Barajlarda da derelerde de sular azaldı
Olayların içinden | Güngör Uras [email protected]
Kuraklık sonucu derelerin, ırmakların suyu azaldı. Yağmur ve kar yeterince yağmadığından barajlara yeterli su gelmedi. Irmaklar cansız akıyor. Toprak-Su-Enerji sitesinde Dursun Yıldız’ın yazdıklarından öğrendiğimize göre, 01 Ekim 2013-23 Nisan 2014 tarihleri arasında Türkiye genelinde kümülatif yağışlar uzun yılların ortalamasına göre yüzde 29 oranında az oldu. 2013 yılına göre yüzde 38 oranlarında azalma var. - İşletmedeki 90 enerji barajında 23 Nisan itibariyle doluluk oranı yüzde 51 oranında - Geçen yıl bu günlerde doluluk oranı yüzde 74 idi. Dicle Fırat havzasındaki barajların dolulukları geçen yıla göre yüzde 25 daha az durumda. Bugünlerde yoğunlaşan “Barajlarda su var mı, akarsular ne durumda?” tartışmalarına bu bilgiler açıklık getiriyor.
Rakamlara bakarak tartışalım Barajlarda suyun azalmasının, akarsuların kurumasının, elektrik üretimini nasıl etkileyeceğini tartışırken rakamlara bakmak gerekir. Bu nedenle elektrik üretimi ile ilgili temel bilgileri tekrarlıyorum. Rakam ile bilgi verilmez ise, neyin ne olduğu anlaşılamıyor. - 2013 yılında 239 milyar kWh. elektrik üretildi. - Toplam üretimde barajlardan elde edilen elektriğin payı yüzde 18.7, akarsular üzerindeki HES’lerden elde edilen elektriğin payı yüzde 6.0 oldu. - Sudan elde edilen elektriğin toplam elektrik üretimindeki payı yüzde 24.7 oranında. Türkiye’nin enerji santrallerinin kurulu gücü 2013 yılında 6.984 MW artış gösterdi. - 2012 yılı sonunda 57.0 bin MW olan kurulu güç, yıl boyu yeni kurulan 138 santral ile birlikte 64.0 bin MW’ye yükseldi. Yüzde 12.2 oranında büyüdü. Santral sayısı 772 iken 910 oldu. - Hidrolik barajlı santral sayısı 10 adet artışla 74, hidrolik akarsu santrali sayısı 76 artışla 393 oldu. Biz elektrik enerjisinin “Yenilenebilir Kaynak” denilen sudan, rüzgardan, güneşten ve termal kaynaklardan elde edilmesine ağırlık verilmesini istiyoruz.
Fosil kaynaklara %71 bağımlıyız Henüz dünyada tüm enerji ihtiyacını veya enerji ihtiyacının yarıdan fazlasını yenilenebilir kaynaktan sağlayabilen ülke yok. (Norveç, suya dayalı elektrik enerjisi üretiminde ilk sırada. İkinci sırada İsviçre var.) Bu nedenle arayış, “Yenilenebilir Kaynak”tan sağlanan enerji miktarını imkan ölçüsünde çoğaltmak. Biz de buna çalışıyoruz ama bizim en verimli “Yenilenebilir Kaynak” yatırımlarımız olan barajlı ve akarsulu enerji yatırımlarımız, akarsularımızın düzenli olmaması nedeniyle “Güvenli Kaynak” olamıyor. Bunun sonucu toplam elektrik üretiminin yüzde 71’i fosil kaynaklı kömür ve doğalgaz ile akaryakıttan elde ediliyor. Fosil kaynaklı üretimde kömürü bile ithal ediyoruz. Bu nedenle fosil kaynaklı elektrik üretimi dövize bağlı bir üretim. Akarsularımızdan daha fazla elektrik elde etmek için yatırım yapmayı sürdürüyoruz ama, görülüyor ki bu tür enerji üretim tesislerinin kaderi hava şartlarına bağlı. Sonuç, su, rüzgar ve güneşe dayalı elektrik üretimine ağırlık vermeyi sürdüreceğiz ama, fosil kaynaklı elektrik enerjisi üretimi olmadan, veya peş peşe nükleer santral kurmadan gelecekte elektrik talebini karşılamak pek zor olacak.
http://ekonomi.milliyet.com.tr/ |