Önceki gün gazeteye uğradı.
Adana’da organize ettiği ve yarın başlayacak olan "Tarım ve Bilişim Konferansı"nı etraflıca anlattı.
Aslına bakarsanız "tarım" ve "bilişim" hiç yan yana gelmeyecek iki sözcük gibi duruyor.
Biri insanlığın başladığı tarihten beri var olmuş bir şey.
İnsanın avcılıkla birlikte yaptığı ilk eylemlerden biri.
Diğeri yani "bilişim", teknolojiyi, interneti çağrıştıran daha soyut bir kavram.
Kemal Erdoğan, konferansı için "tarım ve bilişimi" yan yana getiren güzel bir davetiye bastırmış.
Uzaydan asılı bir uydu ile yeryüzünde peşpeşe sıralanmış tarlalar.
Uydu tarlaları izliyor.
Davetinin üzerinde "Daha planlı, daha kolay, daha bol üreten, daha hızlı, daha çok satan bir Türkiye. Bunu başardığımızda "Yeni bir Türkiye’yi konuşacağız" yazıyor.
AKILLI MAKİNELERE DÖNÜŞÜYOR
Bu nasıl olacak?
Dünya ciddi bir gıda krizinin eşiğindeyken, Türkiye tarımda bir devrim yaratabilir mi?
Kemal Erdoğan "Olabilir" diyor "yeter ki, teknolojiyi ve bilgiyi doğru kullanalım. Bilişim dünyası da tarımın farkına varsın".
Üç ayağı var bu devrimin.
Birincisi, uydudan ya da insanlı- insansız uçaklardan çekilen tarla görüntüleri.
Bu görüntüler özel yazılımlarla analiz edilip biçer döver, ilaçlama makineleri gibi tarlada kullanılan makinelere aktarılabiliyor.
Tarım makineleri "akıllı makinelere" dönüşebiliyor.
Dünyada 10 yıl önce kullanılmaya başlanan bu teknoloji artık ulaşılamaz değil.
Uydu görüntülerini kamudan elde etmek mümkün.
Hem bu işi yapan özel şirketlerden.
Örneğin Rusya’da çilek plantasyonları olan, Adanalı çiftçi Durdu Danişoğlu Türkiye’de uydu görüntüleriyle tarım yapmaya başlayan ilk çiftçi.
Uydu görüntüleri, daha çevreci, daha ekonomik, daha verimli kısaca "hassas tarım" için birebir.
Zira her şeyi uzaydan kontrol mümkün.
1 MİLYON ÇİFTÇİ YARARLANIYOR
İkinci ayağı çiftçinin bilgisayardan yararlanması.
Tarımla ilgili tüm bilgiler artık internet ortamında mevcut.
Türkiye’de 2,5 ila 3 milyon çiftçi var.
Erdoğan’ın tahminine göre, internet kullanan çiftçi sayısı 1 milyon civarında.
Kimi tarım sitelerinin ayda 350-500 bin kişi tarafından ziyaret edildiğini hesaplarsanız 1 milyon abartılı değil.
Ancak tarımla ilgili tüm kurumlar arasında bilgisayar bağlantısı şart.
Bir de Tarım Bakanlığı’nın çiftçi kayıtlarını paylaşması.
Bu konuda Erdoğan "Tarım Bakanlığı, doğrudan gelir desteği çalışmaları nedeniyle geniş bir çiftçi kayıt sistemi oluşturdu. Bu bilgileri tarım örgütleriyle, üniversite ve özel sektörle paylaşmasını istiyoruz" diyor.
ÜÇÜNCÜ AYAK CEP TELEFONU
Devrimin üçüncü ayağı ise cep telefonu.
"Günümüzde cep telefonu olmayan çiftçi hemen hemen yok gibi. Kayıt bilgileri olduğu takdirde bunlara cep telefonuyla ulaşmak, bilgi iletmek en kolay şey" diyor Erdoğan.
Örneğin, Ordu’da Tarım Müdürü, cep telefonuyla fındık üreticilerini koordine etmeyi başarmış.
Özetle, Türkiye’de tarım devrimi için gerekli olanları sayıyorum tekrar.
Uydu görüntüleri, bilgisayar ve cep telefonu.
Bir de Tarım Bakanlığı’nın bilgilerini paylaşması.
Uydu görüntülerini mi elde etmek daha kolay?
Yoksa, bakanlıktan çiftçi kayıt bilgilerini mi?
Doğrusu kestiremedim.
Gila Benmayor
hurriyet.com.tr |