Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 23 Kasım 2024 Cumartesi
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  Su Ürünleri »  BASINDAN MAKALELER » 
facebook
Twitter
  ANA SAYFA   
 Örgütler, Paydaşlar
 Tür, Irk
 Aşı, İlaç
 Mekanizasyon
 Kültür balıkçılığı, Deniz
 Kültür balıkçılığı, Tatlı Su
 Avlanma, Av teknolojisi
 Su ürünleri
 İhracat, İthalat
 Ticaret, Pazarlama
 Araştırma, Geliştirme
 Kamu çalışmaları
 Destek, teşvikler
 Diğer



 
 Melis ALPHAN
 
 
 
 
 19 Ağustos 2013

 
Karaburun ‘İmdat’ diyor

İZMİR’in incisi Karaburun, Türkiye’nin özenle korunup kollanması gereken yerlerinden.


Yazık ki şimdilerde yatırımlarla istila altında.

Bu yatırımlara izinler, yapılacakları alanlar incelenmeden veriliyor. Halk kendilerine sorulmamasından bile geçmiş, “Bu şirketler ortamı çok boş buldu, karışan da yok. Yapılan yatırımın bir ölçüsü yok. Yoksa biz gelişmeye kapalı bir bölge değiliz” diyor.

Bugüne dek yılda 55 bin ton kapasiteli balık çiftliği tesisinin kurulmasına izin verildi. Uygulamalar çevreye ve sosyal yaşama verilen zararın çok ötesinde, katliama dönüştü.

Balık çiftliklerine Karaburun halkı, yerel yönetimler, muhtarlıklar, Karaburun Kent Konseyi, STK’lar, herkes karşı. Ama takan yok.

Karşı olmalarının nedenleri şöyle...

*

1. Karaburun kıyıları dünyada sayısı giderek azalan ‘Akdeniz foku’nun üreme ve yaşam alanı. Bunları koruyacağımızı uluslararası sözleşmelerle taahhüt etmişiz.

Aynı kıyılarda balık çiftliği izni verdiğimiz zaman ortaya bir çelişki çıkıyor. Bu canlılar doymak zorunda. Besin arıyorlar. Kendi ortamlarında bulamazlarsa balık çiftliklerine saldırabiliyorlar. Çiftlik sahipleri de kendilerini korumak için bunları tüfekle vurabiliyor. Fotoğrafta tüfekle vurulmuş Akdeniz fokunu görebilirsiniz.

Bunun çözülmesinin tek yolu var. Ya bölgeyi foklardan temizleyeceğiz, onları yok edeceğiz ya da fokları koruyorsak eğer buraya balık çiftliği izni vermeyeceğiz.

2. Balık çiftlikleri balıkların rotalarının değişmesine neden oluyor. Kıyı balıkçısı dalyanlardan boş ağ çeker oldu. Çiftlikler ekmeğini kıyı balıkçılığından çıkaran yerel halkı mağdur ediyor.
 
3. Balık çiftlikleri, yine koruma altında olan ve Karaburun denizinde çok çeşitli türün varlığını sürdürmesine olanak sağlayan deniz çayırlarını yok ediyor. Hem deniz suyuna oksijen hem de yavru balıklara yuva sağlayan deniz çayırlarının üzerlerine yüzlerce çiftlik tekerleği kondu. Çayırlar, türler ve habitatlar yok oluyor.

4. Çiftliklerin kullandığı yemler, antibiyotikli ilaçlar, mazot, sintine suyu gibi atıklar mavi bayraklı plajlara, bakir koylara sahip yarımadada denizi ve kıyıları hızla kirletiyor, eko ve agro turizm proje ve uygulamalarına, tarımsal faaliyetlere zarar veriyor. Gerence Körfezi’nden başlayarak Badembükü’ne uzanan kıyı şeridinde kara alanlarına yasal sınırları ihlal eden yakın mesafede, hatta koyların içine konuşlanmış pek çok balık çiftliği var.

5. Çipura ve levrek üreten çiftlikler yem kullanıyor. Ama tonbalığı gibi büyük balık üreten çiftlikler deniz dibini trol ile tarıyor, küçük büyük ne balık bulurlarsa makineden geçirip çiftlikteki tonbalıklarına atıyorlar. Bu şekilde oradaki canlı habitat yok oluyor.

*

En son, Küçükbahçe mevkisinde, aynı firmaya ait her biri 111 bin 600 metrekare deniz alanını kapsayan toplam 334 bin metrekarelik deniz alanı için proje başvurusu yapıldı.

ÇED süreci kapsamında “halkı bilgilendirme” toplantıları protesto edildi, katılım sağlanamadı ve karşı çıkış nedenleri ortak açıklamalarla bakanlıklara iletildi.

Yerel tüm bileşenlerin karşı çıkmasına rağmen, birinci başvuru için Çevre Bakanlığı olumlu ÇED raporunu verdi.

Yarımadanın en elverişli coğrafyasına sahip olan Küçükbahçe bölgesi, erkenci mandalinası ve enginarıyla tarımsal faaliyetlerin yanı sıra, başta Eğri Liman olmak üzere cennet koylarıyla da ekosistemle barışık turizm faaliyetleri için çok değerli.

Hoyratça yarımadayı istila eden balık çiftlikleriyle doğaya verilen zararın ötesinde halkın yaşam hakkı da elinden alınıyor.
 
Madem bu ara Başbakan kıyılar konusunda hassas, bir de Karaburun kıyılarına el atsa hiç fena olmaz.
 
 
 
 

Ekleme Tarihi
19.08.2013
Ekleyen Kişi
Özgür Şevik

Etiketler: Karaburun ‘İmdat’ diyor
Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız