Et ucuz yem pahalı Güngör Uras Olayların içinden [email protected]
Hem süt hem besi hayvancılığında sorun var. Sorun var ki, koskoca Koç ve McDonalds gibi sermaye grupları büyük emekle girdikleri besicilikten çekiliyor. Sorunun kaynağında şehirliye ucuz et satma arayışında hükümetin canlı hayvan ve kesilmiş et ithalatı politikası var. Hayvancılıktaki gelişmeleri yakından izleyen tarım ve hayvancılık yazarı Ali Ekber Yıldırım sorunları 6 maddede topluyor: 1- Yem başta olmak üzere yüksek girdi fiyatları nedeniyle üretim maliyeti çok yüksek. 2- İthalat politikası ile ülkeye yerli üreticinin maliyetinin çok altında fiyatlarla canlı hayvan ve et ithal ediliyor. 3- Sıfır faizli kredi ile binlerce işletme kurulurken, bu işletmelerin yem ihtiyacı, ürettikleri et ve sütün pazarlanmasına yönelik planlama yapılmadı. 4- Yem/süt paritesindeki dengesizlik giderilemedi. Üretici sattığı sütle ihtiyacı olan yemi alamıyor. 5- Çok sık yapılan mevzuat değişiklikleri nedeniyle sektör önünü göremiyor. 6- Ağustos ayında başlayan sıfır faizli kredilerin geri ödemesinde sıkıntı var. EBK (Et ve Balık Kurumu) canlı hayvan ve et ithal ediyor. Ucuz hayvan ve et getiriyor. İthal hayvanı ve eti ucuz satıyor. Yerli besiciler bir kg eti 16 TL’ye mal ederken Et Balık Kurumu besicinin etini 14.30 TL’den satın alıyor.
İthalat kısır döngü yaratıyor Türkiye’de arz talebi karşılamadığı için ithalat yapıldığını belirten EBK Genel Müdürü, geçen yıla göre ithalatta bir miktar düşüş olduğunu söylüyor: “Ramazan’da sıkıntı olmasın diye 3 bin 500 hayvan ithalatı için ihale yaptık. Piyasayı düzenlemek bizim görevimiz. Bu sene kestiğimiz hayvanların yüzde 75’i yerli” diyor. İthalat bir kısır döngü yaratıyor. İthalat yapılınca yerli hayvanlar kesime gidiyor. Yerli hayvanlar kesime gidince ithalat yapılıyor. 2008 yılında benzer bir süreç yaşanmış ve 1 milyon süt hayvanı kesime gittiği için büyük kriz çıkmıştı. Krizi atlatmak için üç yıldan beri canlı hayvan ve et ithalatı yapılıyor. Devletin verdiği sıfır faizli kredi ile kurulan binlerce işletme iflas etme ve kredileri geri ödeyememe endişesi yaşıyor. Kahramanmaraş’ta süt hayvancılığı yapan Hünkar Çiftliği’nin sahibi Eşref Şekerli, “Kahramanmaraş’ta kesilen hayvanların yüzde 90’ı inek. Bu tablo Türkiye’nin birçok yerinde yaşanıyor. Ben kışa hazırlık yapmak için yem alırken 1200 hayvanımın 500’ünü keseceğimi hesap ederek hazırlığımı yaptım” diyor.
Besleyemeyen ineğini satıyor Türkiye’nin en büyük süt ve besi çiftliklerinden Saray Çiftliği’nin ve Saray Halı’nın Yönetim Kurulu Başkanı Necati Kurmel’in bir süre önce “Süt hayvanları kesime gidiyor. Sıfır faizli kredi ile kurulan birçok işletme yakında başlayacak kredi geri ödemelerini yapamayacak durumda” demişti. Anadolu’da olan biteni çok iyi izleyen Rüştü Bozkurt, Saray Çiftliği’ni gezdikten sonra, “İthalat ile et fiyatları baskı altında tutulurken, içeride sınırlı üretimi olan kaba ve kesif yem fiyatları serbest bırakılırsa serbest ve adil piyasa şartlarından söz edilemez” diye yazdı... Rüştü Bozkurt’un Develi, Adana ve Suluova’daki işletmelerde tespit ettiği yem girdi fiyatlarındaki değişimi bu yazının altındaki tabloda göreceksiniz. Son bir bilgi: “Çiğ sütün litresi 80 krş. Ot 65 krş. Saman 55 krş. Girdi fiyatının yükselmesi ile hayvanını besleyemeyenler geçen yıl kredi ile 7 bin TL’ye satın aldıkları inekleri 3 bin-3 bin 500 TL’den satmak zorunda kalıyorlar.”
Bu yazı bir eleştiri yazısı değil. Durum tespit yazısı. Durumu bilelim ki, sorunları çözmek için gereken tedbirleri alalım. |