TÜRKİYE, ELİNDEKİ 200 BİN TON ZEYTİNYAĞINI SATMAYA ÇALIŞIRKEN BUNUN ÜZERİNE KAÇAK SURİYE ZEYTİNYAĞI EKLENECEK.
Kurban Bayramı öncesi Suriye'den Türkiye'ye çok sayıda kaçak hayvan girişi oldu. Aylarca kurbanlıklarını besleyen ve iyi fiyattan satmayı umut eden besiciler kaçak hayvan girişinden olumsuz etkilendi.
Şu günlerde ise, Suriye'den Türkiye'ye kaçak yollardan zeytinyağı giriyor. Zeytincilik sektörü yaklaşık 5 yıldır düşük fiyat politikası ile zor bir dönemden geçerken Suriye'nin kaçak yağları bu işin tuzu biberi oldu.
Ayvalık'tan dostumuz Salih Madra aradı. Suriye'den Türkiye'ye kaçak olarak çok miktarda zeytinyağı girdiğini ve bunun da piyasayı olumsuz etkilediğini anlattı. Ayvalık Zeytin Üreticileri Derneği adına Ali Kürşat ile ortak bir açıklama yaptıklarını söyledi.
İşin özü şu:
Zeytinde yeni sezonun başlamasından bu yana iki ay geçti. Hasat başlarken kilosu 4 lira 30 kuruş olan ham rafinelik zeytinyağının kilosu 4 liraya kadar düştü. Ayvalık yöresi sızma zeytinyağının fiyatı ise, aynı dönemde 5 lira 60 kuruştan 4 lira 70 kuruşa geriledi.
Fiyat düşüşünün iki önemli nedeni var. Birincisi belli çevreler tarafından "bu sene zeytinyağı çok, fiyat düşer" söyleminin piyasayı olumsuz etkilemesi. İkinci neden ise, Salih Madra ile Ali Kürşat'ın dikkat çektiği gibi Suriye'den kaçak olarak çok miktarda zeytinyağının piyasaya girmesi.
Sezon başından bu yana Suriye'den yaklaşık 7-8 bin ton kaçak zeytinyağı girdiği tahmin ediliyor.
Antakya yöresinde olduğu gibi Suriye'de de zeytin hasadı devam ediyor. Önlem alınmazsa kaçak zeytinyağı girişinin artarak devam etmesi ve 30- 40 bin tona ulaşması bekleniyor.
Bunun anlamı şu: Türkiye, elindeki 200 bin ton zeytinyağını iç piyasada ve ihracatta satmaya çalışırken bunun üzerine yüzde 20 civarında kaçak Suriye zeytinyağı eklenecek. Bu elbette piyasayı çok olumsuz etkileyecek.
Telefonla görüştüğümüz Antakya'da uzun yıllar Ziraat Odası Başkanlığı yapan Celal Civelek, Suriye'den kaçak olarak zeytinyağı girişi olduğunu ve bölgedeki üreticinin bundan olumsuz etkilendiğini söyledi.
Suriye, son 10 yılda zeytinciliğe çok büyük yatırımlar yaptı. Yıllık zeytinyağı üretimi 150 bin tonun üzerinde. Bunun önemli bölümünü, en az 100 bin tonunu iç piyasada tüketiyor. Kalan yağı ise İspanya ve İtalya başta olmak üzere zeytinyağı üretiminde ve ticaretinde güçlü olan ülkelere ham yağ olarak satıyor. Fakat, savaş ortamının getirdiği koşullar nedeniyle İtalya ve İspanya'nın bu ülkeden eskisi gibi yağ almaması iç piyasadaki belirsizlik, Türkiye'ye giriş çıkışın çok kolay olması kaçak yağ girişini cazip kılıyor.
Salih Madra ve Ali Kürşat sistemin işleyişini şu sözlerle anlatıyor:
"Suriye'den 40-50 kiloluk lastik kaplar veya 18 litrelik tenekelerde küçük partiler halinde kamyonet ve benzeri araçlarla kontrol edilmeyen, bir nevi açık sınırdan girip Hatay'daki zeytinyağı fabrikalarına geliyor. Kaçak yağlar burada Hataylı üreticiler adına müstahsil makbuzu kesilip hem destekleme primi almaya hak kazanıyor hem de resmi yağa dönüşüyor.
Bu tür yağlar 20 ton üzeri bir tanker yükü olunca borsa tescili yapılarak zeytinyağı alıcılarına düşük fiyatlarla pazarlanıyor. Zeytin çiftçisi dışında kalan zeytinyağı sektörünün diğer oyuncuları bu beklenmedik ucuz yağın menşeini fazla sorgulamıyor. Gene zeytin üreticisi mağdur ediliyor ve bu haksızlığa kimsenin sesi çıkmıyor." Özetle, Suriye'den kaçak olarak giren zeytinyağı millileştirilerek sofralarımıza giriyor. Yetkililer ise sadece seyretmekle yetiniyor.