Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 22 Aralık 2024 Pazar
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  Meyvecilik »  BASINDAN MAKALELER » 
facebook
Twitter
  ANA SAYFA   
 Turunçgil
 Elma
 Armut
 Zeytin
 Fındık
 Üzüm
 Kayısı
 Şeftali, Nektarin
 Çay
 Seracılık
 İncir
 Kiraz, Vişne
 Erik
 Çilek
 Nar
 Antepfıstığı
 Muz
 Karpuz, Kavun
 Kivi
 Seracılık
 Ceviz
 Badem
 Diğer Meyveler

Fındık Tanıtım Grubu Üyesi Ali Haydar Gören, önyargılı biçimde fındık fiyatını aşağı çekmek için rekolteyi yüksek göstermekle suçlandıklarını belirterek ‘Görevini, yerlerine yapmaya çalışmakta olduklarımız bize hesap sormaya yelteneceklerine işin ucundan tutsunlar' diyor.

Fındık konusuna kaldığımız yerden devam ediyoruz. Hatırlayacaksınız geçen hafta, ‘Ne karanfil ne lale ekebildik, fındıkta sorunları ikiye katladık' başlıklı yazımda fındıktaki sorunlara değinmiştim. Aynı yazımda, fındık üreticisinden gelen yorum ve şikâyetlere yer vermiştim. Şikâyetlerin odak noktasında ise Fındık Tanıtım Grubu (FTG) vardı. Üreticiler, aynen şunları söylüyordu: "Fındık Tanıtım Grubu, fındığı tanıtmak mı istiyor yoksa arz-talep dengesiyle oynayarak fındığın Türkiye'deki simsarlarına çanak mı tutmak istiyor? Fındık Tanıtım Grubu, rekolte açıklıyor. 800 bin ton rekolteden söz ediyor. Türkiye'de hiçbir dönem 800 bin ton fındık üretimi olmadı. Bunun bir amacı var. Fındık fazla gösterilip, piyasayı etki altına almak ve fiyatı düşürmek."

Bu yazım üzerine Fındık Tanıtım Grubu'ndan açıklama geldi. Açıklamayı, FTG Üyesi Ali Haydar Gören göndermiş. Özetleyerek, sizlerle de paylaşayım.

Ali Haydar Gören, FTG'nin fındık rekoltesini belirlemek ve kamuoyuna açıklamak gibi bir misyonu olmadığını belirterek bu güne kadar bir kez bile fındık rekoltesi açıklamadıklarına ve muhtemelen bundan sonra da açıklamayacaklarına değiniyor. Gören, "Rekolte meselesindeki farklı açıklamaların kaynağı hep fiyatla ilişkilendirilir. Örneğin, üreticiyi temsil ettiklerini söyleyenler açısından rekolteyi az gösterip, fındığa daha yüksek bir fiyat biçilmesini sağlamayı amaçladığı söylenir. Hal böyle olunca biz de FTG olarak yapmadığımız tahminlerden sorumlu tutuluruz ve son derece önyargılı bir biçimde bizim fındık fiyatını aşağı çekmek için rekolteyi yüksek gösterdiğimiz iddia edilir. Aslı ve kanıtı olmayan bu tür suçlamalar ayıptır" diyor.

Üretici sadece fiyat konuşur

Tüm dünyada FTG'nin örnekleri olduğuna ve üretici örgütleri tarafından; ürünün kullanımını artırmak, tüketicileri memnun etmek amacıyla kurulduğuna dikkat çeken Ali Haydar Gören, açıklamasında şu görüşleri savunuyor: "Türkiye'deki üretici örgütlerinin sözlüğünde tüketici eğilimleri, tüketici memnuniyeti, alternatif ürünler, rekabet, piyasa gibi kavramlar yoktur. Onlar yalnızca fiyat konuşurlar ve milli ürünümüz olan fındığa devletin kaç para fiyat vereceğini sorarlar. Bu nedenle FTG'yi biz ihracatçılar kurduk. FTG'yi yaptığımız ihracatlardan yapılan kesintilerle bütçeliyoruz. Dolayısıyla görevini, yerlerine yapmaya çalışmakta olduklarımız bize hesap sormaya yelteneceklerine işin ucundan tutsunlar."

Ali Haydar Gören, açıklamasında, "Fındık meselesinde iyi niyetimiz bizi tuzağa düşürüyor" diyor ve şöyle devam ediyor:

Karadeniz fındığa mahkûm oldu

"Serbest piyasayı ve adil rekabeti tüm hayatları boyunca savunan entelektüellerimizin, kanaat önderlerimizin bile bu konuda kafası karışıyor. Çok normal. Çünkü son derece iyi niyetli bir biçimde şöyle düşünüyoruz: ‘Fındık, Karadenizimizde yetişen önemli bir ürünümüz. Tamamı milli girdi. İhraç ettiğimizde katma değeri yüzde yüz ülkemize kalıyor. En iyi fiyatla satılmasında ulusal çıkarımız var. Üstelik bunu üreten ve geçimini fındıktan temin eden binlerce küçük üreticinin ancak fındık iyi para ederse yüzü gülüyor. Dünyanın tüm gelişmiş ülkeleri tarımını ve tarım ürünlerini destekliyor. Bir istisna yapalım fındığı serbest piyasaya bırakmayalım. Hem nelere para harcamıyoruz ki, fındığı desteklesek ne çıkar? Fındık iyi para eder, biz de kâr ederiz.' Bakın bu masum istisna nelere yol açtı. İstisna en büyük zararını Karadeniz'e Karadenizliye verdi. Karadenizli baktı; fındıkta fiyat iyi, devlet de destekliyor, söktü diğer ürünleri ha babam fındık dikti. Kendi tarlası yetmedi, devletin arazisine fındık dikti. Dağ taş fındık oldu. Karadeniz fındığa mahkûm, fındığa köle oldu. Şöyle dedik, ‘Üretimin tekeli bizde öyleyse fiyatı biz belirleyeceğiz'. Hep en iyi fiyatın peşine düştüğümüzden en iyi fiyatın rekabetçi fiyat olduğunu unuttuk. En iyi fiyatı en yüksek fiyat zannettik. Alternatif ürünler var, badem var diyenleri alivreci vatan hainleri ilan ettik. ‘Eloğlu Azerbaycan'da, Gürcistan'da fındık yetiştiriyor' diyenleri fındığı ucuza kapatmak isteyen spekülatörler olarak ilan ettik. Fındığımızı limitli bir meta olan petrole benzetenlerimiz bile oldu. FTG olarak hep şunu söyledik: Ürünü değil üreticimizi destekleyelim. Parayı onun cebine koyalım, üreticimizi güçlendirelim. Üreticimizi güçlendirecek olan şey onun cebine sürekli para koymak değil onun aklını, ferasetini, becerisini ve üretim kalitesini geliştirmektir."

Fındık Tanıtım Grubu Üyesi Ali Haydar Gören'den aldığım açıklama özetle böyle. Bu açıklama üzerine yorumda bulunmayacağım. Ama geçen yazımda da belirttim. Şimdi de altını çiziyorum: Fındık konusu dün de sorundu, bugün de sorun ve bana göre gelecekte de sorun olmaya devam edecek.

 

Noyan Doğan

http://www.referansgazetesi.com/

Ekleme Tarihi
02.08.2010
Ekleyen Kişi
gidatarim2

Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız