'Enerji çiftlikleri ile 12,5 milyar dolar tasarruf sağlanabilir'
Turgut Özal Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ramazan Taş, biyo-enerjiye yapılacak yatırım ile Türkiye'nin enerji maliyetlerinde 12,5 milyarlık tasarruf elde edebileceğini açıkladı.
ABD, Çin ve Brezilya’nın sorgum bitkisiyle biyoenerji elde ettiğini anlatan Taş, bu ürünün Akdeniz ve Ege Bölgesinde yılda 2-3 defa yetiştirileceğini bildirdi. Taş, "Enerji çiftlikleri kurulması halinde, sorgum bitkisi; çayın, şeker pancarının, fındığın, tütününün Türkiye ekonomisine katkısından birkaç kat fazla katkı yapabilir."dedi.
Enerji sektörüne ilişkin Cihan Haber Ajansı’na değerlendirmede bulunan Ramazan Taş, Türkiye’nin 2013 yılında 55,4 milyar dolar enerji ürünü ithal ettiğini belirterek, bunun ithalatın yüzde 22’sine denk geldiğini söyledi. 55,4 milyar dolarlık ithal enerji faturasının, 65 milyar dolarlık cari açığa yakın olduğunu vurgulayan Taş, “Enerji’de dışa bağımlılıktan kurtulmadığımız sürece, yeni, yenilikçi ve yerli enerji kaynaklarını harekete geçirmediğimiz sürece, ne cari açığı ve dış ticaret açığını kapatabiliriz, ne de büyüme hızını arttırabiliriz.” tespitinde bulundu.
"HER İLDE ENERJİ ÇİFTLİKLERİ KURULMALI"
Taş, Türkiye'nin enerji açığını kapatabilsmesi için biyo-enerji kaynaklarının bir an önce devreye sokulması gerektiğini vurguladı. Ancak, alternatif yerli enerji kaynaklarının Türkiye’de devreye alınmasında, engellerin olduğunu işaret eden Taş, "Engellerden biri, enerji koridoru olma hedefimizdir. Diğeri de petrol lobilerinin bu kaynakları kullanmasını engellemesidir." dedi.
ABD, Çin ve Brezilya’nın biyo-enerji üretiminde çok başarılı olduğunu aktaran Taş, sorgum gibi bitkilerin bu ülkelerde biyoenerji üretiminde kullanıldığını söyledi. Bu bitkinin Akdeniz ve Ege Bölgesi'nde sulamaya gerek kalmadan yılda 2-3 ürününün alınabileceğini bilgisini paylaşan Taş, enerji çiftlikleri kurulması halinde, sorgum bitkisi; çayın, şeker pancarının, fındığın, tütününün Türkiye ekonomisine katkısının birkaç katı katkı yapabileceğine dikkat çekti.
Brezilya, Çin ve ABD’nin bazı eyaletlerinde biyoenerji üretimi ile enerji sektörü yanında tarım ve hayvancılık sektörünün de hıla geliştiğini aktaran Taş, devlete elverişli olan her ilde 'Numune Enerji Çiftliği' kurması önerisinde bulundu. Enerji çiftlikleri projesinin Türkiye’nin ithal enerji faturasını 12,5 milyar dolar azaltabileceğine işaret eden Taş, bunun tarıma ve hayvancılığa büyük katkı sağlayabileceğini de anlattı.
"OTOMOBİLDEKİ GİBİ ENERJİDE DE 'BABAYİĞİT' BEKLEMEMELİ"
Taş, Türkiye’de en büyük gayrimenkul zenginin devlet olduğunu ifade ederek, "Şu anda her ilde, tarımda kullanılmayan atıl vaziyette duran hazine arazileri var. Devlet, ulusal biyo-enerji stratejisi geliştirip, hızlı bir eylem planı devreye sokarak her ilde atıl duran optimal ölçekte bir hazine arazisini enerji çiftliği kuracak yerli-yabancı girişimcilere 49 yıllığına bedavaya tahsis etsin. Türkiye enerji çiftlikleri yoluyla biyo-enerjide, tarımda ve hayvancılıkta büyük bir atılım yapabilir, zaten yasal mevzuatı kısmen oluşmuş durumda. Eksik olan bütüncül vizyon, eylem planı ve numune enerji çiftliklerinin hayata geçirilmemiş olması. Devlet, otomobilde olduğu gibi enerjide de babayiğit beklememeli, bütün paydaşları bir araya getirerek özel sektöre inovatif liderlik yapmalı. Bana göre; mevcut tarım arazilerini azaltmayacak şekilde atıl duran hazine arazileri üzerinde kurulacak enerji çiftlikleri sayesinde çarpan ve sinerji etkisiyle enerji, tarım ve hayvancılık sektörlerinde büyük sıçrama doğuracak eş anlı kalkınma ve büyüme başlatılabilir. Çünkü sorgum gibi enerji bitkileri, sadece etenol gibi enerji ürünü hammaddesi değil, aynı zamanda besi hayvancılığı için önemli bir yerli girdi. Enerji bitkilerinden elde edilen etenol, belli oranda akaryakıta katılabiliyor. Enerjide dışa bağımlılığı dörtte bir oranında azaltabiliyor." diye konuştu.
"ÇİTLİKLER İŞSİZLİĞİN PANZEHİRİ OLABİLİR"
Taş, biyo-enerjinin, petrole dayalı enerjiye göre daha çevreci, daha sağlıklı olduğunu da vurguladı. Enerji çiftlikleri projesinin Türkiye’de kırsal kalkınmayı tetikleyeceğini vurgulayan Taş, "Bu çiftlikler, emek-yoğun olduğu için çift haneye ulaşan işsizliğin panzehiri olacağını, yüzde yüz yerli girdi kullanılacağı için enerjide dışa bağımlılığı azaltacağını, bütün katma değerin Türkiye’de kalacağını, çarpan ve sinerji etkisiyle yüzlerce sektörü canlandıracağını, istihdam doğuran sürdürülebilir büyümeyi sağlayacağını düşünüyorum." ifadelerini kullandı.
"ENERJİ KORİDORU MASTER PLANI YAPILMADI"
Türkiye’nin enerjiyi üreten ülke olmaktan ziyade, enerjiyi pazarlayan ülke rolüne büründüğünü dile getiren Taş,şunları kaydetti: “Doğalgaz ile petrol boru hattının geçtiği ülke olmaya çalışıyoruz. Halbuki enerji kaynaklarının bulunduğu ülke değiliz. Biz, enerji borularının geçişinden küçük bir komisyon alıyoruz. Türkiye şu an bütün konsantrasyonunu bu küçük komisyona vermiş durumda. Enerji koridoru olmanın Türkiye’ye getirisi ne, götürüsü ne? Bunun master planını dahi yapılmadı."
Enerji hatlarının geçtiği yerlerde Türkiye’nin çok büyük kayıpları olduğuna işaret eden Taş, ormanların, çevrenin, tarım alanlarının ciddi boyutta kullanılamaz hale geldiğine de işaret etti. (CİHAN) |
