Geleneksel yayla göçünde dönüş yolculuğu Türklerin konar göçer yaşam tarzının bir sonucu olarak ortaya çıkan yayla göçünde, küçük ve büyükbaş hayvanlarını sürüler halinde yaylalara götüren yaylacılar, burada geçirdikleri yaklaşık 6 aylık sürenin ardından dönüş yolculuğuna başladı.
Orta Asya'dan beri Türklerin konar göçer kültürünün bir sonucu olarak ortaya çıkan ve yaklaşık 5 bin yıldır sürdürülen koyun, kuzu, inek ve keçilerle yaylalara göç etme geleneği, Doğu Karadeniz, Doğu Anadolu ve Akdeniz'de halen yaşatılıyor.
Orta Asya'da bozkır olan bitki örtüsü yüzünden yazın hayvanlarına otlak bulmak için daha yüksek alanlarda yer alan yaylaklara göç eden halk, kışın ise havaların soğumasıyla rakımı düşük yerlerde bulunan kışlaklara iniyordu.
Yaz mevsiminde sıcak havanın etkisinden hayvanları korumak ve yiyecek ihtiyaçlarını karşılamak için gerçekleştirilen yayla göçü, her yıl mayıs, haziran ayında başlıyor. Yaylacılar, hava şartlarına göre, ekim, kasım aylarına kadar hayvanlarıyla birlikte yaylada kalabiliyor.
Bu sürede hayvanlarını taze ve verimi yüksek otlarla besleyen yaylacılar, havaların soğumaya başladığı bu günlerde kışı geçirecekleri köylerine göç etmeye başladı.
Doğu Karadeniz'de 1800 ile 2400 rakım arasında değişen yaylalardaki dönüş yolculuğu ise hayvanlara takılan çeşitli süsler ve ziller nedeniyle ilgi çekiyor. Yaylacılar, kimi yerlerde 50 kilometreyi aşan yolu koyun ve keçi sürüleriyle birlikte çoğunlukla yürüyerek katediyor. Yaz boyunca sürüyü yaban hayvanlarından koruyan çoban köpekleri, bu görevlerini yol boyunca da sürdürüyor.
Uzun ve bir o kadar da yorucu yolculuğun ardından köylerine ulaşan yaylacılar, vakit geçirmeden kış hazırlıklarına başlıyor. Yaylacılar, yaz boyu hayvanlardan elde ettikleri süt ürünlerini satarak ihtiyaçlarını karşılıyor, hayvanların kışlık yiyeceklerini stokluyor.
hurriyet.com.tr |