Bilgisayarlı cinayetler
Güngör Uras Olayların içinden [email protected]
Narine Mıkırtcıyan’ın “hazin” hikâyesini CNN-Türk’te Cüneyt Özdemir’in programında Agos gazetesi muhabiri Lilitt Kasparyan anlattı. Narine Mıkırtcıyan (21) Ermenistan’dan kaçak olarak gelmiş. Dört yıldır ağabeyi ile birlikte Kumkapı’da oturuyor. Bir kuyumcu dükkânında çalışıyor. Âşık olduğu mahalle arkadaşı Orhan, Narine’nin çıplak resimlerini bilgisayarına koyuyor. Kendisi ile yatmazsa resimleri Narine’nin ağabeyine göstereceğini söyleyerek tehdide başlıyor. Daha sonra iş daha da ileri gidiyor. Orhan(24) ve Orhan’ın ağabeyi Barış (25), belli bir ödeme yapmazsa fotoğrafları internette yayınlayacaklarını söylüyor. Kaçak işçi olduğu için polise gidemeyen ve de istenen parayı bulamayan Narine, çalıştığı kuyumcudan temin ettiği siyanürü içerek intihar ediyor. Bir süre kamuoyuna intikal etmeyen bu olay, gazeteci Lilitt Kasparyan’ın araştırmasının Agos’ta yayımlanması üzerine medyanın ilgisini çekiyor. Kanuni takibat başlıyor. Bu olay,“bilgisayar”ın kötü kullanımının insan hayatına nasıl mal olabileceğini gösteren “Türk işi” bir örnek.
Bilgisayar çıktı... Bunun başka ülkelerde de örnekleri var. “Amerikan işi” gene bilgisayar kaynaklı bir intihar olayı ile ilgili dava, geçtiğimiz günlerde sonuçlandı. Bilgisayarı kötü niyetle kullanan genç, 10 yıla kadar hapis yatacak. Sayın okuyucularıma bu olayı anlatayım. Amerika’da üniversite yurtları genelde ikişer kişilik. Bundan 2 yıl önce New Jersey‘deki Rutgers Üniversitesi’ne giren 2 gençten Hindistan asıllı Dharun Ravi ile Amerikan asıllı Tyler Clementi yurdun aynı odasında yaşamaya başlıyorlar. Okulun açılmasından 3 hafta sonra, Clementi, oda arkadaşı Ravi’ye, “Benim bir erkek arkadaşım gelecek. Bir süre bizi yalnız bırak” diyor. Ravi bilgisayarının video alıcısını ayarlayarak odayı terk ediyor. Daha sonra odanın dışından bir başka bilgisayardan gay (homoseksüel) olan Clementi’nin erkek arkadaşıyla ilişkilerini sadece izlemekle kalmıyor, twitter mesajı ve bilgisayar mesajı ile en az kırk kişiye duyuruyor.
İnsan hayatı çok önemli İki gün sonra Clementi tekrar yalnız kalmak istiyor. Ravi gene birçok kişiye “Clementi bir erkekle ilişkide. Canlı olarak izleyiniz” şeklinde twitter ve bilgisayar mesajları gönderiyor. Fakat bu defa Clementi odadaki videoyu fark ederek başka yöne çevirdiğinden görüntü alınamıyor. Olan biten üniversite camiasında dilleniyor. Bütün bu olanlardan üzülen Clementi, 3 gün sonra George Washington Bridge’den suya atlayarak intihar ediyor. Clementi’nin ölümünde Ravi’nin suçu var mı? Varsa nedir? İki yıldır devam eden dava 18 Mart’ta sonuçlandı. 7’si kadın 5’i erkek 12 kişiden oluşan jüri 13 saatlik değerlemeden sonra Ravi’nin suçlu olduğuna karar verdi. Ravi ölüme sebebiyetten değil, mahremiyet ihlalinden (özel hayata müdahalen) suçlu bulunuyor. Jüri kararına dayalı olarak mahkeme hapis süresini belirleyecek. 5 ila 10 yıla kadar hapis yatacak. Ravi’nin suçu “Hate Crime” (Nefret-Kötü Niyetlilik Suçu) olarak adlandırılıyor.
Bilgisayar uzun süredir yaygın biçimde kullanılıyor ama, bilgisayarı dolaylı biçimde suç aleti olarak kullanarak ölüme sebebiyet vermek, bizde olduğu gibi Amerika’da da yeni bir konu. |