Fikriye Susam Uyar - Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Avlama ve İşleme Teknolojisi Bölüm Başkanı Prof.Dr. Ali İşmen, korunması iÇin 30 santimetre altındaki lüferin avlanmaması gerektiğini söyledi.
İşmen, Aa muhabirine yaptığı açıklamada, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın avlanacak balıkların boyları ile ilgili yeni bir düzenleme yaptığını, yapılan düzenlemeyle lüferin avlanma boyunun 20 santimetreye çıkarıldığını anımsattı.
Lüferin avlanma boyunun 20 santimetreye çıkarılmasının bile hala tartışılır bir durum olduğuna işaret eden İşmen, 20 santimetre olan balığın çinakop olduğunu bildirdi.
Çinakopun boyunun genellikle 25 santimlerde olduğunu, bunun küçük boylu avlandığı zaman balıklara üreme şansı vermediğini vurgulayan İşmen, şöyle dedi:
"Balık hangi boyda ürüyorsa onun altındaki boylara izin vermememiz gerekir. Hiç olmazsa canlı bir kere üresin ki, hayat döngüsü devam etsin. Siz bunu üremeden avlarsanız bunun neslini kurutursunuz. İşte bu avlanma ve üreme boylarıyla ilgili sıkıntı burada.
Bazı balıklarda özellikle lüfer gibi ekonomik değeri yüksek çok sevilen ve tüketilen balıklarda, bu sorun devam ediyor. Lüferin üremesi konusunda dünyada da ülkemizde de çok fazla çalışma yok. Çinakop, lüferin yavrusudur ve bunu balıkçılar bilir. Ama bazıları çinakopun lüferden ayrı bir tür olduğunu söylüyor. Ama öyle değil. Çinakop, lüferin yavrusudur, küçüğüdür. Bu nedenle çinakopun avlanmaması gerekiyor.
-"20 SANTİM HALA YAVRUDUR"-
Hangi balık türü olursa olsun üreme boyunun tespit edildiğini ve o boyun üstündeki balıkların avlanmasına izin verildiğini belirten İşmen, "Lüferde bunların içerisinde. Bakanlığın şu an getirdiği 20 santimetrelik boy, tartışılır bir boy. Bu boy hala yavru" dedi.
Lüferin kolay elde edebilir bir balık olmadığını ifade eden İşmen, "Üreme yeri Karadeniz. Balık, Çanakkale bölgesine kışlamak iÇin geliyor. Karadeniz'e gidiyor yumurtluyor, buralara ekim ayından sonra kışlamaya geliyor. Kışı sıcak denizlerde geçiriyor, bahardan sonra tekrar Karadeniz'e gidiyor. Hayat döngüsü bu şekilde devam ediyor. Yapılan çalışmalara baktığım zaman lüferin en azından 30 santimetrenin üzerinde avlanması gerektiğini söyleyebilirim" diye konuştu.
-DENİZLERDEKİ BALIK MİKTARI HER GEÇEN YIL AZALIYOR-
Denizlerdeki balık miktarlarının aşırı avlanma ve kirliliğin etkisiyle sürekli azaldığını dile getiren İşmen, "Her sene avladığımız balığı bir sonraki sene arıyoruz. Bir sene önce çok avladığımız balığı bir sonraki sene bulamıyoruz. Her sene daha az avlamaya başladık" dedi.
Bütün denizlerde çok ciddi kirlenmenin söz konusu olduğunu, bu nedenle de balıkların üremesi, beslenmesi ve yaşam alanlarının bozulduğunu ifade eden İşmen, avlanan balık miktarlarının da sağlıklı bir şekilde kayıt altına alınmadığını savundu.
İşmen, Bakanlığın bu konuda, balıkların karaya çıkış noktaları diye yeni düzenleme ortaya koymaya çalıştığını, avlanan balıkların belirli noktalarda karaya çıkarılmasıyla doğru şekilde kayıt altına alınmasının hedeflendiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu nedenle denizlerimizde ne kadar balığımız var, az mı çıkacak, çok mu çıkacak bunu tam olarak hiç kimse söyleyemiyor. Ama her sene çıkan balık miktarı bir sene öncekini aratır durumda.
Ancak araştırma yapmadan da deniz bize bazı şeyleri gösteriyor. Nasıl gösteriyor? Her sene avlanan balığın miktarında azalma var. Bunu kayıt altına almasanız da balıkçının sıkıntısından, derdinden, söylemlerinden alıyorsunuz. Bu bir belirtidir. Her sene avlanan balığın boyunun küçülmesi bir belirtidir.
Balık stokları azalıyor. Bunun iÇin tedbirler alıyor Bakanlık. Av zamanlarını düzenliyor, yasak bölgeler getiriliyor, av araçlarına yasaklama getiriliyor, trole, gırgıra kıyı balıkçılığına sınırlama getiriliyor. Bunlar, stokların azalmasından dolayı tedbirlerin daha da yoğunlaşmasına neden oluyor."