Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 22 Aralık 2024 Pazar
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  Hayvancılık »  BASINDAN MAKALELER » 
facebook
Twitter
  ANA SAYFA   
 Süt sığırcılığı
 Sığır Besiciliği
 Koyunculuk, Keçicilik
 Etlik Piliç Üretimi
 Yumurta Üretimi
 Hindi,Devekuşu ve Diğer Kanatlılar
 Arıcılık
 Diğer


‘Yığılca Arısı’ Düzce Üniversitesi’ne ödül getirdi


Güngör Uras

Olayların içinden

[email protected]


Yığılca Arısı, kanat, bacak ve vücut büyüklüğü açısından diğer arılara göre farklı bir arıdır. Kış şartlarına ve hastalıklara dayanıklıdır. Diğer arılara göre 3 kat daha fazla bal verir. İyi bakımda bir kovandan ortalama 30 kg (çok iyi bakımda 90-120 kg.) bal elde edilir. Yığılca’nın florasının farklılığı nedeniyle balı lezzetli, üreticilerin hileye kaçmaması nedeniyle de saftır. Yığılca’nın kestane balı kilosu, şimdilerde 40 TL’den satılıyor.

Yığılca Arısı yıllardır vardı ama Yığılca balını bilen azdı. Yığılca’da da sadece 30 kişi arı yetiştirirdi. Şimdi 100 aile arı yetiştiriyor. Arılı kovan sayısı 4 bine çıktı. Bu yıl bin kovan daha üretime katkıda bulunacak. Yığılca arısının ve balının öne çıkmasının ilginç bir hikâyesi var.

Hikâyenin kahramanları ise araştırmacı bir üniversite hocası (Meral Kekeçoğlu), bir kaymakam (Mahmuthan Aslan) ve bir üniversite ve rektörü (Düzce Üniversitesi ve Rektör Prof. Dr. Funda Sivrikaya Şerifoğlu) Yr. Doç. Dr. Meral Kekeçoğlu, Çukurova Ziraat Fakültesi’nden arı yetiştiriciliği lisansı almış. Atina Üniversitesi biyoloji bölümünde arı genetiği doktorası yapmış. Türkiye’nin 56 yöresindeki arıların genetiği hakkında araştırması var.


Hocayı kaymakam buldu

Yığılca Kaymakamı Mahmuthan Aslan (Şimdilerde Ağrı Vali Yardımcısı) Yığılca’da arıcılığı geliştirme arayışında Meral Kekeçoğlu’nu aramış, bulmuş. Onu Yığılca’ya davet etmiş. Meral Kekeçoğlu Yığılca’daki potansiyeli görünce Düzce Üniversite’si kadrosuna girerek, Yığılca’da arıcılığın geliştirilmesine katkıda bulunmaya soyunmuş. Şimdilerde üniversitenin biyoloji bölümü öğretim üyesi.  Tanıyanların bana verdiği bilgiye göre, arı genetiği konusunda Türkiye’nin ilk ve tek araştırmacısı imiş.

Meral Kekeçoğlu 2008 yılında Düzce’ye gelmiş. 2009 yılında, belediyenin, kaymakamlığın, kamu ve özel sektör kuruluşlarının desteği ile Düzce Üniversitesi “Arıcılık Araştırma ve Geliştirme Uygulama Merkezi”nin (DAGEM) kuruluşunu sağlayarak Yığılca’da arıcılığın geliştirilmesi çalışmalarını başlatmış. Yığılca, Düzce’ye 38, İstanbul’a 234 km uzaklıkta bir ilçe. Denizden 350 m yükseklikte. Yamaç arazisi tarıma elverişti değil. Fakat çok değerli floraya (bitki çeşitlerine) sahip. Arıya hayat, bala tat veren de bu flora.

Proje kapsamında üniversite tarafından Yığılca’da üreticiye 24 saat hizmet veren bir arıcılık merkezi oluşturulmuş. Artan ve artacak arı nüfusunun beslenebilmesi için yöre florasının ağaç ve bitkileri dikilerek “Bal Üretim Ormanı” oluşturulmaya başlanmış. Dikilen ağaçlar, kestane, ıhlamur, akasya ve defne ağaçları. Orman altı bitkisi olarak kekik dikilmiş.


Halk katkısı olmadan olmuyor

Yığılca halkına arıcılığı anlatmak için devamlı toplantılar, kurslar düzenleniyormuş. Özellikle kadınların ve engellilerin arıcılığa yöneltilmesi sağlanmış. Avrupa Komisyonu’nun 2006 yılından bu yana her yıl düzenlediği “Avrupa Girişimcilik Ödülü Yarışması”na bu yıl Türkiye ilk defa değişik projelerle katılmış. Yarışmaya 29 ülkeden gelen 399 proje arasından Düzce Üniversitesi tarafından gönderilen Yığılca Projesi “Girişimcilik Ruhunu Geliştirme” projesi olarak birinci seçilmiş.

Meral Kekeçoğlu “Projeyi hazırlarken ödül alacağına inanıyordum. Çünkü bu proje kapsamında sosyal gelişme, kadın ve engelli katkısı var. Kamu kuruluşları, üniversite, mahalli idare, özel sektör işbirliği var. Ekonomik gelişme var. Doğanın korunması, yerel canlı ve bitki türünün korunması var. Ödül hakkımızdı” diyor. Meral Kekeçoğlu iddialı bir bilim kadını. Diyor ki ”Türkiye gen kaynağı bakımından çok zengin. Farklı bölgelerde hayvan ve bitkilerin farklı genleri var. Biz bu gen kaynaklarını iyi değerlendirsek, tarımsal ve hayvansal üretimi uçururuz...”

 
 
 
 
 
 
 

Ekleme Tarihi
11.12.2011
Ekleyen Kişi
gidatarim2

Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız