“Bizim çiftçinin fiyatından daha düşük fiyatla tarım ürünü satamazsınız” diyor
İlkbahar başladı. Seralardaki yaş sebze ürünleri olgunlaştı. Yakında yaş meyveler de piyasaya çıkacak. Yaş meyve ve sebzede Avrupa pazarı bizim için önemli bir pazar.
Nisan ayı başından bu yana yaş meyve ve sebze üreticileri Avrupa Birliği (AB)ülkelerine mal göndermekte zorlanıyor.
Çünkü AB ülkeleri tarım kesimindeki üreticisini koruyor. Kendi, üreticisinin maliyet ve satış fiyatının altındaki tarım ürünlerinin AB ülkelerine girmesini engelliyor.
(Ara bilgiye ihtiyaç var: (1) Biz AB ile Gümrük Birliği anlaşması yaptık. Ama bu anlaşma sanayi ürünlerini kapsıyor. Tarım ürünleri konusunda anlaşmamız yok. (2) AB ülkeleri tarım üretimini önce destekliyor. Üreticiye prim veriyor. Sonra koruyor. Üreticinin ithalat karşısında ezilmesini engelliyor.
-Bir de hatırlatmaya ihtiyaç var: Biz ise tarındaki üretimi ne destekleriz ve ne de koruruz. Önemli olan şehirdeki tüketicinin ucuz tarım ürünü almasıdır. Ucuz et ithal ederiz. Sığır yetiştiricisini düşünmeyiz. Ucuz muz ithal ederiz. Anamur’daki üreticiyi düşünmeyiz.)
Sebze TIR’larda çürüyor
Bizim üreticimiz, seralarda olgunlaşan domatesi, biberi, kabağı TIR’lara yükleyerek yola çıkarıyor. Ama TIR’lar AB sınırını geçemiyor. AB ülkeleri kapısında bizim TIR’ları durduruyorlar.
“Siz bu tarım ürünlerini ucuz ucuz satmak istiyorsunuz. Bizim ülkelerimizdeki üreticinin satış fiyatının altında satamazsınız. Bizim üreticimiz bu durumda malını satamaz. Malı elinde kalır. Halbuki bizde üreticinin yaşaması, yaptığı işten para kazanması önemlidir” diyorlar.
Antalya’da Grow Fide’nin başında bulunan dostum Hasan Ünal diyor ki, “Özellikle turfanda yaş meyve sebze dönemlerinde AB ülkeleri yabancı ülkelerden ucuz tarım ürünü girmesini engelleyerek üreticisini koruyor. Çünkü turfanda ürün döneminde, AB ülkelerinde hava koşulları nedeniyle ürün geç alınıyor. Türkiye gibi ülkelerde ise ürün erken piyasaya çıkıyor. Ülkeler koruma politikaları ile kendi üreticisinin ürünü piyasaya çıkıncaya ve fiyat rekabetinde güçlü hale gelinceye kadar, kendi üreticisini zarara uğratacak malları ülkelerine sokmuyor.”
Başmüzakereci etkisi
Antalya Yaş Meyve ve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Mustafa Satıcı, domates ihracatında karşılaşılan sorunu şöyle anlatıyor:
“AB ülkelerinde bir ürünün önce ortalama fiyatı belirleniyor. Örneğin domatesin kilosu şimdilerde 1.12 euro. Bu durumda Türkiye’deki üreticinin bu ülkelere kilosu 0.85 euro’dan domates satmasına izin verilmiyor. TIR huduttan içeriye girmeden kilo başına 0.32 euro “koruma cezası” alınıyor. Bu da TIR başına 5.500-6 bin euro yük getiriyor.”
Burada konuya yabancı olanların kafasını karıştıran bir durum var. Acaba neden biz illa da ucuz satacağız diyerek cezaya razı oluyoruz ki?
Bizim üretici fiyatı düşürerek mal satma alışkanlığındadır. Hatta tarla komşusunun önüne geçmek için fiyat kırma yarışına bile girer. İşte bu nedenle üreticilerimiz ceplerine girecek parayı AB ülkelerinin “Giriş Fiyatı Uygulaması” nedeniyle şimdilerde o ülkelerin gümrüğüne ödüyorlar.
Sadece Giriş Fiyatı Uygulaması bu sezonun sorunu. Buna ek olarak “kimyasal kalıntı analizi” nedeniyle TIR’larımız AB ülkeleri kapılarında bekletiliyor.
Altı aydır yaş meyve ve sebzelerdeki “kimyasal kalıntı” sorunu nedeniyle, TIR’ın içindeki yaş meyve ve sebzenin yüzde 10’unu tahlil etmeden tarım ürünlerini sınırdan içeri sokmuyorlar.
Bu konularda AB Baş Müzakerecimizin ilgisine ihtiyaç var. Hem üreticilerimizi ve ihracatçılarınızı yönlendirmek, hem de AB ülkelerindeki engelleri hafifletmek için.
Güngör Uras
http://ekonomi.milliyet.com.tr/ |