Bozkırları yeşillendiren adam geliyor
Çalışmaları yarım asıra yaklaştıysa da, çoğumuz onu geçtiğimiz seneki hayranlık uyandırıcı TED konuşmasını nefes almadan dinledikten sonra tanıdık.
Bütüncül Yönetim’in (Holistic Management) ve Savory Enstitüsü‘nün kurucusu Allan Savory’den bahsediyoruz.
Allan Savory, Savory Enstitüsü Türkiye gözesi olan Anadolu Meraları‘nın davetlisi olarak İstanbul’a geliyor. Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği’nin evsahipliğinde düzenlenen IFOAM 2014 Dünya Organik Kongresi öncesinde, 12 Ekim’de yarım günlük özel bir atölye ve konuşma gerçekleştirecek olan Savory, 13 Ekim’de de IFOAM’ın ana oturumunda kısa bir konuşma yapacak.
Savory’nin 1970′lerden beri üzerinde çalıştığı ve bugün itibariyle 6 kıtada 15 milyon hektara yakın büyüklükte arazide uygulanan Bütüncül Yönetim, özellikle meralarda, kurak ve yarı-kurak iklimlerde kısa sürede yarattığı inanılmaz değişimlerle dünyada gündem oldu. İngiltere kraliyet veliahtı Prens Charles‘ın “Dünya için sahip olmamız gereken yaklaşım bu!” sözleriyle nitelediği, 2010 Buckminster Fuller ödülü sahibi Allan Savory’nin Bütüncül Yönetim’i, İklim Değişikliği’ni durdurma potansiyeli olan projelerin yarıştığı ve henüz devam eden Virgin Earth Challenge‘ın da finalistlerinden biri.
“Bütüncül Yönetim’i bu kadar önemli kılan nedir?” sorusunun ise birden fazla cevabı var: Hayvancılığı özellikle Türkiye’de saplandığı büyük kısır döngüden kurtarmamız, çölleşmeyi durdurup tersine çevirmemiz, toprak aşınımını (erozyon) engellememiz, su havzalarını güçlendirip sellere ve kuraklığa dayanıklı topraklar inşa etmemiz, atmosferdeki fazlalığı nedeniyle İklim Değişikliği‘ne yol açan karbondioksiti toprağa karbon olarak, organik madde olarak gömerek hem İklim Değişikliği’yle mücadele ediyor, hem de toprağın bereketini, üretimini arttırıyor. Biyolojik çeşitliliğin korunmasında çok önemli bir rol oynuyor. .
Üstelik bütün bunları yaparken, gıda güvencesini ve güvenliğini de sağlıyor: Tüketicinin sağlıklı, ekosistem onarımına katkıda bulunan, lezzetli hayvansal ürünlere ulaşmasını mümkün kılıyor. Bütüncül Yönetim uygulayan çiftçilerin, aynı büyüklükteki bir arazide öncesine göre 3-4 kata kadar daha fazla hayvanı, son derece sağlıklı biçimde besleyerek yüksek yem maliyetlerinden kurtulabildiğini belirtelim.
Kısacası Bütüncül Yönetim, “Doğayla savaşmak yerine doğayla beraber hareket etmenin”, bunun ne kadar az emek ve maliyetle ne kadar büyük bir bereket yaratabileceğinin çok somut bir göstergesi.
Anadolu Meraları olarak amacımızı Bütüncül Yönetim’in Türkiye’de sağlıklı biçimde yaygınlaşması olarak tanımlıyoruz. Savory Enstitüsü‘nden akredite eğitmenlerimizle Ağustos ayında gerçekleştirdiğimiz ilk uygulamalı eğitim ve verdiğimiz ilk mezunların ardından, onarıcı bir tarımın mümkün olduğuna inananları, ekolojistleri, hayvancılığın içinde bulunduğu kısır döngüden yaşam kalitelerini de yükselterek çıkmak isteyen büyük-küçük tüm sürü sahiplerini, doğa koruma ve sürdürülebilir/onarıcı tarım alanında çalışan sivil toplum örgütlerini, hayvancılık sektörüne yön verenleri, yaptığı tüketim tercihleriyle dünyaya şekil verebileceğinin farkında olan şehirlileri, kırsalda şenlikli ve müreffeh bir hayat hayal edenleri, bürokratları, akademisyenleri, İklim Değişikliği aktivistlerini, daha yeşil bir yarının hayalini kuranları…
Kısacası, bu dünyayı hep beraber yok edeceğimiz ya da hep beraber bereketlendireceğimiz herkesi 12 Ekim’de Savory ile tanışmaya, yarım asıra yaklaşan deneyimlerinden faydalanmaya ve Bütüncül Yönetim’i keşfetmeye çağırıyoruz. |
