HALİT Narin’in başkanlığını yürüttüğü Türkiye Tekstil Sanayi İşverenleri Sendikası Basın Müşaviri Mine Şenkul Ergüven, Dış Ticaret Müsteşarlığı’nın kumaş ve hazırgiyime koymayı öngördüğü yüzde 40’a varan damping vergisini savunan çok sayıda belge gönderip, altına not eklemiş:
- Sendikamız İkinci Başkanı Muharrem Kayhan ve Yönetim Kurulu Üyemiz Bülent Başer telefon bekliyor.
Önce Türk tekstil ve konfeksiyon sektörünü Avrupa Birliği’nin bu alandaki tek söz sahibi örgütü Euratex’de Başkan Yardımcılığı görevini de yürüten Bülent Başer’i aradım:
- Adana Sanayi Odası’ndan Denizli’ye, Bursa’dan Kahramanmaraş’a kadar tekstilsektöründe faaliyet gösteren fabrikaların yoğun bulunduğu illerimiz ile çok sayıda üreticiolarak Dış Ticaret Müsteşarlığı İthalat Genel Müdürlüğü nezdinde iki yıldır şikayetlerimizianlatıyoruz. Sonunda doğru bir adım atıp, başta Çin olmak üzere dampingli ürünlerle ilgilisoruşturmayı nihayet başlattılar.
Hemen Dünya Ticaret Örgütü’nün (DTÖ)
rolünü anımsattı:
- Gerek Gümrük Birliği nedeniyle bizi bağlayan Avrupa Birliği (AB), gerekse Dünya TicaretÖrgütü (DTÖ), korumacılığa karşı katı kurallar koymuş durumda. Dolayısıyla kimse sadecekoruma amaçlı önlem alamaz. Ancak, içerdeki üretimi öldürecek noktaya ulaşan ithalatada geçici önleme izin veriyorlar.
Sahibi oldukları Güney Sanayi’den örnek
verip, sürdürdü:
- Güney Konfeksiyon’u kapattık. Güney Sanayi’de de üretim azaldı. Adana, Denizli, Bursave Kahramanmaraş’ta kapanan çok fabrika, işsiz kalan onbinler var. 2005-2010döneminde Türkiye’ye ithal edilen kumaş 10 milyar metrekareyi buldu. Sadece 2010ithalatı 2 milyar metrekareyi aştı.
- Hazırgiyim ve kumaşta ek vergiye karşı çıkanlar, kadife kumaş örneğini veriyor. Ekvergiye rağmen kadife kumaşta üretim çok azalmış. Ayrıca, fiyat da hâlâ Çin’den gelenin 2-3 katıymış.
Başer, modaya dikkat çekti:
- Şu anda kadife giyim moda mı? Bu azalışta moda olayının da etkisi var.
Sonra meydan okudu:
- Biz iki yıl uğraştık, tüm verilerimizi bakanlığımıza açtık. Damping vergisi için inceleme aşamasını başlatma kararı aldılar. Buna itirazı olan varsa, erkekçe beyannameyi doldurur, gider başvurur. Bakanlığa tüm
bilgilerini açar.
- Siz Güney Sanayi olarak başvurdunuz mu?
- Elbette... Tekstil Sanayi İşverenleri Sendikası bu başvuruda öncülük yaptı. Ayrıca biz de şirket olarak bu başvuruya katıldık.
Bu noktada kadife örneğine döndü:
- Size kadife kumaş örneğini verenler arasında yer alan Ahmet Akbalık’ın da yönetimindebulunduğu İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İTKİB) de bu işte müdahil olarak yer alıyor. İTKİB Başkanı Hikmet Tanrıverdi de bu soruşturmanın açılmasına destekverdi o tarihte.
- Ne zaman?
- 2008’de yapılan başvurular sırasında. Yani, İTKİB’in, “Çin’den gelen kumaş ve hazırgiyime antidamping soruşturması açılsın” başvurusunun altında kapı gibi imzası var.
Başer, konfeksiyon ithalatına da vurgu yaptı:
- Konfeksiyon ithalatında yüzde 100 artış var. Bu ithalatta milyar dolarlık rantlar dönüyor.
Dış ticaretten sorumlu Devlet Bakanı Zafer Çağlayan ve ekibini de unutmadı:
- Sayın Çağlayan ve ekibine güveniyoruz. Bu konuda en doğru kararı vereceklerineeminiz.
Bir tarafta “ucuz ithalat”la maliyetleri dengeleyen hazırgiyim ve konfeksiyoncu...
Diğer tarafta kapanan fabrikaların acısıyla kıvranan tekstil sektörü...
İki tarafın da kabulleneceği “adil karar”ı vermek Çağlayan ve ekibine kalıyor...
Pamuk fiyatına giyim eşyası getirenler var
TÜRKİYE Tekstil Sanayi İşverenleri Sendikası İkinci Başkanı Muharrem Kayhan’la dakonuştum:
- Katma değeri kumaştan daha az iplik 3 yıldır ek vergiyle korunuyor. Buna kumaşın ve konfeksiyonun da eklenmemesi haksızlıktı. Eğer yeni ek vergi kararı alınırsa, haksızlıkbiraz olsun ortadan kalkar.
İthal konfeksiyon ürünlerinin fiyatlarına dikkat çekti:
- Bırakın kumaşı, ipliği, pamuk fiyatına bile hazır giyim eşyasının girdiğini görüyoruz. Bunlarla içerdeki üreticinin rekabet etmesi mümkün mü? Burada kesin damping sözkonusu.
Kayhan, konunun ihracat yönüne vurgu yaptı:
- İhracat açısından sorun yok. Ek vergi gelse bile, dahilde işleme rejimi çerçevesindeihracata dönük üretim yapan, bundan etkilenmeyecek. Kapsam dışında kalacak.
- Siz antidamping soruşturması talebine Söktaş olarak da imza koydunuz mu?
- Evet, biz de başvurumuzu yaptık.
Yüzde 50’yi aşan indirim ithalat avantajıyla oluyor ek vergi zammı 2-6’yı aşmaz
TÜRKİYE Tekstil Sanayi İşverenler Sendikası Yönetim Kurulu Üyesi Bülent Başer,Muharrem Kayhan’a oranla daha sert:
- İthal hazırgiyim ürününe vitrinde 1’e 4-5 fiyat koyanlar var.
- O kadar yüksek mi?
- Öyle olmasa, sezon bitmeden yüzde 50’yi aşan indirimler nasıl gündeme gelebiliyor.Demek ki büyük marjları var.
- Şimdi yüzde 40’a varan ek verginin vitrine aynı oranda zam şeklinde yansıyacağısöyleniyor.
Bülent Başer, sendikadan bana gönderilen tabloları anımsattı:
- Ek vergi kilo bazında hesaplanıyor. 400-1200 lira arasında fiyatı olan bir erkek takım elbisesi ortalama 900 gramdır. Bunun üzerine binecek maksimum vergi 27 lira olur.Elbiseye yansıması da 24.3 liradır. 1200 liralık elbisede yüzde 2’lik, 400 liralık elbisede iseyüzde 6’lık bir orana denk gelir.
Çin’den, Bangladeş’ten ithalat yapan hazırgiyimci “ek vergi yüzde 40 zam getirir” diyor, içerdeki kumaş üreticisi, “Zam yüzde 2-6’yı geçmez” savunması yapıyor...
Bu durumu ek vergi oranı resmen netleşmeden anlamak mümkün görünmüyor...
2020’de Avrupa’nın ilk üç markası arasına gireriz
TÜRKİYE Tekstil Sanayi İşverenler Sendikası İkinci Başkanı Muharrem Kayhan ve Yönetim Kurulu Üyesi Bülent Başer’le görüşürken aklıma LC Waikiki Genel Koordinatörü MustafaKüçük’ün, Kemal Güneş başkanlığındaki Hayata Hoş Bakanlar Grubu buluşmasında DevletBakanı Zafer Çağlayan’a söyledikleri geldi:
- Şu anda 1.4 milyar dolarlık ciroya ulaşmış durumdayız. Hedefimiz 2020 yılında ciromuzu 10 milyar dolara çıkarıp, Avrupa’da ilk üç marka arasına girmek.
Küçük sonra da sıraladı:
- 350 milyon dolarlık ithalat yapıyoruz. 350 milyon dolarlık da içerde ürün alıyoruz. Ayrıcafabrikalarımız var, üretim yapıyoruz. İhracatımız da var. Yani, işin her cephesinde varız.Çin’den Bangladeş’ten hazırgiyim ithalatına ek vergi konulmasını doğru bulmuyoruz.
Yani, LC Waikiki’den Colin’s’e, Damat-Tween’den Koton’a, İpekyol ve Machka’ya kadarTürkiye’de son yıllarda gelişen birçok marka içerde dünya devlerinin karşısına dikiliyor,dünyanın dört bir yanına mağazalarıyla yayılıyor...
İşin bu yönünü de gözden kaçırmamak gerekiyor...
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/16888528.asp |