Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 21 Kasım 2024 Perşembe
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  Meyvecilik »  BASINDAN MAKALELER » 
facebook
Twitter
  ANA SAYFA   
 Turunçgil
 Elma
 Armut
 Zeytin
 Fındık
 Üzüm
 Kayısı
 Şeftali, Nektarin
 Çay
 Seracılık
 İncir
 Kiraz, Vişne
 Erik
 Çilek
 Nar
 Antepfıstığı
 Muz
 Karpuz, Kavun
 Kivi
 Seracılık
 Ceviz
 Badem
 Diğer Meyveler

       

Türkiye meyve üretiminin dünyadaki en uygun üretim alanlarından biridir. Birçok meyvede dünya üretim toplamının yüzde 10'undan fazlası Türkiye'de üretilmektedir. Bu imkanlı yapı yerli yabancı birçok yatırımcıyı Türkiye'ye üretim yapmaya ve meyve suyu üretimi için araştırmaya yöneltmektedir. Bu büyük imkanına karşın, Türkiye'de sanayi meyveciliği yapılacak ölçekte alan bulmaktan, kiralama süre kısıtlarına, sözleşme problemlerine birçok engel de gündemdedir. Bu yeni fırsattan yararlanmak için yatırımı ve üretimi kolaylaştıracak yeni bir modele ihtiyaç vardır.        

MEYED ve Tarım Bakanlığı yetkilileriyle yaptığımız meyve suyu konusunu ele aldığımız ortak akıl toplantısında dile gelen konuları dünkü haberde size aktarırken, ben de katıldığım toplantı ile ilgili izlenimlerimi "Sivil toplum, özel sektör, kamu diyaloğuyla çözüm arayışı" başlıklı yazımda size aktarmıştım. Bugün arkadaşımız İbrahim Ekinci'nin üç yerli ortaklı yabancı yatırımını ele alan haberi buna bir de yabancı yatırımcıyı katmamız gerektiğini ortaya koyuyor.  Bir Hintli, bir Alman, bir Brezilyalı firmanın yerli ortaklarıyla Türkiye'de meyvesuyu için planladıkları yatırım tutarının 1 milyar dolar civarında olması, meyvecilikteki bu yeni fırsat için mutlaka yeni bir model geliştirilmesini zorunlu kılıyor.

Dünkü haberde Türkiye'nin meyvecilik ve meyvesuyu alanında birçok önemli avantajları olduğu buna karşın bazı sorunlarla yüz yüze olduğu hem MEYED yöneticileri hem de bakanlık temsilcilerince açık anlatımla net bir şekilde ortaya konuluyordu.

Türkiye 4 bini endemik olan 12 bin bitki çeşidine sahip bir ülke. Toplam Avrupa kıtasında 2 bin 400 endemik bitki zenginliği olması bunun önemini ortaya koyuyor. Ayrıca, 8 bin meyve çeşidi olan bir ülke ve 5 çeşit meyvede dünya üretiminin yüzde ondan fazlası Türkiye'de üretiliyor. 200 çeşit şeftali, 400 çeşit elmanın üretildiği çok zengin bir ürün yelpazesine sahibiz. Son yıllarda kiraz, vişne ve narda yetişme bölgeleri ve yetiştirilen yükseklikleri geliştirerek çok önemli üretim artışlarını ve verim alma süre uzatmalarını sağladık

Bütün bu imkanlı yapıya karşın yine de bugüne kadar meyve ve meyve suyu alanında Türkiye olması gelen noktanın çok uzağında.

Bunda öncelikle ölçek büyüklüğü rol oynuyor. Türkiye'de tarım alanında işletme büyüklükleri  60 dekar ve bunlar  miras nedeniyle bölünmeden ortalama 7 parça. Avrupa'da ortalama işletme büyüklüğü 160 dekar. Son dönemde Türkiye'de bölünmez parsel büyüklüğü 10 dekardan 20 dekara çıkarılarak bir önlem alınmaya çalışıldı. Ancak, henüz miras yasasında mirasla bölünmeyle ölçek küçülmesini önleyecek gelişme sağlanmadı. Ayrıca, toplulaştırma çalışmaları da istenilen sonucu optimum ölçekli tarım alanlarını doğurmadı. GAP'da  ve bazı bölgelerde  ise kadostro geçmediği için önemli sorunlar yaşanıyor.

Türkiye'de kamu tarım alanı zengini. Ayrıca, yurdun çeşitli bölgelerin de TİGEM'lerin de geniş arazileri var.  Ancak, bu alanları özel sektöre açmada, uzun vadeli kiralamalarda yeterli kolaylıklar gösterilemiyor. Yasal olarak 5 yılla sınırlı kiralama sözleşmeleri ile mevsimlik tarım yapılması mümkün olsa da, meyveciliğin 5 yıllık kiralanan alanlarda yapılması mümkün değil en az 25-30 yıllık kiralama sözleşmeleri gerekiyor.

Ayrıca, küçük parselli özel mülkiyet alanlarında aynı cins üretim ve ortak pazarlama gibi konularda da uygun, gelişmiş sosyal altyapı da, büyük işletmelere sözleşmeli üretim de geliştirilmiş değil.

Üretim alanlarında sofralık meyve üretimi ile sanayi için, meyve suyu üretimi için üretim organize edilmiş değil. O nedenle meyve sucular hem sözleşmeli üretim yaptıramıyorlar, hem de daha sulu sanayi üretimine uygun mayve bulamadıkları için, daha az verim alabildikleri sofralık türlere yönelmek zorunda kalıyorlar.

Şimdi önemli imkanlı olan meyve ve meyve suyu üretim alanına hem yerli yeni yatırımcılar, hem de  yabancıların ilgilerinin arttığını görüyoruz. O nedenle hem sanayi meyveciliğine kamunun uzun süreli kiralama ile uygun alanları açabileceği düzenlemeler yapılmalıdır. Hem sözleşmeli tarım modelleri geliştirilmelidir. Hem de uygun ürün çeşitleri geliştirilmesi için araştırma enstitüleri ve Ar-Ge çalışmalarının imkanları artırılmalıdır. Kısaca, çok önemli imkan yaratabilecek bu alanda üretimi artırıcı, katma değer yükseltici sonuçlar için uygun model oluşturulmalıdır.

http://www.dunyagazetesi.com.tr/meyvecilikte-yeni-firsata-yeni-model-gerekir-osman-arolat_17_0_yazar.html

Ekleme Tarihi
18.06.2010
Ekleyen Kişi
Kemal Erdoğan

Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız