Vahap Munyar [email protected]
YÖK’ü ikna etti, ‘Ziraat’ yerine ‘Tarım ve Yaşam Bilimleri Fakültesi’ni seçti İBRAHİM Arıkan, Mayıs 2012’de 4 fakülteyle kuruluş iznini aldığı MEF Üniversitesi’ne Mart 2013’te İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) eski Rektörü Prof. Muhammed Şahin’i kurucu Rektör olarak transfer etti.
Şahin, İTÜ’den “geçici izin”le ayrılıp, MEF’in başına geçti. Prof. Şahin’in MEF Üniversitesi’nde ilk uğraştığı işlerden biri “Tarım ve Yaşam Bilimleri Fakültesi” izni oldu. Organik tarımla da uğraşan Arıkan, üniversitede geleneksel ziraat fakültesinden farklı bir eğitimi düşündü. ABD’de 3 ve Yeni Zelanda’da bir üniversitedeki örnekler incelendi, Yüksek Öğrenim Kurumu’na (YÖK) başvuru yapıldı: - “Tarım ve Yaşam Bilimleri Fakültesi” kurmak istiyoruz. O güne kadar, “Doğa Bilimleri”, “Tarım ve Doğa” ile “Tarım ve Tarım Teknolojileri” isimleriyle bölüm açmak isteyen üniversitelere olumsuz yanıt veren YÖK, MEF’ten dünyadaki örnekleri istedi. Prof. Şahin, örnekleri iletip, YÖK’e savunma yapmaya gitti. Sonunda “Tarım ve Yaşam Bilimleri Fakültesi” MEF’in 4 yıllık lisans bölümleri arasında yerini aldı. Prof. Şahin, memnundu: - Bu bölüm dünyada 4 üniversitede var. Bizimki 5’inci olacak. YÖK’te açtığımız kapı, diğer üniversitelere de örnek oluşturacak. Ardından “Flipped Classroom” modeline değindi: - Yeni kuşak öğrenciler derste 50 dakika bir hocaya konsantre olamıyor. Bunu dikkate alarak, dünyada bazı öğretim üyelerinin denemeye başladığı “Flipped Classroom”u benimsedik. Modeli şöyle açtı: - Hoca, anlatacağı dersi bir hafta önceden öğrenciye 20 dakikalık video şeklinde iletecek. Öğrenci videoyu izleyip derse girecek. Hocaya videoda anlamadığı bölümleri soracak. Sorulara göre sınıfta 5’er kişilik gruplar oluşacak. Yanıtları öğrenciler önce kendi aralarında arayacak. Hoca, “bilge kişi” değil “yönlendirici” rolü üstlenecek. Bir üniversitenin ilk kez tümüyle bu modeli benimsediğini savundu: - Hoca, dersi kaçıran öğrecilere, “gece şu saatte online olacağım” diyecek. Öğrenci kaçırdığı dersle ilgili eksiği hocasına bağlanıp giderecek. Bazı öğretim üyelerinin itirazlarını aktardı: - İbrahim Bey’e, “Bu sistem hocayı devre dışı bırakıyor” diyenler olmuş. Ama İbrahim Bey ikna oldu, fark yaratacağımız bir modeli benimsedik. Düşündüğü bir modeli daha paylaştı: - Bazı bölümleri isimleriyle birlikte işadamlarının yönetimine bırakabiliriz. Örneğin, “Şarık Tara İnşaat Mühendisliği Bölümü” olabilir. Bölüm başkanını seçip, yönetimde etkili Danışma Kurulu kurabilirler. Prof. Şahin’i İTÜ Rektörü’yken Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün bir Suudi Arabistan seyahati sırasında tanıdım. MEF Rektörü şapkasıyla dinlerken, “İTÜ sonrasında farklılık aradım” sözü dikkatimi çekti. Bakalım bu “fark” öğrenciye nasıl yansıyacak?
Binayı Erdoğan afişi için ben kiraya verdim
TOYA Gayrimenul Yönetim Kurulu Başkanı Zafer Topaloğlu, Toya Moda’da işbirliği yaptığı Dice Kayek’in Haute Couture Week’teki defilesini izlemek üzere Paris’e giderken uçakta okuduğu bir habere şaşırdı: - CHP Milletvekili Süleyman Çelebi, bizim binamızla ilgili soru önergesi vermiş. Gazetedeki fotoğrafa baktım, söz konusu yer 1981-1984 döneminde 2.5 yıl çalıştığım Tercüman Gazetesi’nin İstanbul Cevizlibağ’daki binasıydı. Binanın cephesinin bir bölümüne Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı adaylığı afişi giydirilmişti. Çelebi, binanın Basın İlan Kurumu’na ait olduğu düşüncesiyle Kurum’dan sorumlu Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a soru önergesi yöneltmişti: - Basın İlan Kurumu’nun binasının Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Tayyip Erdoğan’ın afişleriyle donatılması Kurum’un kuruluş ilkelerine ve tarafsızlığına aykırıdır. Kurum binasının siyasi partiler tarafından kullanılması hangi izne tabidir? Kurum’a bir bedel ödemiş midir? Topaloğlu, haberi okuyup bana döndü: - O bina bizim. Basın İlan Kurumu kiracımız. Cephenin o bölümlerinde bizim afiş vardı. Talepte bulundular. Bedeli karşılığı verdik. Basın İlan Kurumu, habere yanıtında, “Orada kiracıyız” demiş, sahibini açıklamamıştı. Sözün kısası, o bina Toya’nınmış...
|