Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 29 Nisan 2024 Pazartesi
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  Meyvecilik »  BASINDAN MAKALELER » 
facebook
Twitter
  ANA SAYFA   
 Turunçgil
 Elma
 Armut
 Zeytin
 Fındık
 Üzüm
 Kayısı
 Şeftali, Nektarin
 Çay
 Seracılık
 İncir
 Kiraz, Vişne
 Erik
 Çilek
 Nar
 Antepfıstığı
 Muz
 Karpuz, Kavun
 Kivi
 Seracılık
 Ceviz
 Badem
 Diğer Meyveler

Yıllarca siyasetçilerin popülist politikalarıyla el üstünde tutulan fındık artık zor günler geçiriyor. Fındıkta şimdi hedef 700 bin ton olan üretimi 400 bin tona düşürmek.

Fındık zorlu bir doğaya sahip Karadeniz'de yaşayanların geçim kaynaklarının başında geliyor. Ordu, Giresun ve Trabzon en iyi fındığın yetiştiği kentler. Ancak yamaçta kolay bir tarımla yetiştirildiği için de hem Karadeniz'de hem de Düzce'ye kadar birçok alanda yetiştiriliyor.

Bu kadar çok yayılınca da üretim fazlası yaşanıyor. Türkiye'de yılda 700 bin hektarlık alanda fındık üretimi yapılıyor. Tüketim son yıllarda Türkiye'de sanayinin canlanmasına rağmen 100 bin ton civarında. İhracat 220 bin ton. Bu nedenle de her yıl 150-200 bin tonluk stok sorunu var.

Uzun yıllar siyasetçinin en sevdiği ürün olan fındıkta destek politikaları 1964'te başladı. 1991'de Süleyman Demirel'in "Kim ne veriyorsa ben 5 fazlasını vereceğim" sözü ise popülist politikaların sloganı haline geldi.

Sorun her yıl biraz daha büyüdü. Ta ki 2001 yılında ekonomik anlamda duvara toslayınca Uluslararası Para Fonu (IMF) yardıma çağrılana kadar. 2001'de IMF ile anlaşma imzalandı, istikrar programı başladı. IMF'ye verilen niyet mektubunun en önemli unsurlarından biri de tarımda yeniden yapılanma politikaları oldu.

ARİP olarak anılan tarımda yeniden yapılanma projesinin amacı birlikleri özerk hale getirmek, destekleme alımlarını ortadan kaldırmak, stok yaratan tarım ürünlerinde alanların daraltılmasını sağlamak ve alternatif ürün projelerinin geliştirilmesiydi.

Fındık da bu ürünlerden biriydi. Fındık için bu kapsamda Dünya Bankası'ndan 160 milyon dolarlık kredi alındı. Üreticiye fındık ağaçlarının sökülmesi için teşvik getirildi. Ancak ne yazık ki başarılı olunamadı. Üretici fındık alanlarını daraltmaya yanaşmadığı gibi sonraki yıllarda da aksine alanlar genişledi.

2000 yılında 495 bin ton olan fındık üretimi bugün 700 bin tonlara yaklaştı.

 

Üretici yalnız bırakıldı

Gelelim bugüne. Mevcut durum şöyle... Üreticiden yıllarca alım yapan Fiskobirlik zor durumda. Hükümet fındık alımıyla görevlendirdiği Toprak Mahsulleri Ofisi'ni (TMO) perişan etti. Maliyetini Hazine yani bizler ödemek zorunda kalıyoruz. Artık devlet alım yapılmayacağını açıkladı.

Devlet Bakanı Ali Babacan'ın başkanlığında 5 bakanın açıkladığı yeni fındık politikaları ise yine ekim alanlarının daraltılmasını, alternatif ürün projelerinin geliştirilmesini öngörüyor. Hedef 700 bin ton üretimi 400 bin tona düşürmek.

Bu kez başarılı olunabilir mi? Konunun uzmanları zor diyor ama ben katılmıyorum. Çünkü bu kez üretici yalnız ve örgütsüz.

 

Jale Özgentürk

referansgazetesi.com

Ekleme Tarihi
16.07.2009
Ekleyen Kişi
gidatarim2

Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız