Keneyi yok etmek isterken, yayıyor muyuz? "Doğaya salınan beç tavukları çok az sayıda keneyi yiyiyor ve daha önemlisi tüylerinde birçok kene taşıyarak Kırım-Kongo kanamalı ateşinin artmasına yol açabiliyor"
ABD Utah Üniversitesi Biyoloji Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Çağan Şekercioğlu, Türkiye’de ölümcül Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığı virüsünü taşıyan keneleri yemesi için binlerce yerel olmayan beç tavuğunun yetiştirilip doğaya salındığını belirterek, "Halbuki, beç tavuğu çok az sayıda keneyi yiyiyor ve daha önemlisi tüylerinde keneleri taşıyarak Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi hastalığının artmasına yol açabiliyor. Hastalığın durdurulması istenirken yayılmasına katkıda bulunuluyor olabilir. Bu türün doğaya salınması hemen durdurulmalı" dedi.
Ornitolog (kuş uzmanı) olan Doç. Dr. Şekercioğlu, konuyla ilgili makalesini Trends in Parasitology bilimsel dergisinde yayımladı.
Bu konudaki bilimsel literatürü inceleyen Şekercioğlu, beç tavuğunun keneleri yediği ve böylece hastalığı kontrol ettiği düşüncesinin 1992 yılındaki kısıtlı çalışmadan sonra yayıldığını, ama 2006’da Bioscience dergisinde yayımlanan detaylı incelemenin, önceki çalışmanın ikna edici olmadığı sonucuna vardığını hatırlattı.
Şekercioğlu, bunun yanında 525 beç tavuğunun incelendiği başka bir çalışmada, kuşların yalnızca dördünün midesinde sadece birer tane kene bulunduğunu, Güney Afrika’da 2006 yılında yapılan çalışmada ise incelenen tüm kuş türleri arasında en çok kene taşıyanın beç tavuğu olduğunun ortaya çaktığını kaydetti. Şekercioğlu, bu araştırmaya göre, sadece bir beç tavuğunun tüylerinde 300’den fazla kene taşıyabildiğinin belgelendiğine dikkati çekerek, "Daha da ürkütücüsü, bu kuşta bulunan bu kenelerin 109’u, Kırım-Kongo kanamalı ateşinin en iyi taşıyıcısı olan kene Hyalomma marginatum’un yavrularıydı. Yani beç tavukları, bu keneler için yuva görevi yapabiliyor" dedi.
-"Hastalığın durdurulması isteniyor, ancak yayılmasına katkıda bulunuluyor"- Türkiye’de 2002 yılında ortaya çıkan KKKA hastalığı yüzünden 2012 yılı Mayıs ayına kadar 6 bin 392 kişinin kene kaynaklı virüs enfeksiyonu geçirdiğini ve 322 kişinin bu nedenle hayatını kaybettiğini anımsatan Şekercioglu, 2011’de özellikle Karadeniz bölgesinin iç kesimlerinde bu hastalığı önleme amaçlı olarak binlerce yerel türde olmayan, egzotik beç tavuğunun yetiştirilmeye başlandığını kaydetti.
Şekercioğlu, KKKA vakalarının 2011 yılında azalması dolayısıyla bazı resmi makamların beç tavuğu programını başarı olarak nitelendirdiğine, ama Türkiye’de beç tavuğunun keneler üzerinde etkili olduğunu gösteren yayımlanmış hiçbir bilimsel çalışma olmadığına işaret ederek, doktorların ise bu azalmanın halk arasında farkındalığın artması ve hastaların daha çabuk hastaneye gitmesiyle daha iyi tanı ve tedavi sağlanmasından kaynaklandığı görüşünde olduğunu söyledi.
Şekercioğlu, şöyle devam etti:
"Türkiye’de ölümcül Kırım-Kongo kanamalı ateşi virüsünü taşıyan keneleri yemesi için binlerce yerel olmayan beç tavuğu yetiştiriliyor ve salınıyor. Halbuki beç tavuğunun çok az sayıda keneyi yiyiyor ve daha önemlisi tüylerinde keneleri taşıyarak Kırım-Kongo kanamalı ateşinin artmasına yol açabiliyor. Bu şu anlama geliyor: Az sayıda kene yiyen, ama Kırım-Kongo kanamalı ateşinin yayılmasına en iyi aracılık eden birçok keneyi üzerinde taşıyan bir kuş türünün binlercesi, Türkiye’ye salınıyor. Bu hastalığın durdurulması isteniyor, ancak bunun yayılmasına katkıda bulunuluyor olabilir. Bu türün salınması hemen durdurulmalı. Çünkü yapılmak istenenin tam tersinin gerçekleşmesi riski var."
Beç tavuğu salımlarının durdurulmasının ardından bu tavuk türünün keneler üzerindeki etkisinin, sülün ve kekliklerin etkisiyle karşılaştıran ayrıntılı ve kontrollü deneyler yapılması gerektiğini belirten Şekercioğlu, "Sülün ve keklikler beç tavuğu kadar veya daha etkili ise bu ekosisteme ait olmayan ve yüksek sayıda kene taşıyabilen beç tavuğu gibi yabancı bir tür neden salınıyor?" dedi. |