Telef Olan Alabalıkların Yerine Türkiye'nin Dört Bir Köşesinden 7 Bin 500 Anaç Alabalık Getirildi
TRABZON (İHA) - Trabzon'un Maçka ilçesinde, tarihi Sümela Manastırı’nın da yer aldığı Altındere Vadisi’nde 16 Ağustos 2013 günü yaylada yol yapım çalışması sırasında dereye bırakılan çimento atıklarının yörede bulunan alabalık tesislerinin havuzlarında bulunan suya karışması sonucu, dere üzerinde bulunan 2’si özel sektöre ait 3 alabalık çiftliğinde milyonlarca alabalığın telef olmasının ardından alabalık üretimi yörede yeniden canlanıyor.
Çevre ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’ne bağlı Altındere Alabalık Üretme Yetiştirme İstasyonu'nun da yaşanan çevre felaketinin ardından 12 bin civarında anaç alabalık telef olurken başlatılan çalışma sonucu Türkiye’nin farklı su kaynaklarından bugüne kadar toplam 7 bin 500 anaç alabalık istasyondaki havuzlara getirilerek alabalık üretimi yeniden canlandırıldı. Konuyla ilgili İHA muhabirine bilgiler veren Doğa Koruma Milli Parklar Trabzon Şube Müdürü Resul Doğan, yaşanan talihsiz kazada havuzlarda bulunan 12 bin anaç alabalığın telef olduğunu belirterek Türkiye’de 38 farklı su kaynağından elde edilen 7 bin 500 anaç alabalığın tekrar havuzlara yerleştirildiğini söyledi.
TELEF OLAN BALIKLARLA İLGİLİ YARGI SÜRECİ SÜRÜYOR Telef olan anaç alabalıklarla ilgili sorumlular hakkında yargı sürecinin sürdüğünü belirten Doğan, “16 Ağustos 2013 yılında talihsiz bir kaza yaşadık. Yolda yapılan imalatta dereye çimentonun karışması sonucu elimizde bulunan 12 bin civarında Türkiye’nin 23 farklı su kaynağından elde ettiğimiz anaçların tamamını kaybettik. Gerekli tespitler yapıldı, iş yargıya intikal ettirildi. Yargı süreci devam ediyor. Akabinde bir toplantı yaptık, Genel Müdürlüğümüzle, Bölge Müdürlüğümüzle istişare halinde olduk. Hızlı bir şekilde tekrar toparlamamız gerektiğini düşünerekten bir iş programı yaparak harekete geçme kararı aldık. 15 ilden 38 su kaynağı belirledik. Hızlı bir şekilde çalışma ekiplerimizi 3’e ayırarak gerekli donanımı satın alıp çalışmaya başladık. Herkesin özverili çalışmasıyla birlikte zamanın dar olmasına rağmen hızlı bir şekilde 38 su kaynağından bugüne kadar 7 bin 500 üzerinde anaç alabalığı aldık ve havuzlarımıza koyduk. Balıklar adaptasyon sürelerini de başarılı bir şekilde geçirdiler. Kısmen adaptasyonda sorunlar yaşanabiliyor ama bu bilimsel olarak da normal karşılanıyor. Bu arada Sürmene Su Ürünleri Fakültesi ile de protokol yaparak balıkların yakalanmasından üretimi salımına kadar her aşamasında bize destek oldular. İhtiyaç duyduğumuzda biz onlara ulaşıyoruz, gelip bakıyorlar labaratuvarlarda inceleyip balığın sağlığından gelişimine kadar kullanacağımız besin maddesine kadar bize yön veriyorlar” dedi.
BİR MİLYON YAVRU BALIK DERELERE BIRAKILACAK Havuzlardan toplanan anaç balıklardan geçtiğimiz yılın Aralık ayından itibaren sağımları yapıldığını belirten Doğan, bir milyon yavruyu derelere salmayı düşündüklerini söyledi. Doğan, “Aralık ayı itibariyle sağımlar başlandı, Ocak ayı itibariyle sağımı bitirdik. Bir milyonun üzerinde yavru üretimi hedefimiz var. Bir kısım yavrularımız çıktı, bir kısmı yumurtasını yeni sağdı. Bir milyon üzerinde yavru salma hedefimiz var. Bu noktada çalışmalarımız başarı ile devam ediyor. Şükürler olsun yaşanan bir aksaklık yok. Bu yıl 15 Haziran'dan itibaren balık boyu 4-6 santime geldiğinde aldığımız su kaynaklarına yine üniversitenin nezaretinde salımlarına başlayacağız. Salımlarımızı da 2014 Eylül ayında bitireceğiz. Bunun akabinde yine balık aldığımız bu mevcut derelerden kan tahlilleri adı altında daha az sayıda anaç alıp tekrar bu havuzlarımıza koyacağız. Sırf genetik zenginliği artırmak için. Aynı balıklardan sürekli yavru üretmemek için 'farklı genler çalışsın, gen zenginliğini koruyalım' diye yine bu akarsu kaynaklarına önümüzdeki yaz dönemi gideceğiz. Daha az sayıda da olsa mevcut stokun yüzde 10’u kadar yine anaç balık alıp takviye edeceğiz. Bir önceki yıldan elimizde 1 yaşın üzerinde olan farklı su kaynağından beslendikleri için zarar görmeyen yavrulardan ayırdığımız anaç balıklar var. Onlar şu an 1 yaşın üzerinde. 3 yaşına geldiklerinde bunları da ana stoklarımıza katacağız. Bizim en büyük hedefimiz bunları üretime almak çünkü onlardan alınan yumurta verimi doğadan gelenden çok daha fazla. Bu yaz ikinci sezonun sonunda o yavrulardan tekrar üretim yapmaya başlayacağız, o zaman tam kapasitemize ulaşacağız. Burasının fiziki olarak 4 -5 milyon arası yavru üretimi kapasitesi var. Hedefimiz bu rakamı yakalayıp her yıl ürettiğimiz bu yavruları su kaynaklarına bırakmak. Yeterli derece popülasyonun dengeye geldiğini düşündüğümüz kaynaklardan vazgeçip yeni kaynaklar eklemek" ifadelerini kullandı.
AMACIMIZ DERELERDEKİ POPÜLASYONU ESKİ HALİNE GETİRMEK Uyguladıkları proje sayesinde derelerde azalan balık popülasyonunu eski haline getirmek olduğunu kaydeden Doğan, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Projemizin genel amacı; derelerde azalan popülasyonu tekrar yukarı seviyeye getirmek ve halkımıza bu dereleri olta balıkçılığına açmak. Yani insanları sportif olta balıkçılığı konusunda hobilerini yerine getirmek. Kirlenen dünyamızda insanlara bir şekilde sağlıklı besine ulaşmalarını temin etmek. Derelerde üretilen balıkların bir şekilde soframıza gelmesine katkıda bulunmak. Yöre halkına ekonomik girdiler sağlamak. Bu bir nevi eko turizmin de bir parçası. Eko turizmi desteklemek istiyoruz. Buna bir örnek verecek olursak Uzungöl’ü Gıda, Tarım ve Tarım Hayvancılık Bakanlığı ile devreye girerek olta balıkçılığına açtık. Orada yarışmalar da düzenledik, bunları geleneksel hale getireceğiz. Buraya dışardan gelen insanların hobilerini de gerçekleştirme imkanı verdik.” |