ALİ EKBER YILDIRIM / TARIM DÜNYASINDAN Saman 1 liraya koşuyor...
"Sakla samanı gelir zamanı" atasözü gerçek oldu. İthalata rağmen saman fiyatı artıyor. Besiciliğin yaygın olduğu Kars, Erzurum ve diğer doğu illerinde samanın kilosu 1 liraya dayandı. Önümüzde zorlu bir kış var. Besici saman bulmakta zorlanıyor. Bulsa bile fiyatı çok yüksek. Yeni ürün hasadına en az 6 ay olduğu düşünüldüğünde fiyatın daha da artması bekleniyor.
Saman fiyatı hayvancılığa nasıl yansıyacak?
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Bakanlığın 2013 yılı Bütçe Sunuş konuşmasında samanla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı: "Bu günlerde çok konuşulan samanda 2011 yılı üretimi 28,3 milyon tondur. İthal edilen saman miktarı ise sadece 461 tondur. Saman ile ilgili yaşanan sorun bu yıl Nisan yağışlarının bazı bölgelerde yetersiz olmasından kaynaklanmakta olup, "Türkiye'de saman kalmadı, bitti de mecburiyetten ithal ediliyor." diye bir durum söz konusu değildir."
Bu sözlerde bile samanın ne kadar küçümsendiği ortadadır. Bakan'ın yaptığı gibi hayvancılık sektöründe de genel olarak saman sorunu çok küçümsendi. Bazıları hayvana saman yedirilmesine bile gerek olmadığını söyledi. Samanı dolgu malzemesi olarak görenler oldu. Oysa, hayvancılık için saman önemli. Önemi, yokluğunda daha iyi anlaşıldı.
Saman fiyatı durup dururken artmadı. Hayvancılığa verilen kredilerle çok sayıda işletme kuruldu. Hayvan varlığı arttı. Saman ve diğer kaba yemlerin üretimi aynı oranda artmadı. Yeterli saman olmayınca fiyat yükseliyor.
Sezon başında ot ve samanda sorun yaşanacağı belliydi. Fakat, Bakanlık, sadece samanla ilgili değil genel olarak yem üretimi ve fiyatı ile ilgili uyarıları dikkate almadı. Geçmişte çiğ süt ve kırmızı etteki uyarıları dikkate almadığı gibi.
Bakanlık, böyle kriz dönemlerinde hep aynı yönteme başvuruyor. Sektörün uyarıları doğrultusunda önlem almak yerine, "fiyat yükselirse yükselsin, ithalat yapar üreticiyi terbiye eder fiyatları düşürürüz" anlayışı ile faturası çok ağır bir yöntem uyguluyor. Fakat, kırmızı ette olduğu gibi samanda da ithalata rağmen fiyat yükseliyor.
Bildiğimiz kadarıyla Türkiye, cumhuriyet tarihinde ilk kez saman ithal ediyor. Bakan Mehdi Eker, saman ithalatına ilişkin kararı açıklarken, Kamunun yani devletin saman ithalatı yapmayacağını, özel sektörün önünü açarak onların ithalat yapabileceğini söylemişti. Bu söylem bile saman ithalatından duyulan rahatsızlığı yansıtıyor.
Özel sektörün ithalat yapması bu utancı ortadan kaldırmıyor. Saman ithalatı, tarım ve özellikle hayvancılık politikasının iflas ettiği gerçeğini değiştirmiyor. Bu ülkeye bir kilo saman ithal edilmesi bile tarım politikası açısından utanç vericidir. Çünkü, ülkenin tarlaları boş, üreticileri tarlaya giremezken saman ithal edilmesini Nisan'da bazı bölgelerin az yağış alması ile açıklanamaz.
İthalat, saman fiyatını düşürdü mü?
Fiyatın düşmesi bir yana ithalata rağmen fiyat artıyor. İthalat başlamadan önce saman fiyatı 35-40 kuruştu. Şimdi 1 liraya dayandı. Fiyat 1 liraya koşarken, bu fiyata rağmen saman yok. İthalat sanıldığı gibi kolay ve ucuz değil. Alınan ülkede ucuz gibi görünse de nakliye nedeniyle Türkiye'ye maliyeti yüksek.
Almanya'dan yazan okurumuz Sadık Ertan saman ithalatı ile ilgili yaşadıklarını şöyle özetliyor: "Yazılarınızı ilgiyle ve dikkatle okuyorum. Tarım ve özellikle hayvancılıkla ilgili Türkiye`deki gelişmeleri sizin sütunlarınızdan takip ediyorum. Hayvancılıkla ilgili işleri Letonya, Litvanya ve Estonya'da devam ettiriyorum. Bazen Türkiye`ye besilik göndermenin yanı sıra, İsveç ve Finlandiya'ya da hayvan ve et ihracatımız var.
Son zamanlarda Türkiye'den çok sayıda yem (saman ve kuru yonca) isteyen oldu. Biz buradaki çiftliğimize saman veya otun kilosunu en fazla 10 kuruşa gelecek şekilde alıyoruz. Yani Türkiye ile çok ciddi fiyat farkı var. Ama bu samanı karayolu ile Türkiye'ye göndermek çok maliyetli. Neredeyse Türkiye fiyatına geliyor. En ekonomik olanı gemi ile göndermek. Ama komple gemi maliyetini karşılayacak bir baba yiğit alıcı çıkmadı, şu ana kadar. Herkese maliyetleri söylüyoruz. Yem isteyenler bu fiyata razı olduklarını, Türkiye'de yem bulamadıklarından yakınıyor.
En az 5 bin ton gibi bir miktarda saman almak gerekiyor. Rulo halinden dört köşe şekle, yani gemiye en optimum yüklemeye hazır hale getirmek gerekiyor. Bu miktar için iç nakliye, ki bu yüzlerce TIR demektir. Bunu göze almak lazım. Aynı zamanda limana da küçük çaplı paketleme tesisi kurmak gerekiyor. Yani saman alıp götürmek pek o kadar da kolay değil. En azından bizim iş yaptığımız yerlerden Türkiye'ye henüz 1 gram bile ot gitmedi.
Öte yandan Baltık ülkeleri ve Avrupa'nın birçok yeri, yılın hemen her ayında yağmur alıyor. Bu yüzden meralık alanlar bu sene en az iki kez biçildi. Buğday samanını saymıyorum. Yani hem ot, hem saman, hem de yonca bol. Hatta birçok yerde tarladan ahırlara getirmiyorlar bile. Tarlada kalıp öylece çürüyor. Avrupa Birliği, her ot balyasına Brüksel'den sübvanse euroları gönderiyor. Fiyatın neden bu kadar ucuz olduğunu tahmin edebilirsiniz."
Sadık Ertan'ın yazdıklarından anlaşıldığı kadarıyla ithalat ciddiye alınarak iyi bir organizasyon yapılsaydı saman sorunu çözülebilirdi. Fakat, Türkiye'yi saman ithalatına muhtaç hale getirenler, ithalat organizasyonunu yapmaktan aciz. Özetle, saman fiyatı 1 liraya dayandı. Besiciler endişeli.Bu kış çok zor geçecek. Hayvancılık sektörü için bitmeyen krizlere bir yenisi eklendi. Baharı görebilenler şanslı olacak. |