Esen Evran [email protected]
TMO ürünü bize verir, stoku önler
Temmuz ayında son 10 yılın en büyük gıda enflasyonunu yaşayan Türkiye’de, fiyat artışları kuraklık ve hammadde maliyetlerine bağlanırken, beraberinde stok tartışması da başladı.
Türkiye Gıda ve İçecek Sanayi Dernekleri Federasyonu (TGDF) Başkanı Şemsi Kopuz da geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, iklim şartları bahanesiyle üreticilerin buğday, fındık ve antepfıstığı başta olmak üzere hammadde niteliğindeki birçok üründe stokçuluk yapıp fiyat yükselttiğini, sanayicinin de yakın bir zamanda bu ek maliyeti ürün fiyatlarına yansıtmaya başlamak zorunda kalacağını söyledi.
Önceki gün, Türkiye’nin en yaygın perakende zincirlerinden Carrefoursa’nın Genel Müdürü Mehmet Nane ile sohbet ettik. Tedarik tarafında stok tehlikesi görüp görmediklerini, bu durumun rafa yansıyıp yansımayacağını konuştuk.
Türkiye’nin 7 bölgesi, 39 ilinde, pek çok tedarikçiyle çalışan Nane, genel kanının aksine, tedarikçinin istese bile stok yapamayacağını söyledi, geçtiğimiz yıl pirinçte yaşanan kıtlığı örnek gösterdi ve şöyle dedi:
“Pirinçte sıkıntı yaşandığı zaman Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) pirinci paketledi ve direkt biz perakendecilere sattı. Böylece de stok tehlikesini ortadan kaldırdı. Bu yıl da buğdayda sıkıntı var. Devlet en büyük buğday ve mısır alıcısı. Aynı şey yine yapılır. Artık gıdada geniş bir organize yapı var. Devlet bizimle işbirliği yaparak stokçuluğun önüne geçer. Kimse merak etmesin.”
GIDANIN SEPET PAYI Nane, aynı şekilde ette fiyat yükselişinin yaşandığı iki yıl öncesini de hatırlattı ve “O zaman da et ithal edip fiyatlar kontrol altına alınmıştı” dedi.
Mehmet Nane’ye yine gıda enflasyonundaki artışa bağlı olarak enflasyon sepetinde gıdanın ağırlığının düşürülmesi önerisini de sordum. Orada da şöyle bir öneriyle geldi:
“Böyle bir rasyo uygulanacaksa bunu tek bacaklı bırakmayalım. Bir çapraz yapalım. Yurtdışındaki milli geliri koyalım. 40 bin Euro mesela AB ortalaması. Karşılığında gıda harcamasının payı yüzde 17. Buna denk Türkiye’deki milli geliri koyalım, bunu çaprazladığımızda Türkiye’deki enflasyon sepetinde olması gereken ağırlık ortaya çıkar.
Gelişmiş ülkelerle gelişmekte olan ülkelerin harcama paternine baktığınızda gelişmekte olanların harcamasında gıda ağırlık tutarken gelişmekte olan ülkelerde gıda dışı artıyor. Burada önemli olan hanehalkının minimum ihtiyacı. Nasıl açlık sınırı varsa, minimum gıda ihtiyacı tespit edilir, o enflasyona baz alınır. Sonuçta biz enflasyonu ne için ölçüyoruz? Hanehalkının cebine giren paranın değerinin, ekonomik gelişmeler karşısında nasıl değişim gösterdiğini anlamak için.”
YENİ BİR ZİNCİR SATIN ALMAYI DÜŞÜNMÜYORUZ
Perakende sektöründe lokasyon çok önemli. Mehmet Nane, “Yeni satın alma var mı” sorusuna, “Biz hiçbir zincire acaba bunu satın alsak mı diye bakmıyoruz. Onlar bize geliyor” karşılığını verdi.
TARLADAN SONRA ANLAŞMALI TEKNE
Aracıyı kaldırarak taze sebze-meyvede hasattan rafa kadar geçen süreyi 72 saatten 36 saate indirdiklerini anlatan Mehmet Nane, “Anlaşmalı balıkçı teknelerimiz de var. Tüm tuttuğunu bize veriyor. Onlarla balığa çıkacağım” diyor.
Hiç bir mağazama âşık değilim, bu en büyük tehlikedir
Carrefoursa, yılın ilk iki çeyreğinde, 17 çeyrek sonra ilk kez kârâ geçti. Bu nasıl sağlandı? Mehmet Nane’nin daha önce de verdiği bir üzüm örneği var. Yani diyor ki “Adana’daki tüketicinin beyaz üzümden anladığıyla İzmir’deki tüketiciniin anladığı aynı şey değil. Carrefour dünyanın en büyük ikinci perakende zinciri. Bununla oluşmuş bir kurum kültürü var. Ama bunun üzerine yerellik katmazsanız olmaz. ” Bunu tüm ürünlere ve iş yapış şekillerine uygalamışlar. yapmışlar. Yani daha önce ürün seçiminde ya da tedarikçilerle ilişkilerinde tam bir Fransız gibi davranan Carrefour, artık bir yerel perakendeci gibi davranmaya başlamış. Yeni dönemde 200 yeni tedarikçi eklenmiş. Yerel ürünlerin ağırlığı artırılmış. Sadece ürün satın almada değil, mağaza kiralama görüşmelerinde de ilişkilere yerellik katılmış. Yani örneğin gerektiğinde Adana’daki tedarikçiyle kebapçıya gidilmiş. İzmir’dekiyle midye dolma yenilmiş. İkinci büyük hamle de mağaza kapatma konusunda yapılmış. “Perakendecilikte en büyük tehlike, mağazaya âşık olmaktır” diyen Mehmet Nane ilk 6 ayda 70 mağaza açarken verimsiz olan 30 taneyi de kapatmış.
YASA İYİ NİYETLİ, ANCAK EKSİKLİKLER VAR
TBMM’ye sunulan yeni Perakende Yasası ile ilgili de değerlendirme yapan Mehmet Nane, “Bugüne kadar maksimum görüş alınarak yapılan ilk kanun bu. Ancak uygulamada yine bazı aksaklıklar olabilir. Siz 120 bin metrekarelik bir alışveriş merkezinde yerel esnafa yüzde 5 yer ayırma zorunluluğu getirdiniz diyelim. 6 bin metrekare alanı nasıl dolduracaksınız? Yani bunun pratikte uygulaması yok. Zamanı geldiğinde görüşlerimizi tekrar belirteceğiz, hazırlanıyoruz” dedi.
http://www.haberturk.com |