Dünyanın en büyük organik ürün fuarı BioFach’ta, organik tarımın yeni açılımının lansmanı yapıldı. Organik 3.0, organik tarımda sertifikalar ötesi yeni bir organik dünyanın tanımını yapıyor.
İSTANBUL - Yoğun tarım teknikleri nedeniyle her yıl 10-12 milyon hektar tarım alanı kaybediliyor. Dünyadaki 800 milyon aç nüfusun yüzde 70’ini küçük çiftçiler oluşturuyor. Geleneksel tarım yöntemleri oldukça olumsuz bir tablo sunuyor. Oysa organik tarım ve ürün rotasyonu, toprak kaybını engelliyor. Uluslararası organik sektörü bu sene 23. kez Almanya’da düzenlenen dünyanın en büyük organik ürün fuarı Boifach’ta bir araya geldi.“Organik sektör hangi yönde gelişmek istiyor ve gelişmeli? Hedefler ve zorluklar neler?” sorularına cevap aranan fuarda, organik dünyanın geleceği masaya yatırıldı; doğayla dost yaşam, sürdürülebilir tarım, toprak refahı ve adil ticaretin yolları arandı.
Fuarın en önemli gündem maddelerinden birisi organik tarımda yeni bir dönem başlatmayı hedefleyen Organik 3.0 açılımı oldu. Organik 3.0, organik sertifikasyonun bir adım ötesine gidip, ekoloji ve toplumsal değerlerin ağırlıklı olduğu, adil ve temiz üretimi amaçlıyor.Bu kapsamda toplum destekli tarım, katılımcı sertifikasyon sistemleri gündeme geliyor. Ürüne doğrudan ulaşım, küçük çiftçinin, aile çiftçiliğinin desteklenmesi, toplumun gıdasına sahip çıkması öncelikli konular olarak ön plana çıkıyor.
Organic 3.0’ün temel özellikleri şu sekiz madde altında tanımlanıyor:
-Organik ürünlerin kalite profili ne kadar açık olursa, sembolik etkisi o kadar büyük olur.
-Organik kavramı sadece ürün odaklı olmaktan uzaklaşıp, tüketici ihtiyaçlarına daha fazla odaklanmalı.
-Doğru tasarım; basitlik; markalama, alışveriş, hazırlama ve pişirme süreçlerinde teknik destek verilmesi gelecekte daha fazla önem kazanacak.
-Organik tarım felsefesi ürünün tüm yaşam sürecini kapsamalı.
-Organik sektöründe gelişim, kırsal ve kentsel alanlar arasındaki sinerjiyi artırıyor; tüketicilerin üretim süreci ile daha fazla yakınlaşmasını sağlıyor.
-Tüketici, aynı zamanda üretici oluyor. Bu oluşuma, “türetici” adı veriliyor.
-Organik sektörünün, “sağlıklı gıda” rekabeti yerine, sağlık stratejisi üzerine odaklanması gerekiyor.
-Eski ürün türlerine geri dönüş ve bu türlerin üretiminin yanı sıra, yeniliklere yönelik araştırmalara da odaklanılmalı. Farklı beslenme alternatifleri değerlendirilmeli.
-Tüketiciler organik ürünleri sadece ürün olarak görmüyor. Dolayısıyla, organik yaşamı desteleyecek kapsamlı, çok yönlü fırsatlar ve mekanlar yaratılması gerekiyor.