Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 21 Kasım 2024 Perşembe
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  Tarla Bitkileri »  BASINDAN MAKALELER » 
facebook
Twitter
  ANA SAYFA   
 Buğday, Arpa
 Çavdar, Yulaf
 Mısır, Darı
 Pirinç
 Pamuk
 Soya
 Ayçiçeği
 Kanola
 Şeker Pancarı
 Yerfıstığı
 Nohut, Mercimek
 Fasulye, Bezelye
 Çay
 Tütün
 Aspir
 Fig, Yonca
 Diğer Tarla Bitkileri

 
 
 İsmail Uğural
 
 
 
PAMUK NEDEN STRATEJİK ÜRÜN İLAN EDİLMELİ?

Şimdi öncelikle şu konuyu netleştirelim... Çiftçimiz çok haklı olarak kendi ürettiği her ürüne 'stratejik' bir önem atfeder.
 
Peki acaba gerçekten 'stratejik' olan ürün ve/veya ürünler hangileridir? Ve tabii stratejik olmak ne anlama gelir? Söz gelimi küresel ölçekte buğday ve sütün önemi tartışılmaz. Bu neden böyledir? Çünkü söz konusu ürün, üretiminden ticaretine ve sanayiden ihracata kadar çok güçlü bir katma değer zinciri yaratıyor olmalıdır. Başka ifadeyle yarattığı ekonomik ve hatta sosyal katkı yurtiçi ve yurtdışında geniş kitleleri etkilemelidir. Dolayısıyla buğday ve süt stratejiktir. Bunun yanı sıra hem küresel hem de bölgesel açıdan ekonomik değeri çok yüksek ürünler arasında mutlaka pamuğu da saymamız gerekiyor. 'Beyaz altın' olarak nitelendirilen pamuk gerek dünya gerekse ulusal ekonomi bakımından küçümsenmeyecek bir katma değer ve hammadde kaynağıdır. Ulusal Pamuk Konseyi (UPK) Başkanı Barış Kocagöz ve UPK Genel Sekreteri Prof. Dr. Ünal Evcim ile beyaz altını konuştuk.

VAZGEÇİLMEZ ÜRÜN
- Barış Kocagöz, "Pamuk, Türkiye’nin çok avantajlı olduğu doğal bir hammaddedir. O kadar ki 30’a yakın sanayi kolunda girdi olarak kullanılan bir üründen söz ediyoruz. Pamuk sektörünün tarımı, ticareti ve sanayii ile ülkemiz insanı ve ekonomisi için çok büyük öneme sahip olduğu herkesin malumu. Pamuk çiftçiliği uzun yıllar istihdam, üretim teknikleri ve katma değer yaratılması yönüyle tarım ve tarıma dayalı ticaret ve sanayie öncülük yaptı. Bu bağlamda kurulup gelişen tekstil sanayimiz de yine, uzun yıllar sınaî kalkınmamızın lokomotif sektörü olarak anılmıştır. Türkiye pamuk sektöründe büyük deneyimi, bilgi birikimi, yatırımları ve uygun toprakları olan bir ülke. Kaynakların bu denli sınırlı olduğu küresel rekabet ortamında, sahip olduğumuz bu değerleri heba etme lüksümüz olamaz. Akılcı politikalar izlenmek koşuluyla pamuk üretimimizin hızla eski seviyelerine, hatta bunun çok üstüne çıkarılmaması ve böylece tarımda yaratılan istihdam ve katma değerin ötesinde tekstil sektörümüzün küresel rekabet gücünün gelişmemesi için hiç bir sebep yok" diyor.

YERLİ PAMUK ŞART - Barış Kocagöz, özellikle yerli pamuk üretiminin artırılmasına dikkat çekerek şunları söylüyor: "Türkiye, 2023 yılında tekstil sektöründe 20 milyar dolar, hazır giyim sektöründe ise 52 milyar dolar ihracat hedefi belirledi. Bu hedefi yakalayabilmek için tekstil ve hazır giyim sektörlerinin ana hammaddesi konumundaki pamuk üretiminin 2023 yılında 2.5 milyon tona ulaşması bekleniyor. Söz konusu talebin de 1,5 milyon tonluk kısmının yerli üretimle karşılanması amaçlanıyor. Peki bu nasıl olacak? İşte temel soru bu! 2000-2011 yılları arasında pamuk ithalatı için 12 milyar dolar döviz harcadık. Türkiye, Çin’den sonra dünyanın en çok pamuk ithal eden ülkesi haline geldi, bu sürdürülebilir bir durum değil. Ayrıca 1984 yılında 1 kilogram pamuk 12,4 kilogram buğday alabilirken, bugün yalnızca 5,6 kilogram alabiliyor. Oysa sahip olduğu uygun klima ve arazi varlığı ile GDO’suz pamuk üretiminin yapıldığı ülkeler arasında en verimli pamuğu üreten ülkemiz pamuk üretiminden vazgeçemez. Dahası hiçbir alternatif ürünle pamukta elde ettiğimiz katma değeri üretmemiz mümkün değil.”

İŞTE ÇÖZÜM – UPK Genel Sekreteri Prof. Dr. Ünal Evcim’e göre ise ‘çözüm’ var… Peki neler yapılmalı? Öncelikle pamuk stratejik ürün ilan edilmeli. Bu bağlamda pamuk desteklemeleri ve üretici gelirleri, belirlenecek hedefe ulaşmak adına diğer ürünlere göre ayrı tutulmalı. Türkiye’nin sahip olduğu agro-ekolojik potansiyel dikkate alınarak, yıllık lif pamuk üretimi için “BİR MİLYON TON” eşik hedef olarak belirlenmeli ve uygun politikalarla üretimin daima bu eşik değerin üzerinde kalması sağlanmalı. Destekleme primleri EN AZ BEŞ YILLIK DÖNEM için belirlenmeli; ayrıca 5 yıllık dönem başında ilan edilerek tüm dönem boyunca kararlılıkla uygulanmalı. Anılan prim miktarları her yıl en az pamuk üretim maliyetlerindeki artış ve enflasyon oranında yükseltilmek suretiyle destek mekanizmasının işlevi korunmalı. Ve yerli pamuk kullanan sanayicilerimiz mutlaka desteklenmeli…

BİR TAŞLA ÇOK KUŞ – Sonuç olarak, bilmeliyiz ki pamuk başka tarımsal ürünler ile ikame edilebilecek bir ürün değil. Ürün paritesi yönünden konuya bakıldığında söz gelimi pamuk-domates ve/veya pamuk-mısır kâr-maliyet hesaplamasında beyaz altın çok avantajlı. Bu yüzden çiftçi uzun yıllardan beri ekim ve hasat tekniğini çok iyi bildiği pamuğu tercih etmek istiyor. Yeter ki sürdürülebilir üretim şartları olsun. Somut örnek verirsek, çiftçinin yeni prim beklentisi en az 70 kuruş. Aksi halde üretimin daha da düşmesi kaçınılmaz. Pamuk otoritesi Evcim’e göre Türkiye’nin yerli üretimini 1 milyon tonun üzerine çıkarması çok mümkün. Ama burada çiftçinin psikolojik durumunu da iyi anlamak gerekiyor. Ben şahsen pamuğun stratejik ürün olarak ilanının, çiftçinin ekim kararında pamukta uygulanacak destek priminden çok daha etkili olacağını düşünüyorum.

Ekleme Tarihi
13.10.2012
Ekleyen Kişi
gidatarim2

Etiketler: İsmail Uğural,pamuk,stratejik
Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız