Genetiği Değiştirilmiş Mısır İthalatı GDO'YA HAYIR PLATFORMU, GENETİĞİ
DEĞİŞTİRİLMİŞ MISIR ÇEŞİTLERİNE İLİŞKİN
RAPORLARA TEPKİ GÖSTERDİ
ANKARA (A.A) - GDO'ya Hayır Platformu, yem amaçlı ithal
edilmesi gündemde olan genetiği değiştirilmiş mısır çeşitleriyle ilgili
hazırlanan bilimsel raporlara tepki gösterdi. Düzenlenen basın toplantısında platform adına açıklamayı okuyan Ziraat
Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Turhan Tuncer, Biyogüvenlik Kurulunun,
yem amaçlı kullanılmak üzere ithal edilmesi gündemde olan genetiği değiştirilmiş
Bt11, DAS 1507 ve DAS 59122 mısır çeşitleri hakkındaki Risk ve Sosyo-Ekonomik
Değerlendirme Komitelerine hazırlattığı bilimsel raporların, Türkiye Biyogüvenlik
Bilgi Değişim Mekanizmasının web sayfasında yayımlandığına işaret etti.
Bilimsel komitelerce hazırlanan raporlarda yer alan ''genetiği değiştirilmiş
mısırlarla ilgili risk analizi ve değerlendirmelerin, ithalatçı firmalarca
dosyada sunulan belgeler, risk değerlendirmesi yapan kuruluşların (EFSA, WHO,
FAO, FDA) raporları ve bilimsel araştırmaların sonuçları göz önünde
bulundurularak yapıldığı'' şeklindeki ifadelere değinen Tuncer, ''Genetiği
değiştirilmiş tohumlar, doğal yolla gerçekleşmeyecek şekilde, laboratuvar
ortamında ileri teknoloji kullanılarak bir mikroorganizma geninin aktarılmasıyla
elde edilmekte, bu nedenle teknoloji ürünü kabul edilmekte, patenti şirkete ait
olmakta ve fikri mülkiyet hakkı çerçevesinde lisans anlaşması ile kullanıcılara
sunulmaktadır'' dedi.
Şirketlerin, genetiği değiştirilmiş tohumların bağımsız araştırmalarda
kullanılmasını engellediğini, yapılan çalışmaları kendileri yönettiğini, ancak
sonuçlar olumlu olmazsa yayımlanmasına izin vermediğini savunan Tuncer, EFSA,
WHO, FAO ve FDA'nın bilimsel değerlendirmelerinin, genetiği değiştirilmiş
tohumları üreten şirketlerin hazırladığı ya da hazırlattıkları raporlara
dayandığını ileri sürdü.
Raporlarda, genetiği değiştirilmiş gıdaların halk sağlığı açısından daha iyi
incelenmesi gerektiği tavsiyesinde bulunulduğunu aktaran Tuncer, şunları söyledi:
''Genetiği değiştirilmiş tohumları üreten ve sayıları bir elin parmaklarını
geçmeyen çok uluslu şirketlerin, aynı zamanda dünyanın en önde gelen tarım ilacı
üreticileri oldukları dikkate alındığında, genetiği değiştirilmiş tohumlarla
tarım ilacı kullanımının düşmesini beklemek mantıken de doğru olmayacaktır.
Bilimsel komitenin, 'oran konulmaksızın GDO içeren tüm ürünlerin etiketlenmesi,
bu ürünlerle beslenen hayvanların ürünlerinin etiketinde genetiği değiştirilmiş
yemle beslendiği ibaresinin bulunması' önerisi, önemli bir saptama olmakla
birlikte, GDO mevzuatının ülkemizde uygulamaya konduğu Ekim 2009'dan bu yana
hiçbir ürünün etiketinde GDO ibaresinin yer almaması, uygulamada bunun ne
derecede gerçekleştirilebileceği konusunda soru işaretleri yaratmaktadır.''
Bilimsel Komitenin, ''Yaklaşık 30 yıllık bir teknolojinin sonucu olan GDO
içeren ürünlerin insan ve çevre üzerindeki olumsuz etkilerinin henüz somut olarak
ortaya konulmamış ve gözlemlenememiş olması, bu tür ürünlere ihtiyatla yaklaşmayı
ve bu konuda alınacak tedbirleri üst sınırda tutmayı gerekli kılmaktadır''
saptamasını da son derece önemli bulduklarını dile getiren Tuncer, yapılan
açıklamada hayvanların yer almamasının komitenin GDO'nun hayvanlar üzerindeki
olumsuz etkilerini kabul ettiğini gösterdiğini ifade etti.
Genetiği değiştirilmiş üç mısır çeşidinin her ne kadar yem amaçlı
kullanılmak üzere ithal edilmek istense de, Bilimsel Komitenin bunların ''yasa
dışı ekimine müsaade etmeyecek tedbirlerin alınmasını ve çok sıkı bir denetim
altında bulundurulmasını'' istediğini belirten Tuncer, bu mısır çeşitlerinin
Türkiye'ye girdikten sonra tarımsal üretimde kullanılmasını yüzde 100 önlemenin
asla mümkün olamayacağını belirtti.
Bilimsel komite raporlarında GDO'ların önemli zararlarının saptanmasına
karşın, hayvancılık sektörünün mısıra ihtiyacı olması nedeniyle, söz konusu
genetiği değiştirilmiş mısır çeşitlerinin ithaline onay verildiğini ifade eden
Tuncer, ''Bu kabul edilebilir bir durum değildir. Ülkemizin GDO'lara değil,
kendine yeterliliği hedefleyen bilinçli tarım politikasına ihtiyacı vardır''
dedi.
|