şı karşıya bulunduğu sorunlar hemen hemen aynıdır. Her iki üretimde de karşılaşılan sorunları aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür.
1-Tüketimin Yetersizliği; Ülkemizde, tavuk eti ve yumurta tüketimi, Avrupa ülkelerinden çok düşüktür. Gelişmiş ülkelerde kişi başına tavuk eti tüketimi 15 ile 27 kg/yıl iken ülkemizde 2002 yılında 10.5 kg/yıl iken 2008 yılında 15.7 kg/yıl olabilmiştir.
Yumurtada da durum aynıdır. Ülkemizde kişi başına yumurta tüketimi 2008 yılında 165 adet/yıl olarak gerçekleşmiştir. Ancak Avrupa ülkelerinde bu rakam 200 ile 250 adet/yıl arasında değişmektedir.
Tüketimi etkileyen faktörler;
-Hastalıklar (Avian Influenza, Newcastle gibi),
- Nüfus artışı,
- Şehirleşme hızı
- Milli gelirdeki artış,
- Ambalaj ve Üründeki çeşitlilik,
- Talep elastikiyeti
-Girdi maliyetlerinin yüksek oluşu,
- Maliyet ve üretim miktarlarındaki değişmeler,
-Son yıllarda Ülkemizde görülen Kene faktörü (Kırım-Kongo hastalığına sebep olan),
- Bayram ve tatil dönemleri gibi etkenlerdir.
2-Üretim Maliyetlerinin Yüksekliği; Etlik piliç ve yumurta üretiminde karşılaşılan en büyük sorun, ürün maliyetlerinin yüksekliğidir. Üretim maliyetlerinin % 70’ini yem bedeli oluşturmaktadır. Özellikle kanatlı yemlerinin ana hammaddeleri olan, mısır, soya küspesi, balık unu ve vitamin premiksleri büyük oranda ithalat yoluyla temin edilmektedir. Bu hammaddelerin yemlerdeki oranı, etlik yemlerinde % 85’lere, yumurtacı yemlerinde ise % 50’lere ulaşmaktadır. Ülkemizde yem hammaddelerinin yüksek fiyatlarla üretilmesi nedeniyle kanatlı beslenmesinde kullanılan fabrika yemleri fiyatları da yüksek olmakta, bunun sonucu olarak kanatlı ürün maliyetleri yükselmektedir. Tavuk eti ve yumurta ihracatında da bu yüksek maliyetler, sektörün önündeki en büyük engeli teşkil etmektedir. Bunun yanı sıra en büyük girdi olan karma yem ile bu ürünlerin, temel gıda maddeleri dışında tutularak KDV oranlarının % 8 gibi yüksek tutulması da iç pazarda, vergilerini ödeyen üretici için maliyeti artıran bir unsur oluşturmaktadır. Önlem olarak;
-Yem hammaddelerinin yurt içinde üretilen miktarının arttırılması,
-Yem ve kanatlı ürünlerindeki KDV oranlarının makul seviyelere düşürülmesi, gibi uygulamalarla sektörün, üretim maliyetlerinin iç ve dış piyasalarda ürününü pazarlayabilir duruma getirilmesi gerekmektedir,
3-Tavukçuluk ürünlerini işleyen sanayi tesislerinin yetersiz olması; Yumurta sarısını sıvı veya kurutarak pasta sektörünün talebine uygun hale getirilmesi tavuk etindeki pazarlama sıkıntılarına sosis salam gibi et mamulleri üretim tesislerinin yaygınlaştırılması,
4-Tavuk ürünlerine verilen ihracat iadelerinin artırılması; Ülkemizde üretim maliyetlerinin yüksekliği nedeniyle üretilen ürünlerin fiyatlarının yüksek oluşması, iç pazarda olduğu gibi dış pazarlarda büyük bir engel teşkil etmektedir. Bu nedenle, tavuk ürünlerine dış pazarlardaki fiyatlarla rekabet edebilir seviye ye gelebilmesi için, GATT anlaşmaları dikkate alınarak ihracat desteği sağlanmıştır. Bu ihracat destek miktarı kümes hayvanları etlerinde 186 $/ton olarak uygulanmaktadır. Yumurtada ise 6$/ 1000 adet iken 2007 yılında bu destek miktarı 15$/ 1000 adete yükseltilmiştir. 2009 yılında da bu ihracat iade miktarları devam etmektedir. İhracat destek miktarının yükseltilmesiyle yumurta üreticilerinin ihracat imkanları artmıştır.
5- Hijyen yönünden korunma sağlanması; Birinci derecede korunma gerektiren, büyük yatırımlarla kurulan, grand parent veya parent stock ile kuluçka işletmelerinin çevrelerinde belli bir tampon bölge oluşturulması, bu bölgeye hijyenik hassasiyet derecesi düşük, kesimhaneler, broiler ve yumurta üretim kümesleri kurulmasına izin verilmemesi gerekmektedir. İşletmelerde biogüvenlik önlemlerine azami önem verilmelidir.
6- Damızlık Üretimi; Tavukçuluk sektöründeki tüm gelişmelere rağmen damızlık konusundaki dışa bağımlılık halen devam etmektedir. Her yıl damızlık civciv ve yumurta ithal edilerek üretim yapılmaktadır. Olası bir ambargo veya karantina uygulamasının uzun sürmesi halinde, ülkemizde üretim miktarlarında büyük düşüşler yaşanabilecektir.
Sektörün dışa bağımlılıktan kurtarılabilmesi için, damızlık üretimini Pure Line’den başlayarak kesintisiz üretim zincirinin tüm aşamalarını elinde tutacak kamu veya özel sektör kuruluşları oluşturulmalı ve bu kuruluşlar hibe, düşük faizli kredi, vergi muafiyeti gibi teşviklerle desteklenmeli, bu konudaki yatırımlar özendirilmelidir.
7- Yeni Üretim Tesisleri kurulmasının kontrol altına alınması; Ülkemizdeki tavukçuluk tesisleri, iç pazar talebinin ihtiyacının üzerinde üretim yapabilecek ve üretim fazlasını da ihraç edilecek kapasiteye sahiptir. İhracat imkanları kısıtlandığı durumlarda iç pazar, üretilen ürünü tüketememekte ve bu da krize yol açmaktadır.
Yapılan Çalışmalar ve Gelişmeler
Bakanlığımız tavukçuluk sektörünün her kademesinde görev yapan elemanların eğitimini sağlayarak hastalık, teşhis, tedavi konusunda yetişmiş elemanları ile hizmet etmeyi sürdürmektedir.
1986 yılında yürürlüğe giren Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu uygulaması ile sektörde, büyük kapasiteli kümesler yapılmasına, bunun neticesi güçlü entegrasyonların ve ileri teknolojilerin kullanıldığı modern tesislerin kurulmasının önü açılmıştır.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı nezdindeki girişimleri ile elektrik tarifeleri yönetmeliğinde değişiklik yapılarak kümes hayvancılığında indirimli elektrik aboneliği imkanı sağlanmıştır.
Hayvancılık sektörünün temel girdisi olan yem hammaddesi arpa, mısır gibi tahıllar, TMO stoklarından uygun koşullarla temin edilmektedir.
İthal yem hammaddelerinde, gümrük vergileri mevsime göre düzenlenerek, çiftçilerimiz mağdur edilmeden sektörün yem ihtiyacı karşılanmaktadır.
Ülkemiz tavukçuluğunun geliştirilmesi ve sorunlarına çözüm bulunması amacıyla 15 Haziran 1996 tarihinde Bakanlığımızca Tavukçuluk Danışma Kurulu teşkil edilmiştir. Yılda en az bir kez toplanan bu kurul, sektörün içinde bulunduğu sorunlar ve bunların aşılması hususlarında çalışmalar yapmaktadır. Bakanlığımız, Danışma Kurulunun aldığı kararların ilgili kurumlarca uygulamaya konulmasını sağlamaya çalışmaktadır. 5488 Sayılı Tarım Kanunu’nun 11. Maddesine dayanılarak “Kanatlı ve Ürünleri Ulusal Konseyi” çalışmaları devam etmektedir. Kurulacak konsey Danışma Kurulunun yerini alacaktır.
Kanatlı sektöründe, karma yemler ve kanatlı ürünlerdeki KDV’nin % 8’den %1’e indirilmesi için, Maliye Bakanlığı nezdinde girimlerde bulunmuş ancak olumlu bir netice alınamamıştır.
2007 yılında Bakanlığımız girişimleriyle % 8’e indirilen kanatlı ürünlerindeki KDV oranının, kırmızı ette olduğu gibi % 1’e indirilmesi içinde girişimlerimiz devam etmektedir.
Son yıllarda yumurta üreticilerinin pazarlamada karşılaştıkları engellerin aşılması için sektör temsilcilerinin de katıldığı toplantılar yapılarak çözüm yolları aranmış ve yumurta üreticilerinin ihracat imkanları artmıştır.
Uygulanan Politikalar ve Hedefler
Bugün için bu sektörde, kurulu üretim tesisleri itibariyle, ülkemizin mevcut tüketim miktarlarının üzerinde bir kapasite bulunmaktadır.
Bu sektörde hedef, tüketimi özendirecek eğitim ve reklam çalışmaları ile kişi başına tavuk eti ve yumurta tüketimini Avrupa ülkeleri seviyesine çıkararak, kurulu tesisleri tam kapasite ile çalışır duruma getirip, daha sonra da ihraç kapılarını açmaktır.