Türkiye’nin tahıl deposuna termik santral kurmayalım
Meral Tamer [email protected]
TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, önceki gün yuvarlak masa toplantısının açılışında “Bazen devlet yönetimi, tek bir boyuttan bakabiliyor; bizim görevimiz, konunun başka boyutları da olduğunu gösterebilmek. Sadece ekonomik bakmak, ülkeyi çok hırpalıyor. Dilerim sadece ekonomik değil, ekolojik de bakarız” derken ne kadar da haklıydı... 3 farklı disiplinden TEMA gönüllüsü 9 bilim adamının, 6 aylık titiz bir çalışma sonucu önümüze koydukları rapor, sanki bu kadar çok yanlışın birden nasıl yapılabildiğini göstermek için özellikle hazırlanmış bir “kötü örnek vaka” analizi gibi...
Elektrik AB için mi? Biliyorsunuz MTA (Maden Tetkik Arama), bir süre önce Türkiye’nin Afşin-Elbistan’dan sonraki en büyük linyit kömürü sahasının Konya’nın Karapınar ilçesinde bulunduğunu açıklamış, Elektrik Üretim A.Ş. EÜAŞ de, buraya 5870 Megavatlık termik santral yapılacağını duyurmuştu. Raporu hazırlayan uzmanlar özetle diyorlar ki: 1) Türkiye’nin şu an taş kömür, ithal kömür ve linyite dayalı toplam gücü 12 bin 500 Megavat, 5870 Megavatlık bu yeni santralle kömüre dayalı kurulu güç, neredeyse mevcudun yarısı kadar artacak. Ancak böyle bir yeni kapasiteye Türkiye’nin ihtiyacı yok: “Bu santral, bizim kullanacağımız elektriğin karşılığı değil. Türkiye, AB’nin enerji bölgesi seçildi. Enerjiyi biz değil AB ülkeleri kullanacak; Avrupa’nın ihtiyacını karşılamak için Türk insanını zehirliyoruz.” 2) MTA verilerine göre aslında Karapınar’da bulunan linyit, kalitesiz bir kömür. Nem oranı % 47, yani yarısı su. Bu yarısı su olan kalitesiz kömürden elektrik üreteyim derken, Türkiye’nin tahıl ambarını mahvedeceğiz. Konya Ovası, kuraklığa dayanıklı bitkilerin gen havuzu. İklimi kurak ve suyu çok az, ama Türkiye’nin tahıl ambarı. Küresel ısınmadan bizi elektrik değil, burada üretilecek bitkiler kurtaracak; pek çok nehrimiz kuruyacağı için ülkemizi açlık tehlikesine karşı koruyacak. Dünyada her yer aç kalırken Anadolu 10 bin yıldır hiç açlık çekmedi; çünkü geleneksel kültürüne hep bağlı kaldı. Bunu bozmayalım.
Bile bile lades misali 3) Şu anki girişimler ve ihaleler, sanki bile bile lades gibi. Yapılacak termik santrallerin toplam su ihtiyacı 2 milyar tondan fazla. Buna karşılık Konya Havzası’nda 1.5 milyar tondan fazla su yok. Suyun yetersizliği bir yana, santralde kullanılacak soğutma suyu için yeraltı sularının kullanılması, ayrıca ciddi sorunlara da yol açacak: “Karapınar’dan yer altı suyunu çekeyim derseniz, tüm Konya Havzası’nın suyunu çekersiniz. Bu bile soğutma kulelerinin su ihtiyacını karşılamıyor. Zengin Arap şeyhlerinin Ferrari’lerini şişe suyuyla yıkamaları gibi bir durum yani.” 4) Kömür rezervinin yeraltı sularının altında bulunması da ayrı bir sorun. Bölgede çıkarılacak kömür, ortalama 138 metre derinlikte; yeraltı su düzeyinin derinliği ise en çok 20 metre. Bu da yeraltı suyunun pompalarla boşaltılmasını gerektirebilir ki; böyle bir uygulama yeraltı suyundaki düşüşü hızlandıracağı için bölgedeki obruklara yenileri eklenebilir; aniden bir hastane, kışla ya da okulu yutabilir! Durum budur. Enerji Bakanımız sayın Taner Yıldız’a duyurulur.
http://ekonomi.milliyet.com.tr/ |