Tekstil, hazırgiyim ve konfeksiyon sektörünün en önemli iki hammaddesi niteliğinde olan pamuk ve iplikte bir süredir hareketlilik var. Hareketlilik sadece pamuk ve iplikte değil, sektörün ihracatçı olduğunu düşünürsek dolar ve eurodaki hareketlilik de sektörü aynı dozda etkilemekte.
Gelin önce pamuk ve iplikteki hareketlere, sonra da dolar ve euronun gidişatına bakalım. 3 yıl öncesinde yaklaşık 950 bin ton rekolte alan Türk pamukçusunun geçen yılki rekoltesi dramatik bir şekilde 380 bin tona gerilemiş. Bu yıl fiyatlardaki hareketlenmenin verdiği umut ekimlere olumlu yansımış ve yeni sezon rekoltesinin yüzde 30'luk artışla 500 bin tona ulaşması bekleniyor. Kurulu iplik tesislerindeki pamuk tüketim gücünün 1.7 milyon ton pamuğa denk geldiği düşünülürse yaklaşık 1.2 milyon ton pamuk ithal edilecek demek. Dünyadaki gelişmelere gelince: Tüm dünyadaki pamuk ekim alanlarında yüzde 10'luk bir artış söz konusu. Dünya genelinde üretimin 22 milyon tondan 24.5 milyon tona, buna mukabil tüketimin 25 hatta 26 milyon tona çıkması bekleniyor. Bu beklenti fiyatlarda gevşeme olmayacağının göstergesi. Hindistan hükümeti, pamuk iç talebe yetmeyeceği gerekçesiyle pamuk ihracatını kısıtlamış durumda. Bu kısıtlama sonrasında özellikle Guajarat bölgesinde çiftçiler, çırçırcılar ve tüccarların protestolarına neden oldu. Bu protestolara bir de tekstildeki grevler karışınca Hindistan'da işler kontrolden çıkmış görünüyor. Pakistan, daha da karışık. Hindistan'ın vaat ettiği pamukları teslim etmemesi sonucu iplik sıkıntısı var; tekstil, hazırgiyim ve konfeksiyoncu zor durumda. Hatta hükümet iç piyasaya yetmez endişesi ile iplik ihracatını kısıtlama hazırlığında. Bu nedenle ihracattan 60 günlüğüne yüzde 15 vergi alınması planlanıyor. Çin hükümetinin 500 bin tonluk pamuk ithal kotası verme hazırlığına rağmen fiyatların yükselmesi engellenemedi. Bu 4 ülke Türk tekstil, hazırgiyim ve konfeksiyoncuları için hayli önemli ama oralardan gelen haberler iyi değil. İyi değil, çünkü bu ülkelerden büyük miktarlarla DİR belgeli ithalat var ve pamuk, iplik ve kumaş darlığı bu kanalları da tıkamak üzere. Ayrıca bu tıkanmalar hem uluslararası piyasalarda hem de iç piyasalarda panik yaratmakta, normal taleplerin yanı sıra panik alımları da devreye girince yaratılan yüksek talep fiyatların yükselmesine neden olurken, ihracatçıların rekabet gücünü olumsuz etkilemekte. Pamuk borsalarında kontratlı satışlar da bu gelişmelerden etkileniyor. Uzun vadeli kontratlar yerini kısa vadeli kontratlara bırakmış durumda. Sonraki ayların fiyatlarının göstergesi olan temmuz kontratları bu süreyi aralık ayından daha yakın aylara çekmiş durumda. Piyasalara bir de spekülatörler girince, işin şekli değişiyor ve fiziksel alımlarda pamuk fiyatları içinden çıkılmaz hal alıyor. Tüm bu gelişmeler pamuk fiyat hareketlerinin şu seyirde gitmesine neden olmakta. 2008/09 Eylül fiyatı 1.80 dolar/kg, Şubat 2009 fiyatı 1.10 dolar/kg, Nisan 2009 fiyatı 1.50 dolar/kg ve günümüzde 2.20 dolar/kg fiyat seyrine gelmesi iplik üreticilerinin ve onlardan iplik satın alan tekstilci, hazırgiyim ve konfeksiyoncuların içinde bulundukları açmazı göstermesi açısından önemli. Fiyatlardaki bu yükselme doğal olarak iplik fiyatlarına da yansıyacak. Tabloya sadece fiyat açısından bakmak yeterli olmayacak. Uzmanlar, fiyatların yükselmesine rağmen, yıl sonuna doğru pamuk ve iplik bulmakta sıkıntı yaşanacağı yönünde görüş veriyor ve bu, hiç de iyi değil. Hammaddelerin durumu böyle. Ancak hammaddeleri olumsuz etkileyecek ve ihracatçıyı hayli rahatsız edecek bir başka konu daha var ki, o konu da dolar ve eurodaki hareketlilik. Dolar, euro karşısında 1.50'lerden 1.19'lara gelirken tarihi bir üstünlük kazanmış durumda. Bu gelişme birkaç nedenden dolayı Türk tekstilcisi, hazırgiyimci ve konfeksiyoncusuna korkulu rüyalar gösterecek nitelikte. Öyle ya, aynı sürede dolar 1.45 TL'den 1.54 TL'ye yükselmiş, euro ise 2.09 TL'den 1.90 TL'ye gerilemiş durumda. Türkiye, 1.2 milyon ton pamuk ithal edecek ve bu alımları değer kazanmış dolar ile yapacak. Keza ithal edilecek iplikler ve kumaşlar da aynı para birimi ile yapılacak. Azalan ithalat ve pamuktaki yüksek fiyat iç piyasadaki iplik üreticilerinin maliyetlerini yükselteceğinden iç piyasa iplik fiyatları zaten yüksek iken daha da yükselecek. İşte en büyük darbe bu noktada alınacak. Türk hazırgiyim ve konfeksiyoncusu yıllardır ucuz Türk Lirası ve düşük kurdaki dolarla aldığı hammadde ile ürettiği ürünün yüzde 80'ini euro para birimi ile ihraç ederek nefes alabilmekteydi. Bu mekanizma şimdi külliyen tersine çalışmakta. Gelişen durum hazırgiyim ve konfeksiyon ihracatçısına zam yapmaktan başka çare bırakmamakta ama rekabet gücünü düşük fiyat politikası üzerine oluşturan bir sektörün zam yapabilmesi mümkün değil. 3 ay öncesinde ihraç edilen mallarının bedeli bugün gelen bir ihracatçı zaten zarar etmekteyken, bir de bu kurlarla fiyat vermekte zorlanmakta. Sonuçta, hammadde de hem darlık yaşanıyor hem de fiyatları yükselmiş ve yükselmeye devam ediyor. Üstelik hammaddelerini dolarla aldığından yükselen dolar kuru ile maliyeti de yükselmiş bir sektör ihracatının yüzde 80'ini zayıf düşmüş euro ile yapmak mecburiyetinde ve zam yapma şansı yok. İşte, "Pamuk, iplik, dolar ve euro dörtlüsüne dikkat" demem bu nedenlerledir. Bu tablo bir zor yolun başlangıcıdır. Mecburen girilen bu yol sadece tekstil, hazırgiyim ve konfeksiyon sektörü için değil, benzer trafikte çalışan diğer tüm ihracatçı sektörler için de zor bir yol olacaktır. Bu zor yol yıl sonunda hedeflediğimiz 120 milyar dolar ihracat hedefimizi de şimdiden zora sokmuştur. Dahası ay sonunda ihracat rakamları dolar ile açıklandığında bir darbe de oradan alınacak ve ihracatımız dolar/euro parite değişimleri oranında eksik açıklanacak.
Şevket Sürek
http://www.yazarx.com/ |