Norveç Büyükelçisi Janis Björn Kanavin, Avrupa’nın en büyük HES üreticisi Statkraft'ın Türkiye’de de büyümek istediğini vurgulayarak, enerji alanında artan işbirliğinin ticaret hacmine ivme kazandıracağını söyledi.
Norveç’in Ankara Büyükelçisi Janis Björn Kanavin denizcilik sektöründe sağlanan işbirliğinin, enerji alanında sağlanması için çalıştıklarını söyledi. Türkiye’nin Norveç’ten 6 milyar metreküpe kadar LNG alım talebinin önünde siyasi hiçbir engel bulunmadığını vurgulayan Kanavin, Norveç’in en büyük petrol firması Statoil’e iletilen talep için firmanın pratik olanaklarını değerlendirdiğini ifade etti.
Ankara Sohbetlerine konuk olan Norveç’in Ankara Büyükelçisi Janis Björn Kanavin, Ankara Temsilcimiz Ferit B. Parlak ve arkadaşımız Gülsün Sallıoğlu Gül’ün sorularını yanıtladı.
Soma’da yaşanan facia boyutundaki maden kazası, iş güvenliği konusunu yeniden gündeme getirdi. Bu alanda bir işbirliği yapılabilir mi?
İlk olarak Soma’da yaşanan üzücü olay üzerine Norveç’in Türkiye’ye taziyelerini iletmek, üzüntülerini bildirmek istiyorum. Tabii bu tip acılar yaşandığında bir sonraki adım yaraları sarmayı düşünmek. Bunun gerçekleşmesi için de hükümet, yerel yönetimler ve makamların çok iyi bir işleyişe sahip olması ve bu işleyişin iyi olduğuna toplumun da ikna olması gerekiyor.
Madencilikte, Kastamonu’nun Küre ilçesi ve Norveç’in maden kenti Roros için üniversiteler arası bir işbirliği mevcut. İşbirliğini geliştirmeyi tabiî ki isteriz. Ama hangi alanlarda işbirliğinin daha yararlı olacağına bakmamız lazım. Bugün tekrar hatırladık ki madencilik perde arkasında, toplumun ilgisini hiç çekmeden devam eden bir olay değil. Norveç’te bizim de kazalarımız oldu. Ekonomik anlamda Norveç’in en büyük endüstrisi Petrol endüstrisi. Petrol endüstrisinde de madencilikte de sağlık, emniyet ve çevrenin korunması her zaman büyük odak noktamız.
Norveç Milli Günü ve Norveç Anayasası’nın 200’üncü yıldönümü dolayısıyla 15 Mayıs’ta yaklaşık bin davetlinin katılımıyla bir resepsiyon gerçekleştirecektik. Fakat Soma’da yaşanan üzücü olay üzerine resepsiyonu iptal etme kararı aldık. Norveç Anayasası, Avrupa’da halen geçerliliğini koruyan en eski anayasadır. Anayasamızın odağında vatandaş ve vatandaşın haklarının korunup kollanması var. Bu, böyle trajedilerde çok daha önemli hale geliyor.
Türkiye’ye yeni Anayasa çalışmalarında öneriniz nedir?
Mevcut Türk Anayasası’na yer alan her paragrafın siyasi ve tarihi anlamda tam bir ‘savaş meydanı’ olduğunu düşünüyorum. Norveç Anayasa’sı yazıldığında önlerinde bomboş sayfalar duruyordu. Anayasa metinlerini yazarken belki de o boş sayfalardan biraz ilham alınabilir.
Cumhurbaşkanı Gül’ün ifadelerini tekrarlamak gerekirse: Devletten ziyade vatandaşını koruyan bir anayasaya odaklanmak gerekiyor. Partiler arası yeterli güvenin oluşturarak detayların ötesine geçmek ve asıl odaklanılması gereken hususlara odaklanmak çok önemli. Resmi bir dini olmasına olmasına karşın Norveç fonksiyonel anlamda laik bir devlet. Din ve inanç özgürlüğünün işlemesi gerekiyor. Türkiye’nin de aynı yönde olduğunu görüyorum.
Türkiye, din ve inançların toplum içerisinde dile getirilmesinden eskisi kadar korkmuyor. Kamuda başörtüsü yasağının kaldırılması, Diyarbakır’daki Ermeni kilisesinin restorasyonu, Patrik’e geri verilen mülk farklı inançlara toleransın arttığını gösteriyor. Türkiye ve Norveç, din ve kimliklerin ne kadar önemli olduğunu kavramış modern toplumlardır.
Son dönemde karşılıklı olarak üst düzey ziyaretlerin arttığını görüyoruz. İki ülke arasında üst düzey ziyaretler devam edecek mi?
Norveç’te Türkiye’ye olan ilgi artıyor. Majesteleri geçtiğimiz yılın sonlarında Türkiye’ye ilk resmi ziyaretini yaptığında doğru seviyede temaslar yapıldı. Ziyaret sırasında enerji alanında işbirliği gündemdeydi.
Geçtiğimiz ay Enerji Bakanı Taner Yıldız, Norveç’i ziyaret etti. Ben de kendilerine eşlik ettim. Enerji alanındaki işbirliği devam edecek. İşbirliğimizi artırmaya niyetliyiz. Norveç Dışişleri Bakanı bir hafta içinde Türkiye’yi ziyaret edecek. Taner Yıldız’ın ziyaretinin takibi için bu ziyaret bir fırsat olacaktır.
Doğalgazda yeni kaynak ülke arayışında olan Türkiye’nin Norveç’ten 6 milyar metreküpe kadar LNG alım talebi oldu. Bu konuda son durum nedir?
Türkiye talebini Norveç’in en büyük petrol firması Statoil’e aktardı. Türkiye bu alanda daha güçlü bir işbirliğine girmek istiyor. Norveç Enerji Bakanı da bu konuya çok olumlu yaklaştı. Ama Bakanın söylediği gibi; “Bu ticari firmaların kapasitesinde olan bir şey” Statoil’in üst düzey yetkilileri de Türkiye’yi ziyaret ederek, pratik olanakları görüştüler.
Siyasi olarak hiçbir sorun yok. Norveç olarak talebe yanıt vermeye hazırız. Ama asıl konu işin pratik detay boyutu. Norveç ile Türkiye arasında boru hattı olmadığı için bu gazı sıvılaştırma kapasitemiz önemli. Daha önce Türkiye Norveç’ ten sıvılaştırılmış gaz temin etmişti. Türkiye, bunu daha düzenli bir tabana oturtma arayışı içinde. Bu konuda olumlu bir yaklaşım olsa da henüz bir anlaşma yapılmadı. Bahsi geçen 6 milyar metreküp rakamını doğrulayabilirim.
Enerji alanında farklı projeler olacak mı?
Statoil ile Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) sürekli irtibat halinde. Trans Anadolu Boru Hattı Projesi’ne (TANAP) katılmayacaklar ama Trans Adriyatik Boru Hattı Projesi’nin (TAP) bir parçası olacaklar. Aslında şu anda Şahdeniz 2 projesine nasıl bir boyutta dahil olacaklarını belirlemeye çalışıyorlar. Zaten Şahdeniz’e taraflar. Statoil tabii git gide TPAO’nun daha yakın bir ortağı olacak. Tabii buradaki asıl odak o gazı Avrupa’ya iletmek. Statoil’in geçtiğimiz hafta Türkiye’ye gerçekleştirdiği ziyaretin asıl amacı Türkiye’nin enerji politikalarını, Türkiye’nin ve bölgenin nasıl değerlendirdiği yönündeydi. Global analiz perspektifinden olan bir ziyaretti.
Hidroelektrik alanındaki işbirliği artacak mı?
Statkraft’ın bu konuda Türkiye’de önemli yatırımları var. Statkraft Avrupa’nın en büyük hidroelektrik üreticisi.
Şirket, Avrupa’daki en hızlı ilerleyen elektrik pazarı olan Türkiye’de de büyümek istiyor. Türkiye’nin bu alanda henüz istifade edilmemiş büyük bir potansiyeli var. Bunun Türkiye’nin yararına olacağını düşünüyoruz. Norveç’te neredeyse kullanılan elektriğin tamamı hidroelektrik santrallerinden karşılanıyor.
Hidroelektriği bu kadar aktif kullanan bir ülke olarak Türkiye’de HES’lere karşı başlatılan çevreci hareketi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Aynı tepkiler Norveç’te de yaşandı. Hidroelektrik enerjisini kullanmaya başladığımız ilk 100 yıl aslında bu konuya hiç eğilmedik. Ama çok güçlü bir çevre hareketi oldu ve bunu değiştirmek zorunda kaldık. Çevresel zararı minimum hale getirmek için teknolojimizi ve yaklaşımımızı değiştirdik. Büyük ölçekte düşünürsek; halen hidroelektrik elde edebileceğimiz en temiz enerji çeşidi. Türkiye’de bir enerji borsası oluşturulabilir. Böylece pazar ihtiyaçları üretimi daha direk bir şekilde etkileyebilir. Norveç’te 20 yıldır böyle bir borsa var. Bu Türkiye’deki enerji kaynaklarının daha efektif kullanımına olanak sağlayarak, Türkiye’nin enerjide dışa bağımlığını azaltacaktır.
İkili ticaret hacminin artırılması için neler yapılabilir?
2013'te ülkelerimiz arasındaki ticaret hacmi yaklaşık 2 milyar dolar olarak gerçekleşti. Tabii bu yeterli değil. Hedefimiz ticaret hacminde sürekli ve güçlü bir büyüme sağlamak. Türkiye’de görünenin de üzerinde bir potansiyel var. Denizcilik sektöründe halen çok faaliz. Norveç deniz ürünlerine yönelik de Türkiye’de talep artıyor. Enerji alanında artan bir işbirliği yakalarsak hedefl ediğimiz büyüme için sağlam bir taban oluşturmuş oluruz.
Norveç Kamu Fonu’nun Türkiye’ye ayırdığı kaynak artacak mı?
Norveç Kamu Fonu’nun Türkiye’ye ayırdığı kaynak 1.5 milyar ABD doları civarında. Zaman içinde dalgalanma gösterse de ayrılan kaynak son bir yılda bir parça arttı. Fon yeni oluşan pazarlara odaklanan bir politika güdüyor. Fonun Türkiye’de çoğunluğu finans sektöründe olmak üzere 60-80 arası Türk firmasında hissesi var. Fon hiçbir firmada çok büyük hisse sahibi olmadan riski eşit dağıtacağı bir politika sürdürüyor.
Kanavin'in dikkat çektikleri
Ferit B. Parlak
Tasarruf eksiği nedeniyle, yatırımlar ve ekonomik büyüme için yabancı kaynağa ihtiyaç duyduğumuz bir dönemde Norveç gibi finansal kaynağı bol ülkelerin yapacağı/ yaptığı yatırımların önemi daha da arttı. Soma’da yaşanan facianın ardından konuştuğumuz Büyükelçi Kanavin, madencilik alanında teknolojik işbirliğinin geliştirilmesi konusunda adım atacaklarını, yanısıra HES ve LNG başta olmak üzere enerji konusunda işbirliklerinin başladığını dile getirdi. Kanavin’in, “Birçok Norveçli şirket Türkiye’de de büyümek istiyor”, “Enerji alanında artan işbirliği, ticaret hacmine ivme kazandıracak”, şeklindeki cümleleri, Norveç iş dünyasının Türkiye’ye karşı ilgisini gösteriyor. Bize ise bu ilgiye yanıt vermek düşüyor.
Türk tersaneleri Norveç’te iyi bir üne sahip
Türkiye’de 17 Aralık dahil yaşanan son gelişmeler iki ülke arasındaki işbirliğini etkiler mi?
Norveç firmaları için Türkiye halen çok yeni bir pazar. Ben o güvenin azaldığını düşünmüyorum. Norveç firmaları, biraz daha bağımsız hareket ediyorlar. Türkiye o derecelendirmelerde üst seviyede iken Türkiye’de iş yapalım mantığında davranmadıkları için düştüğünde de farklı bir yaklaşımda olacaklarını sanmıyorum. Tabii yolsuzluk iddiaları Norveç’te de ilgi gördü. Türkiye’deki yatırımların büyük kısmı denizcilik sektöründe. Türkiye tersanelerinde Norveçliler için gemiler yapılıyor. Norveç’te Türkiye’deki tersaneler ve gemi yapımı endüstrisi, kalitesi, işin zamanında teslim edilmesi ve bütçeye sadık kalınması anlamında son derece iyi bir üne sahip. Denizcilik deneyim sahibi olduğumuz bir alan olduğu için işbirliğinin etkilenmediğini söyleyebilirim.