için projelerin uygulanması en az beş yıl takip edilmelidir. Toprakta nem takipleri yapılmalı ve çiftçinin ihtiyacı olan sulama programı hazırlanmalıdır. Erozyon kontrolü, ormanların korunması ve ağaçlandırma çalışmalarına gereken önem verilmelidir.” |