Besicilik olacak ki Et tesisi yaşasın
Tevfik GÜNGÖR / OLAYLARIN İÇİNDEN [email protected]
Tat Gıda Gurubunun bir bölümü olan Maret markası ve de bu markaya ait Tuzla'daki arazi bina ve teçhizat ile üzerinde yer alan taşınmazların tamamı 75 milyon dolara Namet Gıda'ya satılıyor.. . Domates ürünleri,salça ve ketçap üretmek için kurulan Tat’ın temelini 1967 yılında Mustafakemalpaşa’da Vehbi Koç attı.
Tat,2003 Yılında Koç Holding’in, tarım ,hayvancılık ve gıda şirketlerinin ana kuruluşu haline getirildi. Maret,Sek ve Patavilla şirketleri Tat şemsiyesi altına alındı..
Maret 1987 yılında kuruldu. Proje aşamasından Tuzla tesislerinin işletmeye alınmasına ve kârlı bir işletme haline gelmesine kadar yöneticiliğini Atıl Öncü yaptı. Maret kârlılığı ile diğer gıda şirketlerine uzun süre destek verdi..
Tat Gıda’nın bağlı bir başka şirket olan ,GAP’daki Harranova Besi ve Tarım Ürünleri’nin faaliyeti önceki yıl durdurulmuş,Tat Tohumculuk şirketi de 15 milyon TL.ya Kagone Co.Ltd.’e satılmıştı.
Türkiye’de büyük sermeye gruplarının ekonomik ölçekli tarım ve hayvancılık işletmelerine ilgi göstermemeleri,yatırım yapmamaları ,bu kesimlerde geri kalmanın nedeni olarak gösterilir. Selçuk Yaşar’ın öncülüğündeki Pınar Grubundan sonra,Koç Grubu Vehbi Koç’un öncülüğünde tarım ve hayvancılık sektöründe önemli yatırımlar yaptı.
Fakat görülüyor ki Koç Grubu yavaş yavaş tarım ve hayvancılık ve tarım ve hayvancılık ürünleri işleme (gıda) sanayinden çıkıyor.
Çıkarsa çıksın diyemeyiz…Tarım ve hayvancılık sektöründe büyük ölçekli işletmeler kârlı olsa, bu kesimde yatırımlar artar. Bu kesime giren büyük sermaye grupları yıllar boyu büyüttükleri,markalaştırdıkları işletmeleri elden çıkarmazlar..
Nurten Erk Tosuner ile söyleşi yapan Maret Genel Müdürlerinden Ali Güler, Türkiye’de modern et işleme tesislerinin karşılaştıkları sorunları şöyle anlatmıştı:”Toplam 2 milyon ton üretim kapasiteli ülkede, hijyen ortamda kesim yapan, işleyen, saklayan ve satışa sunan Maret gibi en az 40 entegre ve modern üretim tesisine ihtiyacı var.
Ama önce hammadde sağlanmalı. Her yıl 8.5 milyon kesimlik hayvan gerekiyor. 15 milyon dişi hayvanımızın olması lazım. Olmayan hammadde için tesis kurulmaz.
Üstelik, tüketici beni haksız rekabete karşı yıkılmaya mahkum bırakıyor. Çünkü tüketici fiyata bakarak, modern işletmelerin her aşamasında veteriner kontrolünde ve hijyenik ortamda üretip, paketleyip satışa sunduğu ürünleri, rastgele kesilmiş, parçalanmıs ve hijyenik olmayan ortamda satılan ürüne tercih ediyor.
Bu kısır döngü, genel tarım ve sanayi politikasının, devletin denetimsizliğinin ayrı bir parçası. Bir malı alırken sadece fiyatın önemli olmadığı, fiyat kadar o ürünün fiyatını etkileyen üretim koşullarının da olduğu konusunda halkı bilinçlendirmek gerek. Biz bir iki üretici bütün tüketicileri bilinçlendiremeyiz. Et pazarında sistemin yüzde 85'i orman kanunu içinde çalışıyor. Yüzde 15'lik kesim olarak elimizden birşey gelmiyor.
Maret gibi modern ve entegre tesisler için hammadde ihtiyacının düzenli karşılanabileceği yeterli modern besiciler yok. Çünkü bu hayvanları besleyecek yem bitkisi de yok. Buğdaya dünya fiyatının iki mislini verirseniz, kimse yem bitkisi üretmez. Koç-Ata'nın fizibilitesi yapılırken ortalama karkas fiyatı 3.5-4 dolardı. Tesis üretime başladığında 1.5 dolardan mal satmak zorunda kaldı. Önemli yatırımlarla kurulan modern besi tesislerinin önünü görebilmesi lazım.”
Ali Güler , Maret’in karşılaştığı sorunların arkasındaki yanlışları şöyle sıralıyordu:”Türkiye'de tarımın GSMH içindeki payı çok düşük. Hava, su, toprak iklim hepsi var ama bu kaynakları dengeleyici ve doğru bir şekilde tarımda kullanamıyoruz. Türkiye'de tarım politikasızlığı var.
Sadece kırsal kesimde çalışan yok. Bitkisel üretim yapan bir toplumuz. Pazarlama örgütsüz bir tarımdan söz ediyoruz.
Şimdiye kadar bu örgütlemeleri çiftçiler yerine devlet bir şekilde yapmış. Çiftçiyi örgütleme kısmını boş bırakmış.
Hayvancılığı sistem içinde yıllardır ihmal ediyoruz. Hayvancılık 365 gün emek isteyen bir iş, bitkisel üretim öyle değil.
Türkiye doğru bir biçimde yem bitkileri üretebilse, çevre ülkelerin bile protein deposu haline gelebilir. İyi bir organizasyon ve altyapı ile bunu yapmak mümkün.
Tarım Bakanlığı rakamlarına göre Türkiye'de 4 milyon tarım işletmesi var. Köylü Mehmet Ağa da bir tarım işletmesi, Urfa'da büyük bir yatırımla kurulan Koç-Ata da bir tarım işletmesi...
Tarım işletmelerinin sadece yüzde 2.5'i hayvancılıkla doğrudan uğraşıyor. Tarım işletmelerinin yüzde 70'i ise hayvan bulunduruyor. Hayvan varlığımızı tarım işletmelerine bölersek işletme başına 3-5 hayvan düşüyor. Böyle bir ortamda hayvancılıkta verimlilikten hiç bahsedilemez.
Bin, 3 bin hayvanı olan modern besi tesisleri de var ama bunların sayısı Türkiye'yi doyuracak yeterlilikte değil. Buralarda bir karkas 350 kilolara varırken, 3-5 hayvanla uğraşan besicinin hayvanı ise 180-200 kiloda kalıyor. Aradaki bu 150 kilo etin bedelini kim ödüyor, biz ödüyoruz, yemeyerek, yiyemeyerek... Pahalı olduğu için yiyemiyoruz gibi görünüyor ama zaten yemek istesek de o kadar eti bulamayız. Bugün 10-12 kilogram olan yıllık tüketim 20 kiloya çıksa üretimimiz yetmez. “
Maret’i satın alan Namet ,Kayarlar Grubunun entegre et ve et ürünleri işletmesidir.Kayarlar Grubu’nda 1929 Yılında Adapazarı’nda Ali Kayar’ın başlattığı et ve et ürünlerile ilgili yatırım ve üretim faaliyetini şimdilerde 4’üncü nesilden Mehmet Kayar yürütüyor.
Kayar Grubunun Bursa’da besi çiftliği,yem fabrikası ve et kombinası var.Toplan 2.200 dönüm araziye sahip çiftlikte 5 bin büyükbaş hayvan besleniyor.Toplam 2.200 dönüm tarlada hayvan yemi yetiştiriliyor.Yem alanındaki fabrika saatde 10 ton yem üretiyor. Namet, 2013'te Koç Holding'in Harranova'daki Besi Çiftliği'ni de 15.5 milyon liraya satın almıştı.
Namet’in Bursa Et Kombinası(2003) 6 bin m2 kapalı alana sahip 8 Saatde 500 büyükbaş 3 bin küçükbaş hayvan kesim kapasitesi , 670 ton eti soğukhavada saklama kapasitesi var.
Bursa Et Kombinası’nda kesimi yapılan karkas etler Çayırova’da 35 bin m2 kapalı alana sahip entegre et ve et ürünleri işleme tesisinde işleniyor.2010 Yılında işletmeye açılan bu modern işleme tesisi için yapılan yatırımın 85 milyon dolar olduğu belirtiliyor.
İSO 500 Büyük Firma sıralamasında 120’inci sırada yer alan Namet’in yıllık cirosu 750 milyon TL. dolayında.
http://www.dunya.com/ |