İstanbul Yenikapı Su Ürünleri Hali’nin işlem hacmi, Hal Müdürü Arif İrfan Eker’in ifadesine göre yıllık ortalama 40 bin ton. - Türkiye’de kişi başı ortalama balık tüketimi ise 8 kg dolayında. - İstanbul’un nüfusu 14.9 milyon. Kişi başı ortalama tüketim rakamına göre İstanbul’un yıllık balık tüketimi 120 bin ton dolayında olmalı. - İstanbul Su Ürünleri Hali’nden yılda ortalama 40 bin ton balık geçiyorsa ve de İstanbul’da yıllık balık tüketimi 120 bin ton ise halden geçmeyen 80 bin ton balık İstanbullulara nereden ve nasıl dağılıyor? Bunu ben sormuyorum. Defne Koryürek soruyor. Fikir Sahibi Damaklar grubunun kurucu lideri Defne Koryürek, 4 yıl önce, “İstanbul Lüfere Hasret Kalmasın” kampanyasını başlattı. Kampanya Greenpeace’in, “Seninki Kaç Santim” kampanyası ile desteklendi. Kamuoyu tarafından benimsendi. Destekçiler balık hallerine, tezgahlara baskın düzenleyerek küçük balıkların satışını engelledi. Bu çabaların rüzgârıyla Tarım Bakanlığı 2011 yılında lüferde avlanma ölçüsünü 14 cm’den 20 cm’ye yükseltti. 24 metreden sığ sularda gırgırla avlanmak yasaklandı. Balıkçıların çoğu 20 cm’den küçük lüfer satmamaya başladı. Lokantalar 20 cm’den küçük lüfer almaz oldu. Her şeyin ötesinde halkımız bu konunun önemini anladı.
Gırgır denizi kurutuyor Fikir Sahibi Damaklar Hareketi’ni oluşturanlar ve sözcüleri Defne Koryürek, işin peşini bırakmadı. Şimdilerde hedef Boğaz’ın gırgır ve çevirme ağlarla balık avına kapatılması. Koryürek anlatıyor: - İstanbul’da 9 bin ruhsatlı balıkçı var. - Balıkçılar 50 kooperatif şemsiyesi altında denize çıkıyor. 50 kooperatifin sadece 6’sı balık satış yerine sahip. - Bu kooperatiflerin ise sadece 6’sında balık satış yeri var. Yakalanan balıkların yüzde 10 kadarı kooperatiflerin satış yerlerinde pazarlanıyor. - İstanbul Yenikapı Su Ürünleri Hali’nde 117 resmi (vergi mükellefi) olan, sayıları 500’ü bulan, balık satışlarına aracılık eden kabzımal var. - İyi de... Halden geçenin 2 misline yakın balık nerelerde satılıyor? Bu balıkları kimler pazarlıyor? Şimdi geliyoruz en önemli noktaya: İstanbul’un lüfersiz kalmaması, denizlerdeki balıkların yok olmaması Boğaz’ın gırgır ve çevirme ağlarla avlanmaya kapatılmasına bağlı. Ne var ki gırgırcılar “ekonomik nedenleri ileri sürerek” gırgır ve çevirme ağlarla Boğaz’da balık avlamayı sürdürme savaşı veriyor.
Balıkçı kabzımala borçlu - Türkiye’nin ruhsatlı balıkçı nüfusunun yüzde 10’unu gırgır reisleri oluşturuyor. - Türkiye’nin tükettiği balığın da yüzde 90’ını gırgırlar tutuyor. - İstanbul’da kooperatiflere kayıtlı 300 gırgır teknesi var. - 25 metrelik bir gırgır teknesini sezona hazırlamak yaklaşık 150 bin lira. - Bankalar balıkçılara kredi vermiyor. Balıkçılık riskli bir işkolu. - Balıkçılar sezona çıkarken avlayacakları balığa karşılık, balığı verecekleri kabzımaldan borç alıyor. - İstanbul Birlik Başkanı Erdoğan Kartal’ın açıklamalarına göre, İstanbullu balıkçıların kabzımallarına borcu 70-80 milyon lira dolayında. Tekne başına 200 - 250 bin lira borç var. Balıkçılar sezon başında aldıkları borcu ödeyemiyor. - Balıkçılar denize ağır bir borç baskısı altında çıkıyor. Kooperatiflerin değil de aracıların (kabzımalların) hakim olduğu bir piyasada, ne balık gerçek değerini bulabiliyor, ne de balıkçı kazanabiliyor. - Balıkçının borcu, balıkla ödenebilir ölçüyü aşmış durumda. İşte bu kısır döngü nedeniyle balıkçılar av yasaklarına uymuyor. Boğazda gırgır ve çevirme ağları ile balık avlamaya devam ediyorlar. Sonunda olan Boğaz’a oluyor. Balık çeşitleri yok oluyor. Boğaz kuruyor. Balıkçıların borç yükü nedeniyle vahşi avcılığın sürüp gitmemesi, Boğaz’daki balıkların kökünün kurumaması için balıkçıların kredi ve pazarlama sorunlarının çözümü gerekiyor. Ondan sonra etkili bir denetim işe yarar.