Yıllardır Antalya Fabex fuarına ziyaretçi olarak katılırım.
Yiyecek içecek işinde Türkiye’nin en büyük fuarıdır. Her sene turizm sezonu açılmadan tüm oteller bu fuara katılıp anlaşmalar yapar, piyasadaki yeni ürünlerini görür, tadarlar. Firmalar da ya kendileri ya da bayileri aracılığı ile fuara katılır, ürünlerini sergiler, anlatır, sunarlar. Rakı, şarap, bira, sucuk, et, makarna, her sene birçok firma yeni ürünlerini otel ve restaurant işletmecilerinin beğenisine sunar fuarda. Bir anlamda fuar piyasanın aynasıdır. Piyasada arz edilenin, yani turizmin yiyecek içecekte ham maddesinin sunumudur.
Son birkaç yıldır fuarda işler ve görünüm değişiyor. Git gide alkollü içecek üreten veya ithal eden katılımcı firma sayısı azalıyor, ürünlerin kalitesi düşüyor.
Hele bu sene, her şey iyice değişmiş. Alkollü içecek firmaları yok olmuş, birkaç düzgün firma dışında (bir elin 5 parmağı kadar bile değil) büyük markaların hiç biri fuara katılmamış.
Yüksek alkollü içeceklerde yani votka, viski, cin gibi ürünlerde katılımcı olan birkaç firmalar da “çakma” dediğimiz cinsten ürünler satıyorlar. Yani etiketi, şişesi bilindik büyük markalara benzeyen ama kalite ve fiyat olarak bu markalardan çok uzak olan mallar.
Anlaşılan oteller hiç düzgün alkollü içecek almıyorlar. Hiçbir üretici veya ithalatçı bu fuara gelmiyorsa demek ki malını satamıyor da gelmiyor. Satsa kesin gelirdi, katılırdı.
Bacasız sanayii’nin fuarı maalesef alkollü içki konusunda piyasadaki vahim durumu yansıtıyor. Geçen senelerde şahit olduğumuz sahte alkollü içecek işinden ölen insanlarda bize ders olmamış. Hala alkollü içeceğin marka garantisi olmayınca tehlikeli olabileceğini anlamamışız. Tatile gelenler marka ararlar. Düzgün bir viski, votka şarap, bira öneremeyen turizmci nasıl kalite sattığını idea edebilir?
Antalya 8 aylık uzun bir sezon ve herkesi kıskandıracak yaklaşık 400 bin yatak kapasitesi ile neden kaliteli alkollü içki satamaz. Otellerin veya arz edenin kabahati değil bu. Her şey dâhil sisteminin başımıza sardığı bir bela. Bir türlü kurtulamıyoruz. Turist yattığı çarşafın markasına değil de temizliğine bakar. Ama alkollü içkide marka kalitenin imajıdır, güvencesidir. İçki markası ile istenir.
Bu gözlemimi doğrulayacak bir diğer istatistik ise şu olacak: Türkiye 30 milyon litre civarında kayıtlı şarap üretiliyor, 1 milyon litre civarında ithal ediliyor, 100 milyon litre civarı da tüketiliyor.
Demek ki 69 milyon litre şarap kontrolsüz, kayıtsız üretiliyor.
Oğul TÜRKKAN
http://www.hurriyet.com.tr/ |