Faiz artışını kim ister?
Güngör Uras Olayların içinden [email protected]
Faiz (kaba anlatım ile) paranın kirasıdır. Paraya “gel gel yapar”. İnsanlar “para biriktirelim de kiraya verelim” diyerek tasarruf yapmaz. Ama “birikimleri ödenen kira-faiz” tasarrufu teşvik eder. - İnsanların, kurumların birikimlerini en yüksek fiyattan (faizden) kiraya verme arayışında olmaları doğaldır. - Buna karşılık parayı kiralayacak olanlar ise, en düşük kira-faiz ile, borçlanmak ister. Kiranın-faizin miktarını borçlanacak olanın para ihtiyacının büyüklüğü belirler. Borçlanacak olan ne ölçüde borçlanmak zorunda (mecburiyetinde) ise, kira-faiz de o kadar yükselir. Borçlanacak olan mecburiyetten yüksek kiraya-faize razı olur. (Faizsiz finans kuruluşları, faiz yerine kâr payı veya kira adı altında, piyasadaki faiz oranlarına eşit ölçüde ödeme yaparlar. Yani “Bedava ekmek- Bedava para” yoktur.) Borçlular faizin artmasını istemez Dünya bu. “Kimine kavun... Kimine kelek”. Kelek durumundakiler, borçlular, borçlanacaklar faiz artışı istemezler. - Tüketici kredisi kullananlar, kart borcu olanlar, KOBİ’ciler, büyük sanayiciler faizin yükselmesini istemezler. - Bankalardan kredi kullanmayı düşünenler faizinin yükselmesini istemezler. - Finans sistemi dışında ticaret aleminde kredili alış-veriş düzeni var. Faiz artınca, bu sistemde ödemeler durur. O nedenle ticaret alemi faizin yükselmesini istemez. - Borsada parası olan yerliler ve yabancılar faizin yükselmesini istemezler. Faiz yükseldikçe borsada fiyatlar geriler veya hiç olmaz ise artmaz. - Devletin sattığı bono ve tahvilleri satın alanlar faizin yükselmesini istemezler. Çünkü faiz yükselince bono ve tahvilin fiyatı geriler. Zarar ederler. - Bankalar faizin yükselmesini istemez. Faiz yükselince kaynak maliyetleri artar. Krediler riskli hale gelir. - Merkez Banksı faiz artışını istemez. Enflasyonun kontrolü zorlaşır. - Hükümet faizin yükselmesini istemez. Hazine TL ile devamlı borçlanıyor. İç borç faizi arttıkça bütçeden faize gidecek pay büyür. Şimdilerde Borsa’daki hisselerin yüzde 60’ı yabancıların elinde. Devletin iç borçlanma senetlerinin dörtte biri yabancıların, yarısı bankaların portföyünde. Faiz arttıkça borsaya, bonoya, tahvile para bağlayan yabancılar-bankalar zarar ediyor. “Piyasa (!)” yüksek faiz istiyor İyi de... Faizin yükselmesi ile mutlu olacak kimse yok mu? Var. Olmaz olur mu? - Türkiye’de büyük miktarda nakit birikimi olan ve bu birikimlerini banka hesaplarında muhafaza edenler ile - Türkiye’ye bundan sonra (dikkat ediniz bundan sonra) döviz getirerek, yüksek faiz ile dövizini tahvil ve bonoya bağlayacak olanlar faizin yükselmesini isterler. Bu arada benim Ayşe Hanım Teyzem de, bankadaki üç-beş kuruşluk birikiminin faizi arttı diyerek sevinir. Bu durumda TCMB faizi kimin için yükseltti? Döviz girişi kesildi. Döviz kurunun yükselmesi ve oynaklığı (istikrarı kaybetmesi) karşısında yabancı için bizim piyasa cazibesini kaybetti. Yabancıya “gel gel yapmak gerekiyor”... ”Ey yabancı... Korkma gel... Biz faizi yükseltiyoruz” mesajı veriliyor. Açık anlatımla, hedef daha önce gelenler değil. Para getirmesi istenenler. (Soru: “Piyasa faizin yükselmesini istiyor” deniliyordu... Faiz artırımı oldu. “Piyasa yetersiz buldu” deniliyor. Kim bu piyasa? Acaba faiz lobisi denilen bu “piyasa” mı? Piyasa’nın kim olduğunu bulursak, lobinin kimlerden oluştuğunu da öğreneceğiz.)
http://ekonomi.milliyet.com.tr/ |