Trakya’nın mutluluk tarlaları
Mutlu Tönbekici
Nasıl oluyor bilmiyorum ama yılın her Ağustos’unda kendimi Trakya’da buluyorum. Geçen sene Marmara Denizi’nin kuzeyinden köy köy, ada ada dolaşıp Ayvalık’a inmiştim. Bu sene Selanik’e geçmek üzere bir kaç günlüğüne arkadaşımın ailesinin yazlığına Enez’e geldim...
Bu aylarda Trakya’da olmanın en güzel tarafı ayçiçeği tarlaları. Daha güzel bir manzara düşünemiyorum. Yer gök gülen yüzlerle dolu. Kimi olgunlaşmış, başlarını eğmiş, kimileri genç kızlar gibi şen şakrak. Hani sanki dikkatle dinlesem kızların kahkahalarını duyacakmışım gibi geliyor.
“Mutluluk tarlaları” diyorum ayçiçeği tarlalarına. İnsan ayçiçeği tarlaları arasındayken mutsuz olamazmış gibi geliyor bana. Onlar bana güldükçe ben onlara gülüyorum. Ne bereketli bir yer buraları! Tek bir santim ekili dikili olmayan yer yok...
* Geçenlerde @aycasenbaskan twitter’da Türkiye’nin en güzel yeri neresi diye sordu. Cevaplar klasik: Ege Bölgesinden köyler, koylar, sahiller, kasabalar..
Ege sevgisi o kadar baskın ve mutlak ki söyleyeceğin her başka yer kıllık olsun diye söylenmiş gibi duruyor. En fazla Doğu Karadeniz diyebilirisin. Ki Artvin Şavşat’ın doğası güzellikte hakikaten açık ara öndedir. Ölmeden önce bir kez daha görmeyi çok isterim.
Fakat ben Marmara kızıyım. Alplerde doğup Bursa Ovası’nda büyüdüm. Annemden miras tarlam bile vardı bir zamanlar.
Bursa Ovası diye bir şey kalmadı. Bursa beton çukuru oldu. 30 yıl içinde tek bir ağaç bırakmadılar. Evimizin balkonundan gördüğümüz bereketli ovada şimdi padişah isimli yeni ve elbette ki çirkin mahalleler var.
İstanbul burada diye Türkiye’nin en bereketli bölgesini endüstri bölgesi yapmışız. En güzel ovalar fabrika ve evlerin altında. Denizi denizlikten, deresi derelikten çıkmış, üç beş ormanı ayakta kalmaya çalışıyor.
Fakat ben yine de seviyorum. Şehrin dışına çıkabildin mi, tarlalara, yumuşak tepelere ulaştın mı içimi bir mutluluk alıyor. Başka hiçbir yerde duymadım ben bunu. Hele Ege’nin yaz çoraklığında hiç duymadım.
Anladım ki maki, keçi yemez geven, çorak sarı boş araziler bana göre değil. Ege’nin doğası kışın güzel, baharda güzel ama yazın değil. Ben ağaç taklidi yapan çalı değil, çınar gibi hakiki ağaç, boş verimsiz değil işlenmiş toprak seviyorum.
* Çok isterdim bu tarlalar ama bilhassa ayçiçeği tarlaları arasından bir bisiklet yolu olsun. Almanya’da görmüştüm. Egzoz dumanından uzakta, tarla, bayır arasından, köyden köye özel yollar yapılmış. Sadece bisikletçiler için.
Bizde hiç olmaz bunlar. Varsa yoksa arabaya doluşup gideriz bir yere. Cam arkasından bakarız her yere. Maksat sadece varmaktır.
* Halbuki ne der meşhur şair Kavafis...
“İthaki’ye doğru yola çıktığın zaman... dile ki uzun sürsün yolculuğun... serüven dolu, bilgi dolu olsun... ne lestrigonlardan kork.. ne kikloplardan, ne de öfkeli poseidondan... bunların hiçbiri çıkmaz karşına... düşlerin yüceyse, gövdeni ve ruhunu ince bir heyecan sarmışsa eğer, ne lestrigonlara rastlarsın, ne kikloplara, ne azgın poseidona... onları sen kendi ruhunda taşımadıkça, kendi ruhun onları dikmedikçe karşına...” |