Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 27 Aralık 2024 Cuma
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  Çevre, Enerji »  GÜNLÜK » 
facebook
Twitter
  ANA SAYFA   
 Örgütler, Paydaşlar
 Çevre Sorunları, Koruma
 Toprak,Su Kaynakları
 Küresel Isınma, İklim Değişimi
 Doğal Kaynaklar Yönetimi
 Enerji Kaynak, Sistemleri
 Sulama, Enerji Sistemleri
 Araştırma, Geliştirme
 Kamu çalışmaları
 Destek, teşvikler
 Biyoteknoloji
 Hava Durumu
 Diğer

Seri üretim, seri katliam

Kürküyle kameralara Yakalanınca "Hayvan da severim kürk de giyerim" cümlesi otomatik olarak çıkıyor ağızlardan şu ara... Peki onlara o kürkleri satanlar ne düşünüyor? Bu kürkler nasıl yapılıyor? Bir kürk için kaç hayvanın ölmesi gerek? İşte kürk hakkında birkaç gerçek...


Kimileri zaten bir derisi varken başkasının derisinin içine girmeyi neden sever? Sökülmüş bir bedeni üzerine neden giyer? Rakun mu o? Tavşan, vizon, kuzu, leopar, keseli sıçan, karakulak, fok, tilki, sincap, sansar, yaban kedisi, köpek, kunduz yoksa vaşak mı? Ya da çinçila mı? Fark eder mi; zaten hepsi, birilerinin zevki uğruna boyun kırma, belkemiği kırma, tel ile boğma, asma, vajinadan elektrik verme, kimyasallarla zehirleme gibi süreçlerden geçirilmiyor mu?

Gardrobunda 15 kürkü olduğunu söyleyen Bülent Ersoy misal; 250 bin TL’lik çinçilasıyla “Bunu giyiyorum diye hayvan sevmiyor değilim. Son derece seviyorum. Benim de iki tane köpeğim vardı. Ama bunu giymekten kendimi alıkoyamıyorum” derken, her yıl dünya genelinde 75 milyondan fazla hayvanın sadece kürkleri için katledildiğini biliyor mu? Ya da “Üstümdeki kürk gerçek ama evde kedi besliyorum. Hayvanseverler beni yanlış anlamasın” diyen İclal Aydın, Çin ve Doğu Asya’da her yıl 2 milyonun üzerinde kedi ve köpeğin sokaktan toplatılarak canlı canlı derilerinin yüzüldüğünü duymuş mudur? Basın danışmanı, Aydın’ın bu konuda konuşmak istemediğini söylediği için bilemiyoruz.

Ama şunu biliyoruz; hayvan hakları savunucularının lobi çalışmalarıyla bugün, kedi-köpek kürkleri hem Avrupa Birliği ülkelerinde hem de ABD ’de yasaklandı. Ne var ki etiketlerde yapılan sahtekârlıklar sayesinde Çin’deki kedi-köpek katliamı devam ediyor. Üstelik hayvanlar, kürkleri daha dayanıklı olsun diye soğuk odalarda, aç-susuz günlerce bekletililiyor.

Son bir kaç haftamız ünlülerin kürk/hayvansever açıklamalarına karşılık kürk gerçeklerini okumakla geçti. Peki onlara o kürkleri satanlar ne düşünüyor? Bu kürkler nasıl yapılıyor? Bir de kürk ustası ve toptancılarına soralım dedik ve onları işbaşında ziyaret ettik.

‘Kürküm yok, kürküm yok’

Beyoğlu’nda yurtdışından getirtilen kürklerin ceket, yelek ve paltoya dönüştürüldüğü bir atölyedeyiz. İlk ve tek kez, yaklaşık 2.5 yıl önce, tavşan kürkü diye tutturan bir tanıdığın ısrarı üzerine içeri girmek durumunda kalmış; oturduğum yerden “Bu çirkin, bu da çirkin, bu daha da çirkin, ben kürk sevmiyorum, beni anlamıyorsun” minvalinde yorumlar yapmaktan öteye gidememiştim. Bugün, askılara yine aynı bakışı atınca “Normal” diyor dükkân sahibi Osman Bey, “20’li yaşlarda sevmez çoğu kadın. Ama 40’ından sonra hormonlardan ötürü birden bir kürk ilgisi başlar.” Ben bu yorum karşısında şaşkınlığımı gizleyemezken, tezinden çok emin; eşinden örnek veriyor: “Dolabında beş kürkü var, hâlâ her akşam ‘Kürküm yok, kürküm yok’ deyip duruyor, olamaz böyle bir şey! Bir yandan da normal geliyor aslında, bir tane kürk alınca dahasını istiyor kadınlar.”

21 yaşındayken babasının yanında kürkçülüğe başlayan ve 35 yıldır bu işi yapan Osman Bey, “Bizim için rahatsız edici bir durum yok” diyor, “Biz çalışanız, sanatçıyız, bu işin sanatını yapıyoruz.” Dükkâna, kürklerin tabaklanmış olarak geldiğini; kendilerinin kesip biçmediğini, ‘ellerinin temiz olduğunu’ söylüyor. Osman Bey’in yardımcısı ise kürk karşıtı kampanyaların imitasyon fabrikaları tarafından çıkarıldığını düşünüyor: “Bizce onlar yaptırıyor bu kampanyaları çünkü kürkü öldürüp imitasyon satmak istiyorlar.”

Yaklaşık 200 atölyenin yer aldığı Zeytinburnu ise daha soğukkanlı… Belirtelim, kürk tartışmaları, kürk karşıtı kampanyalar vs. zerre umurlarında değil; “Ben parama bakarım, gerisine karışmam” görüşü hâkim. “İşin vicdani tarafı diyorsun da ablacım, ben kesmiyorum ki bu hayvanları. Ben yüzmüyorum ki derilerini!” cümlesini hemen hepsinden duyuyoruz. Rusya konusunda da tavırları net: “Orası soğuk ülke, onlara laf etmeyin bari, onlar giysin!” Malların yüzde 95’ini de zaten Rusya’ya satıyorlarmış, Türk insanının kürke çok fazla ilgisi yokmuş. Zaten şöyle anlatmıştı bir gün önce Osman Bey: “90’dan evvel çok güzel bir kürk piyasası vardı ancak 93’te kürkçülük bitti. 15 sene akrilik petrol ürünü olan peluş kullanıldı. Şimdi her ne kadar bir muhafazakârlık olsa da, kürk yeniden moda oldu; üstelik erkekler de bu modaya uydu. Çinçiladan kaşkol mesela çok revaçta.”

Dünyada durum ne?

İngiltere, Avusturya, Lüksemburg, Hırvatistan ve Portekiz kürk çiftliklerini yasakladı. Danimarka’da tilki çiftlikleri; Kanada ve Namibya’da her sene dünya çapında protestolara neden olan fok avlarından elde edilen fok kürkleri, 27 AB ülkesinde, ABD, Meksika ve Hırvatistan’da yasaklandı. İsrail Parlamentosu, kürkün yasaklanması konusunu gündemine almış durumda. Rusya’da ise fok avından elde edilen kürklerin yasaklanması için parlamento nezdinde çalışmalar sürüyor. İrlanda’da bazı eyalet meclisleri de kürkün tamamen yasaklanması için çalışmalarını sürdürüyor. Çin, Almanya , İtalya, Kanada, Japonya, Kore, Rusya, Doğu Avrupa, İspanya ve ABD ise kürk için ana pazar konumundaki ülkeler. Ayrıca İsveç, Norveç, Finlandiya, Hollanda, Yunanistan, Danimarka, Namibya, Ukrayna, Arjantin, Polonya, İzlanda, Litvanya, Belarus, Letonya, Estonya, Özbekistan, Tacikistan, Türkmenistan, Kazakistan ve Belçika’da da çiftlikler bulunuyor.

Türkiye ’de çiftlik yok ama…

Türkiye'de yaban hayvanlarının kürk sektöründe kullanılması için kurulan kürk çiftlikleri yok. Ancak son yıllarda Türkiye'de çinçila yetiştiriciliğinin teşviki için bazı çalışmalar yapılmış, İzmir, Balıkesir ve Çanakkale'de çiftlikler kurulmuş. Bu yüzden Türkiye’de en yaygın üretimi yapılan kürk hayvanı çinçila. En çok talep edilen ise astragan. Beyoğlu’nun efsane kürkçüsü Mösyö Artin, mesela, bir röportajında, astragan hakkında bilgi verirken şöyle diyor: “Anne karnından sezaryanla alınan, astraganın en değerli cinsidir.” Nasıl oluyor, anlatalım; karagül koyunları, gebeliklerinin son 15-30’uncu günlerine girdiklerinde öldürülüyor. Hemen akabinde, karnı boydan boya yarılan annenin doğmayı bekleyen yavrusu, yatağından alınıp derisi yüzülüyor. Böylece, pürüzsüz görünümlü yani en değerli astragan kürk elde edilmiş oluyor. Her yıl bu şekilde dört milyon Karagül yavrusu dünyaya gelir gelmez ya da gelemeden öldürülüyor. Kürk hayvanları, kısacası, seri üretilip seri katlediliyor…

Sadece bir kürk manto elde etmek için katledilen hayvan sayısı:
9-15 kunduz
16-22 karakulak
20-30 kedi
30 - 200 çinçila
12-16 çakal
15-20 köpek
10-20 tilki
8-12 vaşak
50-60 sansar
30-70 mink
25-35 misk faresi
26-34 bataklık kunduzu
10-16 su samuru
45-55 kokarca
30-40 tavşan
30-40 rakun
60-70 samur
6-10 fok balığı
40-50 vizon

ORTALAMA KÜRK FİYATLARI

ÇİNÇİLA 8.000 - 10.000 dolar

TİLKİ 1500 - 3000 dolar

RAKUN: 350 - 650 dolar

TAVŞAN: 200 - 700 dolar

VİZON: 1500 - 10.000 dolar
 
 
 
 
 
 
 

Ekleme Tarihi
15.03.2013
Ekleyen Kişi
şahin yaylacı

Etiketler: Seri üretim, seri katliam
Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız