I- GİRİŞ
5502 sayılı Yasa ile Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Kurulu’nca, Bağ-Kur, SSK ve Emekli Sandığı kurumları Kurum olarak Sosyal Güvenlik Kurumu’na devredildi. Bağ-Kur, SSK ve Emekli Sandığı kurumları kurum olarak Sosyal Güvenlik Kurumu’nun çatısı altında tek bir Kurum olarak birleşmelerine rağmen, 5510 sayılı Sosyal Güvenlik Reform Yasası’nın Anayasa Mahkemesi’nce iptal edilmesinden dolayı Sosyal Güvenlik Kurumu’nun uyguladığı mevzuat farklılığı halen devam etmektedir. Sosyal Güvenlik Kurumu halen farklı Sosyal Güvenlik Kanunlarını (1479, 2926, 506, 2925, 5434 sayılı Kanunlar) uygulamaya devam etmektedir.
Sosyal Güvenlik Kurumu’nun kurulmasının sigortalı ve hak sahipleri açısından birçok faydasının yanında son olarak Bağ-Kurlulara da önemi yadsınamayacak bir yarar sağlamıştır. Bu zamana kadar tarım Bağ-Kurlularının sattıkları ürün bedellerinden ürün teslim alan yerler tevkifat kesintisi yaptıkları halde, bu kesintilere istinaden kişilerin tarım sigortalılıkları Bağ-Kur tarafından başlatılmamakta idi. Bundan dolayı birçok kişi Bağ-Kur’u dava etmiş, birçok il ve bölgede Bağ-Kur aleyhine binlerce dava açılmış ve Bağ-Kur bu davaların tamamını kaybettiği ve yüklü miktarlarda mahkeme masrafı ödediği halde, yine de kişilerden kesilen tevkifata istinaden tarım Bağ-Kur sigortalılıklarını başlatmamıştı. Dolaysıyla bu durum, Bağ-Kur’u dava edenin kazandığı, dava etmeyenin kazanamadığı bir hal almıştı.
Ancak Sosyal Güvenlik Kurumu, tevkifatla ilgili 4 Seri No.lu Uygulama Tebliği’ni 22.05.2007 tarihinde değiştirmesi sonucu, Bağ-Kurlular artık hiçbir yargı veya mahkeme yoluna gitmeden ve yıllarca mahkeme sonucu beklemeden tevkifat makbuzlarını Bağ-Kur’a ibraz ederek tevkifatın yapıldığı tarihi takip eden aybaşı itibariyle sigortalılıklarını başlatabileceklerdir. Şimdi bu konunun eski halini ve uygulamadaki son halini ayrıntıları ile birlikte uygulamaya dönük olarak izah etmeye çalışalım.
II- BAĞ-KUR’DAKİ TEVKİFATIN YASAL DAYANAĞI VE SON DEĞİŞİKLİKTEN ÖNCEKİ UYGULAMASI
Bağ-Kur mevzuatında tevkifat, tarım Bağ-Kur Kanunu kapsamında sigortalı olan veya olması gereken kişilerin prim borçlarının işletmelere, kooperatiflere, birliklere veya vakıflara satmış oldukları ürün bedellerinden kaynaktan prim kesintisi yapmak suretiyle tahsil edilmesine denilmektedir.
Bağ-Kur’da tevkifat uygulamasına ilk olarak, 2926 sayılı Kanun’un (1) 36. maddesindeki “…Kurum’un prim alacakları, Bakanlar Kurulu Kararı ile ürün bedellerinden tevkif suretiyle de tahsil edilebilir…” hükmüne istinaden çıkarılan 08.01.1994 tarih ve 94/5173 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla 01.04.1994 tarihinden itibaren başlanılmıştır.
Günümüz itibariyle 2926 sayılı Tarım Bağ-Kur Kanunu’nun yasa metnine baktığımızda tevkifatla ilgili hükümleri düzenleyen 36. maddenin 02.08.2003 tarih ve 4956 sayılı Kanun’un (2) 56-d maddesi ile kaldırılmış olduğunu görürüz. Ancak, her ne kadar Kanun metninde böyle bir görüntü varsa da, kanun koyucu tevkifatla ilgili hükümleri düzenleyen ifadeleri üstü örtülü bir şekilde 1479 sayılı Kanun’un “Primlerin Ödenmesi” başlıklı 53. maddesi hükümlerine 02.08.2003 tarih ve 4956 sayılı Kanun’un 27. maddesiyle “…Ku-rum’un 17.10.1983 tarihli ve 2926 sayılı Kanun’a göre tahakkuk eden prim alacakları aylık olarak veya Kurum’ca tespit edilecek dönemlerde ödenir. Ayrıca, Bakanlar Kurulu kararı ile ürün bedellerinden tevkif suretiyle de tahsil edilebilir.” hükümlerini koyarak Bağ-Kur’daki tevkifat uygulamasının devamını sağlamıştır.
Bağ-Kur’daki tevkifat uygulamasının yasal dayanağını izah ettikten sonra, şimdi tevkifata istinaden geriye doğru (geçmişe yönelik) hizmet kazanma ve tarım Bağ-Kur sigortalılığının başlatılması hususundaki uygulamaların bu alandaki son değişikliğin tarihi olan 22.05.2007 tarihine kadar ne olduğunu açıklamaya çalışalım.
Bağ-Kur’daki tevkifat uygulamasının nasıl ve hangi koşullarda yapılacağı ile nerelerin kimlerden tevkifat keseceğine ilişkin tüm hükümler, 26.03.1994 tarih ve 21886 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın 4 Seri No.lu Uygulama Tebliği’nde izah edilmiştir.
Bahse konu 4 Seri No.lu Uygulama Tebliği’nin “Prim Tevkifatı Nedeniyle Tescil ve Sigortalılığın Başlangıcı” başlıklı (I) bendindeki “Ancak, Kanun’un 2. maddesine göre sigortalı olmaları gerektiği halde, Kurum’a kayıt ve tescilleri yapılmamış çiftçilerin, tevkifatın yapıldığını gösteren belgeleri de eklemek suretiyle yazılı talepte bulunmaları halinde, söz konusu talepleri tescil için irade beyanı olarak değerlendirilecek ve tevkifat tutarının Kurum hesaplarına bildirimin ise Kurum kayıtlarına intikal etmesi koşuluyla, sigortalılıkları tevkifatın yapıldığı tarihi takip eden aybaşı itibariyle başlatılacaktır.” hükmüne istinaden, kendilerinden tevkifat kesintisi yapılanların Bağ-Kur tarım sigortalılıkları 21.03.2002 tarihine kadar, tevkifat kesintisi yapılan tarihi takip eden aybaşından itibaren hiçbir mahkeme yoluna başvurmaksızın ellerindeki tahsilât makbuzlarına göre başlatılmıştır.
Bağ-Kur’daki tevkifat uygulaması ile ilgili olarak çıkarılan üstte sözünü ettiğimiz 4 Seri No.lu Uygulama Tebliği’nin bu hükümlerine istinaden, 01.04.1994-21.03.2002 tarihleri arasında ürün (buğday, arpa, şeker pancarı, pamuk, üzüm, süt ve et gibi… satıp ta kendilerinden ürün teslim alan gerçek veya tüzel kişiler tarafından tevkifat kesintisi yapılanların, eğer Bağ-Kur’a tarım sigortalısı olarak kayıtları yok ise (3), 01.04.1994-21.03.2002 tarihleri arasındaki herhangi bir tarihte kendilerinden tevkifat kesintisi yapıldığını gösteren makbuzu Bağ-Kur’a ibraz etmeleri halinde, başka hiçbir mahkeme gibi bir yola gerek kalmaksızın bu makbuzun tarihini takip eden aybaşı itibariyle tarım Bağ-Kur sigortalılıkları başlatılmakta idi.
Ancak, 21.03.2002 tarihinde Bağ-Kur, tevkifatın esas itibariyle Kurum’a kayıt ve tescili olan ve primini ödemeyen sigortalılar için getirilmiş bir düzenleme olduğu, tevkifatın (kaynaktan prim kesintisi) rızai bir ödeme olmayıp ürün bedellerinden yapılan istek dışı bir işlem olduğu ve tevkifatın sigortalı olarak kayıt ve tescili yapılmış sigortalı sıfatını taşıyan kişilerden yapılması gerekmekte olduğu gibi gerekçelerle, 4 Seri No.lu Uygulama Tebliği’nin “Prim Tevkifatı Nedeniyle Tescil ve Sigortalılığın Başlangıcı” başlıklı (I) no.lu bendini, 21.03.2002 tarihli ve 24702 sayılı Resmi Gazete’de yayımlatarak yürürlükten kaldırmış ve bu durumu 2002/19 numaralı Genelgesi ile tüm İl Müdürlüklerine duyurmuştur.
4 Seri No.lu Uygulama Tebliği’nde 21.03.2002 tarihinde yapılan bu değişiklikten sonra Bağ-Kur, 8 yıldır yaptığı bir uygulamayı bir anda değiştirmiş ve adeta 21.03.2002 tarihinden önce tevkifata göre geriye yönelik yaptığı kayıt ve tescilleri bir anlamda 21.03.2002 tarihinden sonra yanlış olarak değerlendirmeye başlamıştır. Yani 21.03.2002 tarihinden sonra 2926 sayılı Kanun’un tevkifatla ilgili yasal hükümleri değişmediği halde, Bağ-Kur’da ne değişti de tevkifata istinaden geriye dönük hizmet kazanılması uygulamasının durdurulduğu hala akıllarda cevabını bekleyen sorular arasında yer almaktadır.
21.03.2002 tarihinden sonra artık Bağ-Kur, kendilerinden tevkifat kesilenlere bu tevkifatlara istinaden tarım Bağ-Kur sigortalılıklarını başlatmamıştır. Yani 21.03.2002 tarihinden sonra bir kişi elindeki kendisinden tevkifat kesildiğini gösteren bir makbuzla Bağ-Kur’a gelip buna istinaden sigortalılığının başlatılmasını talep etmişse, bu kişinin talebi Bağ-Kur tarafından reddedilmiştir.
Bağ-Kur tarafından tevkifat makbuzlarına göre sigortalılıklarının başlatılmadığını öğrenen ve bu uygulama ile karşılaşan binlerce kişi, Bağ-Kur’u İş Mahkemelerine dava etmiş, Bağ-Kur bu mahkemelerin hemen hemen tamamını yüklü miktarlarda mahkeme masrafı da ödedikten sonra kaybetmiş ve söz konusu davalar kişilerin lehine olarak sonuçlanmıştır. Bu durumda tevkifat uygulaması Bağ-Kur’da dava açan her kişinin kazandığı, dava açmayanın ise hiçbir hak elde edemediği bir hale dönüşmüştür.
Bağ-Kur’un “tevkifat kesintilerine istinaden sigortalılığın başlatılamayacağı” uygulaması, eğer Bağ-Kur Sosyal Güvenlik Kurumu’na devredilmeseydi ve Bağ-Kur’un uyguladığı mevzuata eski anlayışla bakılacak olsaydı, hala binlerce insanımız mahkeme köşelerinde bu konudaki hakkını aramak durumunda kalacak ve yersiz bir şekilde eziyet çekmeye devam edeceklerdi.
Ancak, SSK ve Emekli Sandığı’nda olduğu gibi Bağ-Kur Kanunlarının da uygulamasını üzerine alan Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), 21.03.2002 tarihinden itibaren Bağ-Kurluların yaklaşık olarak beş yıldır yaşadığı bu sıkıntıyı gidermek için 4 Seri No.lu Uygulama Tebliği’ni değiştirmiş ve Bağ-Kur tarım sigortalılarını ve çiftçileri büyük bir zahmet ve sıkıntıdan kurtarmıştır.
Şimdi alttaki üçüncü bölümde SGK’nın söz konusu 4 Seri No.lu Uygulama Tebliği’nde yaptığı değişiklikten sonra uygulamanın nasıl olacağını ve bu değişiklikten sigortalıların nasıl yararlanacaklarını açıklamaya çalışalım.
III- BAĞ-KUR’DAKİ TEVKİ-FATIN 22.05.2007 TARİHLİ DEĞİŞİKLİKTEN SONRAKİ UYGULAMADA SON HALİ
Sosyal Güvenlik Kurumu, tevkifata istinaden sigortalılığın başlatılması ve geçmişe yönelik hizmet kazanılmasıyla ilgili yeni uygulamayı, Bağ-Kur’daki tevkifatın uygulanması ile ilgili hükümleri düzenleyen 4 Seri No.lu Uygulama Tebliği’ndeki “Prim Tevkifatı Nedeniyle Tescil ve Sigortalılığın Başlangıcı” başlıklı mülga (4) (I) no.lu bendini, 22.05.2007 tarihinde yeniden düzenleyerek anılan uygulama tebliğine eklemesiyle sağlamıştır.
Tevkifatla ilgili yeni ve son uygulamaların çiftçileri ve kendisinden tevkifat kesilenleri nasıl etkileyeceğini açıklamadan önce, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun 4 Seri No.lu Uygulama Tebliği’ndeki (I) no.lu bendinde, nasıl bir düzenleme yaptığının ilgili hükümlerini verip daha sonra konu ile ilgili açıklamalarda bulunmakta fayda vardır.
Söz konusu Tebliğ’in mülga (I) no.lu bendi, 22.05.2007 tarihinde yeniden düzenlenerek aşağıdaki şekli almıştır (5).
“MADDE – 1: 26.03.1994 tarihli ve 21886 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunu 4 Seri Numaralı Uygulama Tebliği’nin “Prim Tevkifatı Nedeniyle Tescil ve Sigortalılığın Başlangıcı” başlıklı mülga (I) no.lu bendi aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenerek eklenmiştir.
I- Prim Tevkifatı Nedeniyle Tescil ve Sigortalılığın Başlangıcı:
2926 sayılı Kanun’un 2. maddesine göre sigortalı sayıldıkları halde, Kanun’un 7. maddesinde öngörülen üç aylık süre içinde Kurum’a kayıt ve tescilini yaptırmayan sigortalıların tescil işlemleri, Kanun’un 9. maddesine göre Kurum’ca re’sen yapılmakta ve sigortalıların hak ve yükümlülükleri de kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlamaktadır.
Ancak, Kanun’un 2. maddesine göre sigortalı sayıldıkları halde Kurum’a kayıt ve tescilleri yapılmamış ve bu Tebliğ uyarınca sattıkları ürün bedellerinden 01.04.1994 tarihinden itibaren prim tevkifatı yapılan çiftçilerin, tevkifatın yapıldığını gösteren belgeleri de eklemek suretiyle Kurum’a yazılı talepte bulunmaları halinde, tevkifat tutarının Kurum hesaplarına intikal etmesi şartıyla, tevkifat yapılan tarihi takip eden aybaşından itibaren sigortalılıkları başlatılır. Sigortalılıkları bu şekilde başlatılan çiftçilerin tarımsal faaliyetlerini devam ettirmeleri koşuluyla, sigortalılıkları devam ettirilir. Tarımsal faaliyetin tespitinde ziraat odası kayıtları esas alınır. Ziraat odası kaydı olmaması halinde, tevkifata esas ürüne ilişkin kamu kurum ve kuruluşlarının, meslek kuruluşlarının, kooperatif veya birliklerin, kayıtları esas alınır.
Sigortalının Kurum’ca re’sen tescili yapılmış ise, sigortalılık tevkifatın yapıldığı tarihi takip eden aybaşından itibaren başlatılır.”
Şimdi üstteki hükümler doğrultusunda, tevkifata istinaden sigortalılığın başlatılması ile ilgili açıklamalarda bulunmaya çalışalım.
22.05.2005 tarihinden sonra Bağ-Kurlular artık geçmişe yönelik hizmet kazanılması anlamında yeni bir döneme girmişlerdir. Bu tarihten sonra artık kendilerinden tevkifat kesintisi yapılan kişiler, tevkifat makbuzları (müstahsil makbuzları) ile birlikte Bağ-Kur’a başvurup, sigortalılıklarının başlatılmasını yazılı olarak talep ederlerse, Bağ-Kur tarım sigortalılıkları tevkifat kesintisi yapılan tarihi takip eden aybaşından itibaren başlatılabilecektir (6). Tevkifata istinaden sigortalılığın başlatılması uygulamasına 2002 yılında son verilip de 2007 yılında yeniden başlanılması, Bağ-Kurlular için bir müjde, yeni bir imkan ve büyük bir şans olarak kabul etmek gerekmektedir.
Bağ-Kur’da tevkifat uygulaması 1 Nisan 1994 tarihinden itibaren başlanılmıştır. Dolaysıyla bir kişinin Bağ-Kur’a hiç kaydı yoksa ancak kendisinden 1994 yılında tevkifat kesildiğini elindeki makbuzla Bağ-Kur’a kanıtlarsa, bu durumda olan bir kişi bir anda geçmişe yönelik olarak 14 yıllık bir Bağ-Kur sigortalılık süresine sahip olabilecektir. Bu durum ise geçmişe yönelik hizmet kazanma anlamında büyük bir imkân olarak değerlendirilmelidir. Yani içinde bulunduğumuz tarihten ne kadar daha uzun süre geçmişe yönelik bir tarihi ihtiva eden tevkifat makbuzu Bağ-Kur’a ibraz edilirse, o kadar daha uzun (fazla) süre sigortalılık süresi elde edilebilecektir.
Tevkifata istinaden sigortalılığın başlatılması ve geçmişe yönelik hizmet kazanma imkanı, sadece Bağ-Kurlulara özgü olmayıp, bu imkandan SSK ve Emekli Sandığı sigortalıları da faydalanabileceklerdir. Çünkü kişilerin sattıkları ürün bedellerinden tevkifat kesmekle yükümlü olan yerler (Toprak Mahsulleri Ofisi, Çukobirlik, Tariş, Fiskobirlik, Şeker Fabrikaları, Tekel, Marmarabirlik vb.) kimlerden tevkifat kesileceğini tam olarak bilmedikleri için, uygulamada her ürün satan kişiden Bağ-Kur’a % 1 oranında tevkifat kesme yoluna gitmişler, bu durum ise yerli ve yersiz olarak her kişiden tevkifat kesilmesi sonucunu doğurmuştur.
İşte, bir kişi eğer SSK’lı veya Emekli Sandığı mensubu bile olsa, geçmişte babasının, kendisinin, ortağının veya başka birisinin ürününü kendi adına sattığını düşünüyor ve hatırlıyor ise, bu kişi, ürün sattığı yerlerden kendisinden kesilen tevkifat makbuzunu Bağ-Kur’a ibraz ettiği takdirde, Bağ-Kur tarım sigortalılığı bu makbuz tarihine göre başlatılabilecektir.
Tevkifatla ilgili bilinmesi gereken önemli bir nokta daha vardır. Bilindiği üzere, tevkifat makbuzlarına istinaden Bağ-Kur tarım sigortalılığının başlatılmayıp ta, kişilerin mahkeme yoluyla tarım sigortalılığının başlatılması hakkını kazandığı 21.03.2002-22.05.2007 tarihleri arasında kazanılan davalarda mahkemeler bir kişiden herhangi bir yılda bir kez bile tevkifat kesintisi yapılmışsa bu kişinin Bağ-Kur tarım sigortalılığını, tevkifat kesintisinin yapıldığı tarihten sonra ziraat odası, kooperatif veya birlikler gibi yerlere kaydı olmasa bile, tevkifat kesintisinin yapıldığı tarihi takip eden aybaşından dava açılan tarihe kadar sigortalılık süresi vermekteydiler.
Ancak, 22.05.2007 tarihinde 4 Seri No.lu Uygulama Tebliği’nde yapılan değişiklikten sonra, bir kişiden herhangi bir yılda tevkifat kesintisi yapılmışsa bu durum o kişinin sigortalılığını başlatacak, kesinti yapılan yıl için sigortalılık süresi verilecek ancak, sonraki yıllarda tevkifat kesintisi yoksa ve ziraat odaları, birlikler ve kooperatifler gibi tevkifata esas ürüne ilişkin yerlerde kayıtları yoksa sigortalılıkları devam ettirilemeyecektir. Çünkü 4 Seri No.lu Tebliğ’in (I) no.lu bendinde; “Sigortalılıkları bu şekilde başlatılan çiftçilerin tarımsal faaliyetlerini devam ettirmeleri koşuluyla, sigortalılıkları devam ettirilir. Tarımsal faaliyetin tespitinde ziraat odası kayıtları esas alınır. Ziraat odası kaydı olmaması halinde, tevkifata esas ürüne ilişkin kamu kurum ve kuruluşlarının, meslek kuruluşlarının, kooperatif veya birliklerin, kayıtları esas alınır.” hükmü bulunmaktadır.
IV- SONUÇ
Sosyal Güvenlik Kurumu’nun yaptığı çalışmalar neticesinde 22.05.2007 tarihinde Bağ-Kur’da tevkifat kesintilerine göre geçmişe yönelik hizmet kazanmanın önü açılmıştır. Bağ-Kurlu çiftçilere tanınan bu imkân Sosyal Güvenlik Kurumu’nun 4 Seri No.lu Uygulama Tebliği’ndeki mülga (I) no.lu bendini değiştirip söz konusu bendi yeniden düzenlemesiyle yapılmıştır.
Bundan böyle, kendilerinden tevkifat kesintisi yapıldığını müstahsil makbuzları ile kanıtlayanlar, ilgili makbuzların tarihini takip eden aybaşından itibaren Bağ-Kur kapsamında tarım sigortalısı olabilecekler veya sigortalı iseler sigortalılık başlangıçlarını geçmişe kaydırıp geriye dönük hizmet kazanabileceklerdir.
Yapılan bu düzenleme sayesinde, Bağ-Kur’lular mahkeme salonlarında hak aramaktan ve eziyetten kurtulup kendileri ile ilgili sorunların çözümünü SGK’da aramaya başlamışlar ve bu sayede SGK, yüklü miktarlarda dava masrafı ödemekten de kurtulmuştur.
http://www.sgkbilgi.com/
|