Melis ALPHAN [email protected]
28 Eylül 2013
Küresel iklim değişikliğinin nedeni biziz Acil harekete geçmemiz gerekiyor
HÜKÜMETLERARASI İklim Değişikliği Paneli (IPCC) 1988’de Birleşmiş Milletler tarafından kuruldu. Amacı iklim değişikliği konusunda bilimsel, teknik ve sosyoekonomik bilgi ve çalışmaların değerlendirilmesi, bilimsel çıktılar ışığında iklim değişikliğiyle mücadelede karar vericilere yol göstermekti.
IPCC’nin her 5 ila 7 yılda bir dünyanın iklim sisteminin geldiği durum ile ilgili derlediği Değerlendirme Raporları’nda 1000 civarında biliminsanı çalışıyor. Bu biliminsanları devletler tarafından aday gösterildikten sonra bağımsız paydaşlar tarafından denetleniyor. En son ise hazırladıkları raporlar devletlerin delegasyonları tarafından cümlesi cümlesine onaylanıyor. Türkiye de bu ülkeler arasında.
*
IPCC son raporunu 2007’de yayımlamıştı. Dün tüm dünyada eşzamanlı olarak açıkladığı 5’inci Değerlendirme Raporu ise net bir gerçekliğin altını çiziyor: Küresel iklimdeki ısınma olağandışı! Atmosfer ve okyanuslar ısındı, kar ve buz miktarları azaldı, ortalama deniz düzeyi yükseldi ve sera gazlarının atmosferdeki birikimleri arttı. Hem gezegenimiz hem de bizler büyük risk altındayız. 2011’de Durban’da BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi toplantısında devletler küresel sıcaklık artışını 1.5 derecede sınırlandırma sözü vermişti. Bu yeni rapor ortaya koyuyor ki 0.9 derecelik artışı sağladık bile. Ve bu rapor, değil 1.5 derece, 2 derecelik bir artışı bile aşma ihtimalimizin çok yüksek olduğunu gösteriyor.
*
IPCC’nin önceki yıllardaki raporları iklim değişikliğinin insan nedenli olduğunu kesin olarak iddia etmiyordu. Bu rapor ise kesinlikle insan nedenli olduğunun altını çiziyor ve şuna işaret ediyor: Şu an sınırlandırmak yetmiyor, acilen sıfır karbona geçmemiz gerekiyor. Yani fosil yakıtlardan derhal vazgeçmeliyiz. Ve karbonu tutan arazi kullanımını ortadan kaldırmamız gerekiyor. Yani ormanları imara açarak, okyanusları karbon salarak yok etmeye bir son vermeliyiz.
*
Raporda öne çıkan diğer önemli noktalar şöyle: · Geçen 30 yıl küresel ölçekte 1850’den beri kaydedilen en sıcak birbirini takip eden 30 yıl, 21’inci yüzyılın ilk 10 yılıysa en sıcak 10 yıl. · Karbondioksit ve metan gibi sera gazlarının atmosferdeki miktarı bugün itibariyle en azından son 800 bin yıllık dönemde hiç olmadığı kadar yüksek bir düzeye çıktı. İnsan türünün son 800 bin yıldır dünya üzerinde olduğu tahmin ediliyor. Dolayısıyla atmosferde şu andaki kadar yüksek bir sera gazı düzeyi hiç yaşanmadı. · Grönland ve Antarktika’da buz kalkanları geçen 20 yıllık dönemde kütle kaybetti, buzullar neredeyse yüzeysel ölçekte küçülmeyi sürdürdü ve Kuzey Kutup deniz buzu ve kuzey yarımküre ilkbahar kar örtüsü alansal olarak küçülmelerini sürdürüyor. · Okyanuslar atmosfere salınan insan kaynaklı karbonun yaklaşık yüzde 30’unu emmiş ve bu da okyanusların asitlenmesine yol açtı. · 19’uncu yüzyıl ortasından beri gözlenmiş olan deniz düzeyi yükselmesi hızı önceki 2 bin yıllık dönemdeki ortalama yükselme oranından daha büyük. Küresel ortalama deniz yüzeyi 1901-2010 döneminde 19 santimetre yükseldi. · Soğuk gün ve gecelerin sayısı azaldı, sıcak gün ve gecelerin sayısı arttı. Bazı bölgelerdeki sıcak hava dalgalarının sıklığında artış gözlendi. Kuvvetli yağış olaylarının sayısının arttığı kara alanları bu olayların azaldığı alanlardan daha geniş. · Küresel ısınma 2100 yılı sonrasında da sürecek. · 1986-2005 dönemine göre 2016-2035 dönemindeki küresel ortalama yüzey sıcaklığı değişikliği olasılıkla 0.3 derece ile 0.7 derece aralığında olacak.
*
Neticede IPCC’nin son raporu küresel iklim değişikliğinin artarak sürdüğünü ortaya koyuyor. Hükümetlerin ve karar vericilerin bu tehdidi göz ardı etmeleri için hiçbir mazeretleri yok. Eğer derhal harekete geçersek gidişatı yavaşlatabilir, iklim değişikliğinin yıkıcı etkilerinden kendimizi koruyabiliriz.
http://www.hurriyet.com.tr |