2008’e kadar ABD elektrik üretiminin yarısından fazlası kömürden elde ediliyordu. 2012 yılında bu oran yüzde 37’ye indirildi. Bugün belirlenen hedef ise son derece iddialı. ABD Çevre Koruma Ajansı, kömürün elektrik üretimindeki payını sıfıra indirmekte kararlı.
ABD Başkanı Barack Obama, geçtiğimiz hafta Georgetown Üniversitesi’nde yaptığı konuşmada, ABD’nin en büyük mücadelelerinden birisinin iklim değişikliği olacağını açıkladı.
İklim değişikliği ile mücadele kararı bazılarına oldukça “gerçeküstü” göründü. Bunun nedenlerine bakacak olursak;
Bugün 12 milyon ABD’li işsiz. Maaşlar son beş yıldır düşmeye devam ediyor. Ekonomide toparlanma izlense de, henüz tam anlamıyla düze çıkılmış bir durum söz konusu değil. Obama, konuşmasında CO2 emisyonunu 2020 yılına kadar yüzde 17 oranında azaltmayı planladığını açıkladı. İşsizlik oranı ya da GSYIH için herhangi bir hedef dile getirmedi.
İklimle mücadele planı, evlerde kullanılan elektrikli araçların verimlilik standartlarından, rüzgar enerjisine yönelik yeni teşviklere kadar çok geniş bir alanı kapsıyor. En büyük değişim ise ABD elektrik endüstrisini ilgilendiriyor.
Bugün ABD’de kömür temelli elektrik üretimi, CO2 emisyonlarının üçte birinden sorumlu.
2008 yılına kadar ABD elektrik üretiminin yarısından fazlası kömürden elde ediliyordu. 2012 yılında bu oran yüzde 37’ye indirildi. Bu büyük ölçüde ucuz doğal gaz sayesinde oldu. Bugün belirlenen hedef ise son derece iddialı. ABD Çevre Koruma Ajansı, kömürün elektrik üretimindeki payını sıfıra indirmekte kararlı.
‘Asıl ihtiyaç duyulan kömüre savaş açmak’
Obama’nın bilim danışmanı Harvard Üniversitesi öğretim görevlisi Daniel Schrag, geçtiğimiz hafta New York Times’a yaptığı açıklamada, “Beyaz Saray, politik olarak kömüre karşı savaş açtığını söylemekte çekingen davranıyor. Oysa, asıl ihtiyaç duyulan da kömüre karşı savaş açmak” dedi.
Schrag kömür konusunda son derece net bir tavır ortaya koysa da, aslında Obama’nın savaşı tüm fosil enerjileri kapsıyor. Kömürün arkasından gelen hedef de doğal gaz.
Obama, fosil enerjilerin fiyatını artırarak, teşviklerin yüksek olduğu yenilenebilir enerjileri daha rekabetçi konuma getirmek istiyor.
İşin diğer tarafından bakanlar ise, ABD ekonomisini korkutacak rakamlar koyuyorlar ortaya. Enerji Koruma Ajansı tarafından belirlenen yeni düzenlemelere uymak için harcanacak her 1 milyar dolar, 16 bin kişinin işini kaybetmesine neden olurken; GSYIH’dan 1.2 milyar dolar kesinti anlamına geliyor. Örneğin geçtiğimiz ay mikrodalga fırınlara yönelik bir düzenleme, karbonun “sosyal faturasını” yüzde 60 oranında artırdı.
Obama’nın konuşması, kömür üretiminin yoğun olduğu eyaletler tarafından tepki ile karşılandı. Hatta ABD Başkanı hem kömür sektörünü öldürmekle, hem de kömür üretiminin yoğun olduğu Cumhuriyetçi eyaletlere karşı tavır almakla suçlandı.
Yenilenebilir enerjinin payı yüzde 82 oldu
Bu arada çevreciler, Obama’nın iklim konusundaki bu kararlılığının, küresel anlamda karbon yoğunluğunu etkilemeyeceğini ifade ediyorlar. ABD’nin karbon emisyonları, kaya gazı kullanımı sayesinde zaten gerilemiş durumda; fakat gelişen ekonomilerde CO2 oranları yükselmeye devam ediyor. Öte yandan ABD'de yılın ilk çeyreğinde devreye alınan santrallerde yenilenebilir enerjinin payı yüzde 82 oldu. İlk çeyrekte, ülkede kurulu gücü 958 MW’a ulaşan 6 rüzgar enerjisi santrali, kurulu gücü 537 MW’a ulaşan 38 güneş enerjisi santrali, kurulu gücü 46 MW olan 28 biyokütle tesisi ve kurulu gücü 5.4 MW olan bir hidroelektrik projesi devreye girdi.
Bloomberg New Energy Finance ile Business Council for Sustainable Energy (BCSE) tarafından hazırlanan “Sustainable Energy in America 2013” (ABD’de Sürdürülebilir Enerji-2013) isimli rapora göre, ABD'nin CO2 emisyonu ise son beş yıl içinde yüzde 13 azalarak 1994'ten sonraki en düşük seviyeye geriledi. Rapora göre, 2007 ile 2012 arasında, toplam enerji tüketiminde yenilenebilir enerjilerin payı yüzde 6.4'ten yüzde 9.4'e yükseldi. Kömür ve petrolün payı azalırken, doğal gazın payı yüzde 23.4'ten yüzde 27.2'ye yükseldi.
Ayrıca, Rüzgar Enerjisi Birliği (AWEA) tarafından yayınlanan “Rüzgar Enerjisi Pazarı 2012” başlıklı rapora göre ABD’de elektrik üretimine yeni eklenen kapasitenin yüzde 42’si rüzgardan elde edildi.