Hobi diye girdiği şarap işine asıldı, ABD, Avustralya, Şili ve Güney Afrika’yı örnek verdi
HAFTA içinde Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı’yla birlikte Şarköy Eriklice’deki Gülor Bağları ve Şarap Fabrikası’na gitmek üzere helikoptere bindiğimizde iki yıl önceyi anımsattı:
- Şarköy’e 2 yıl önce de birlikte gitmiştik. O zaman sevgili dayım ve Gülor’daki ortağım Orhan Türker ilerlemiş yaşına (şimdi 87 yaşında) rağmen tek başına işleri yürütüyordu. Şimdi artık bu işin pazarlama yönünü de iyi bilen bir ortağımız var.
Güler Sabancı, “ortağımız” derken Sabancı Holding’in bir süre önce elinden çıkardığı Gıdasa’nın eski genel müdürü, Doluca’da 2 yıl genel müdürlük yapmış Adnan Erem’i kastediyordu. Erem, bir yıl kadar önce Gülor’un başına geçmiş, ilk işi şirketi “anonim”e dönüştürmek olmuştu. Artık Gülor Şarapçılık Turizm Sanayi ve Ticaret A.Ş.’de Güler Sabancı Yönetim Kurulu Başkanı, dayısı ve ortağı Orhan Türker yardımcısı, küçük hisse verdikleri Adnan Erem de Genel Müdür’dü:
- Adnan’ın işin başına geçmesi sonrasında ben de ilk kez Şarköy’e gidiyorum. Bakalım neler olmuş, hep birlikte göreceğiz.
- 17-18 yıl önce dayınızla birlikte “hobi” diye girdiğiniz şarapçılık sizin için ciddi işe dönüştü değil mi?
- Evet... Butik şarap üretiminin önemli oyuncuları arasında biz de olacağız.
- Büyütmeyi düşünüyor musunuz?
- Önce mevcutla hedeflerimize ulaşalım, sonrasına bakarız.
Gülor Şarapçılık tesisleri ve bağlarının bulunduğu noktaya indiğimzde bizi Orhan Türker, Adnan Erem, Fransız şarap uzmanı Prof. Nicholas Vivas, asistanı Natalie Vivas ile Burcu Ateş karşıladı.
Adnan Erem’e bağların büyüklüğünde, fabrikanın kapasitesinde bir artış olup olmadığını sorduk:
- Önceliğimiz 200 bin şişe olan kapasitemizi doldurmak. Bu yıl onu yapıyoruz. Ayrıca ürün serimizi artırıyoruz. Şimdiye kadar kendi bağlarımız ve biraz da Şarköy’deki çiftçilerden aldığımız üzümlerle üretim yapıyorduk. Bunların yanına Elazığ’ın Öküzgözü ile Diyarbakır’ın Boğazkere üzümünü de ekledik.
- O kadar uzun yoldan üzüm mü getiriyorsunuz? Üzümler yolda yıpranmıyor mu?
- Özel iklimlendirilmiş araçlarla getiriyoruz. Çok iyi sonuç almaya başladık. Şaraplarımızı “Gold”, “Rouge”, “Silver” ve “Şayeste” şeklinde gruplandırdık. Serimizde artık 21 farklı şarap var.
Prof. Nicholas Vivas’ın yönetiminde Gülor’un yeni şaraplarını tadarken Güler Sabancı, sektörün gelişmesi konusunda dünyadan örnekler verdi:
- Napa Vadisi’nde (Kaliforniya-ABD) şarapçılığı geliştirmek özel planlar yapılmış, muazzam teşvikler verilmiş.
- Aynı durum Avustralya için de geçerli değil mi?
- Evet... Şili ve Güney Afrika da özel teşviklerle şarap dünyasındaki yerini alan ülkeler arasında. Türkiye’de de bunu yapmak gerekir. Şarapçılık, tarıma dönük endüstrinin önemli örneklerinden biri. Madem işsizlikten söz ediyoruz, öyleyse buralara da yüklenmek gerek.
Yeri gelmişken AK Parti iktidarlarıyla birlikte en önemli yakınma konusuna dönüşen şarap üzerindeki vergiler açısından son durumu sorduk, Adnan Erem yanıtladı:
- Artık Avupa Birliği’nin (AB) yöntemi, yani şişe başına maktu vergi benimsenmiş durumda. Her ne kadar AB ülkeleriyle karşılaştırıldığında bizdeki vergi “tavan”da olsa da, birkaç yıl öncesine göre makul düzeye çekilmiş durumda.
Erem, Gülor’u kurup, 17-18 yıl boyunca yükünü çeken Orhan Türker’i işaret etti:
- Orhan Bey’den çok iyi bir altıapı devraldım... Artık şaraplarımızın farkı raflarda ve restoranlarda daha çok hissedilecek.
Güler Sabancı, Adnan Erem’le çıktıkları yeni yolculuğun ilk yılda verdiği sonuçları görünce memnu oldu ve yineledi:
- Şarap artık benim için önemli bir iş...
Restoranda açılan şarabın yüzde 70’inde garson etkisi var, bu iş çok karmaşık
GÜLOR Şarapçılık Genel Müdürü Adnan Erem, restoranlara girme konusunda epey yol aldıklarını belirtti:
- Eskiden İstanbul’da 50 restoranda ancak vardık. Şimdi 160 restorana ulaştık.
Güler Sabancı araya girdi:
- Şarapçılıkta restoran işi çok karmaşık.
- Neden?
- Bir kere Türkiye’de restoranlarda açılan şaraplarda yüzde 70 garsonların etkisi var.
Prof. Nicholas Vivas’a sordu:
- Fransa’da, örneğin Paris’te durum nedir?
- Restoranlarda şarapların yüzde 50’si somelier (şarap servisi yapan uzman garson) tavsiyesiyle açılır.
Araya girip sorduk:
- Eğer Paris’te oran yüzde 50’yse, bizdeki yüzde 70’i normal saymak gerekmez mi?
Sabancı yanıtladı:
- Elbette normal... Ancak, bizdeki garsonların çok büyük bölümü şarap konusunda eğitimli olmadığı için “kim ne verirse” oraya yöneliyor...
Sabancı, açıkca yüklenmese de “karmaşık” nitelemesiyle şarap sektörünün büyüklerinin restoranlar üzerindeki “baskıcı” etkisine dikkat çekmek istedi...
Namık Kemal Üniversitesi’nde akredite laboratuvar kuruluyor
GÜLOR Şarapçılık Genel Müdürü Adnan Erem, bağ bozumu nedeniye zamanının büyük bölümünü Şarköy’de geçirmeye başlamış:
- Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi’ne bağlı Şarköy Şarapçılık Yüksek Okulu var. Baştan beri Gülor’un buraya desteği olmuş. Şimdi şarap sektörüne hizmet vermek üzere dünyada akredite olan bir laboratuvar kuracağız.
- Laboratuvarın rolü ne olacak?
- Zirai ilaç başta olmak üzere şarapta kalıntı izi var mı ona bakılacak. Her türli analiz yapılacak.